"Ben de yeni çıkıyorum Hyung. Etüt uzadı yine." telefonda abisine haber veriyordu.Changbin 12. Sınıf olduğu için okula arada uğruyordu. Gelme sebebi ise kardeşiydi zaten. O büyüyüp dikkat çektikçe etraftaki mallar çoğalıyordu. İşte Changbin de tam olarak buna gelemiyordu, yavşak heriflere. Kardeşinin etrafı da hep onlarla doluydu.
Telefonunu cebine atıp okul bahçesinden çıktı. O sırada Hyunjin de arkasından geliyordu. Bunu fark eden Jeongin arkasını döndü. O dönünce Hyunjin de bir süre durdu. Tam devam edecekken Jeongin önüne geçti.
"Nereye gidiyorsun?"
"Sanane be çekil önümden."
"İlk defa bu yoldan geldiğini görüyorum. Beni mi takip ediyorsun sen?" dedi Jeongin şüpheyle.
Bunu demesiyle Hyunjin sinir bozucu bir şekilde güldü.
"İşim gücüm yok da senin peşine mi takılacağım? Çok dizi izlemişsin sen."
"Takılanlar oluyor. Ben de ilk başta öyle sandım."
"Hah senin peşine mi?" diye mırıldandı ancak Jeongin duymuştu. Yine de duymamıştı gibi yaptı.
"Bir şey mi dedin?"
"Hayır hayır. Yok bir şey."
"İyi bari. Kaba davrandıysam kusura bakma."
Hyunjin yalnızca kafasını salladı. Jeongin yolun geri kalanında aynı tempoda ve arkasına hiç dönmeden yola devam etti. Bir süre boyunca hep aynı yollardan gidince Hyunjin de kendisinden şüphelenmeye başladı. Telefonunu açtı ve atılan konuma baktı. Doğru yoldaydı. Devam etti.
Jeongin eve girmeden önde arkasını döndüğünde Hyunjin'i göremedi ama siyah saçlı olan onun eve girdiğini görmüştü. Umursamadan halasının evinin bahçesine girdi ve kapının açılmasını bekledi.
Jeongin eve çoktan girmişti.
"Jeongin geldin mi?" diye bağırdı Changbin salondan.
"Geldim hyung. Yemek var mı?"
"Yapmadım ki. Mun Young teyze bizi yemeğe davet etti. Yeğenleri de gelecekmiş o da fazladan yemek yapmış."
"Ah iyi olmuş. Markete gidecek halim yoktu." deyip kendisini koltuğa attı. Yanında uzanan abisi ayaklarıyla onu dürttü.
"Üzerini değiştir, çıkarız birazdan."
Her ikisi de ayaklandığında Jeongin Changbin'e döndü.
"Hyung?"
"Noldu Jeongin?"
"Sana sarılabilir miyim?" dedi kollarını açarak.
"Neden her seferinde soruyorsun? Gel buraya." deyip kaslı kolları arasına aldı kardeşini. Sıkıca sardı onu.
"Sana sarılınca, sanki babama sarılıyormuşum gibi geliyor hyung."
"Sadece bu yüzden mi?"
Jeongin kıkırdayarak, "Hayııırr sana sarılmak çok çok güzel. Ve böyle yapılı olunca daha güzel hissettiriyor. Ben de mi kas yapsan hyung?" dedi.
"Biraz daha büyümelisin. Sonra ne istersen yap. Şimdi gitmemiz gerekiyor. Kadını bekletmeyelim." kardeşinin sırtını sıvazlayıp patlatladı.
"Peki hyung."
Birbirlerinden ayrılıp odalarına gittiler ve hazırlanmaya başladılar. Jeongin siyah bir sweat ve mavi bir kot giymişti. Changbin ise onun aksine daha rahat siyah bir tişört ve siyah bir eşofman giymişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kantin Davası-Hyunin↜
Fanfiction"Abi bana iki çubuk acil." "Çubuğun neresi acil. Abi bana bi demli çay." "Çekilsene bücür." "Bücür ha? Gel buraya sırık!" Hyunjin kantin sırasında Jeongin'in abisi Changbin ile tartışır ve olaylar başlar. Abisiyle tartıştığı bu kızıl saçlı çocuk her...