5

22 7 56
                                    

Zevklerimiz her zaman uyuşmuyordu. Hatta neredeyse hiçbir zaman uyuşmuyordu. Ama flüt çalmayı öğrendiğimden beri ikimizin de keyifli olduğu tek anlar flüt çaldığım zamanlar olmuştu.

Bildirim sesi üzerine telefonumun ekranına baktım ve gelen mesajı okurken ayakkabımı giymeye çabaladım. Fiona yazmıştı, nerede kaldığımı soruyordu.

Ayakkabımın tekini ayağıma geçirmekte başarılı olunca diğerine uzandım ve aynı anda parmağımı arama tuşuna götürdüm.

-Heh, geliyor musun Audrey?

-Bir beş dakikaya oradayım, bekle.

-Tamam!

Kapattı. Ben de diğer ayakkabımı da giyip telefonumu kot ceketimin cebine attım ve küçük çantamın omzumdaki yerini değiştirip kafamı evin açık kapısından içeri uzattım.

-Ben gidiyorum, anne!

Hehe. Ne oldu, o kadar sustun konuşasın mı geldi?

Vazgeç şunu yapmaktan. Neyi?

Beni terslemekten. Ha, sen beni tersleyince sorun olmuyor ama...

Tabii.

Homurdandım. Cameron gülerken annemin sesini işittim.

-Görüşürüz canım!

-Görüşürüz!

Kapıyı kapattım ve merdivenleri inmeye başladım. Gözlüklerimi düzeltip son basamakların üzerinden atlayarak apartmanın giriş katına varınca Cameron yeniden ses verdi.

Sen de heyecanlısın, kabul et. Değilim demedim zaten.

Ama, düşünsene! İki saat boyunca Fiona ile birlikte kız kıza takılacağız! Evet, Fiona ile ben takılacağız.

Duraksadı. Ardından dediklerimi kendine göre yorumlamayı seçti.

Evet! Muhteşem olacak!

Yani... Cameron da bir parçam sayıldığı için... Aman, neyse. Niye onun düşünme şekline kafa yoruyorsam.

Çıkışa yaklaştım ve kapıyı açıp her zamanki gibi muhteşem giyinmiş Fiona'nın yanına ilerledim.

Fiona beni görünce heyecanla gülümsedi ve telefonunu kapatıp küçük siyah çantasına attı. Genç kadınların kullandığı tarzdan çantasına bir bakış attıktan sonra sırıttım.

-Selam.

Gülümsemesi genişlerken kıkırdadı.

-Selamm! Gidiyor muyuz?

-Gidelim hadi...

Yolun aşağısında doğru yavaş adımlarla yürümeye başladık.

Audreyy!! Ne oldu?

Benden bahsedecek misin Fiona'ya?

Karşılık vermedim. İlkokulda yaşadıklarımın tekrarlanmasını istemiyordum, o yüzden ortaokulda ve lisede kimseye onu anlatmamıştım. Öyle çok arkadaşım da yoktu zaten. Fiona ortaokuldan arkadaşımdı ama farklı liselerdeydik ve onunla çok fazla vakit de geçiremiyorduk.

Audrey? Ha?

Duraksadı.

Yok bir şey.

Olumsuz düşüncelerimin farkındaydı belki de. Veya ilk kez susması gerektiğini anlamıştı.

Bir süre sessizce yürümemizin ardından Fiona sıkılıp konuşmaya başladı.

CameronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin