3.2-Töre nomıs intikom

46 8 27
                                    

"Annem size selam söyledi. Her neyse size, daha doğrusu Jeongin sana biraz abinin ilk zamanlarını anlatayım. İster misin?"

"Olur olur anlat hala." diyerek atıldı esmer olan.

"Sana ne oluyor?" diye çıkıştı Changbin.

"Hyung," abisini kısık bir sesle uyardıktan sonra orta yaşlı kadına döndü ve "tabii isterim teyze." dedi Jeongin.

Bir iç çekerek başladı konuşmaya "İlk geldiği zamanlar ne yapacağını pek bilmiyordu Changbin. Epey bir toydu. Sanırım yas dönemindeydiniz? Her neyse canım. Pek evinden çıkmazdı ama yardımı da çok dokunurdu. Hatta bizim ilk konuşmamız hırsızlar vesilesiyle olmuştu. Changbin şimdiki kadar yapılı olmasa da yine güçlüydü. Çok çalışırdı. Benim de uzaktaki akrabalarım gelirdi aklıma, elimden geldiğince yardım ederdim."

Herkes sessizce onu dinlerken hüzünlü bir hava oluşturmaktan kaçındı Mun Yeong. "Daha sonra bebek ekmek de abisine katıldı."

Bu hitap üzerine Jeongin utanarak gülerken Hyunjin "Bebek ekmek mi?" diye sordu.

"Evet, Jeongin benim evime ilk geldiğinde ekmek yapmamda bana yardım etmişti, oradan geliyor  lakabı. Her yeri un ve hamur olmuştu."

Aklına gelen anılarla gülümsedi yaşlı kadın, daha sonra devam etti konuşmasına.

"İkiniz de çok saygılı çekingendiniz. Hâlâ öylesiniz yanlış anlamayın. Tek fark Changbin zamanla rahat davranmaya başlasa da Jeongin utangaçlığını sürdürüyor. Tatlı şey seni!" son cümlesinde kızıl saçlı çocuğun yanağından bir makas aldı ve "Ben çayı getireyim." diyerek mutfağa gitti.

O gittikten sonra Felix de ardından yardım etmeye gitti. "Ben de geleyim hala."

Onlar gidince Hyunjin koltuklarım önüne birer sehpa bırakıp oturdu. Felix ve Mun Yeong gelene kadar bir süre sessiz kaldılar. Jeongin istemsizce geriliyordu. Saate baktığında henüz erken olduğunu gördü.

"Felix ne zaman şu eve gelse mutfağı daima leziz kokutur. Üstüne sizin gelmeniz iyi oldu, browni yaptı benim civcivim." diye şen şakrak geri yerine oturdu Mun Yeong. Elindeki tepsiyi orta sehpaya bıraktı. Tam onlara servis edecekken Jeongin ilk önce abisinin bardağını daha sonra kendi bardağını önündeki sehpaya koydu.

"Felix ne yapıyor içeride?"

"Dedim ya brownilerini hazırlıyor."

"Normalde bu kadar uzun sürmezdi." dediği anda Felix elinde iki tabakları içeri gelmişti.

"Diğer iki tabağı da sen getirir misin Hyunjin?"

"Tamam."

Tabakları kardeşlerin önüne koydu ve "Afiyet olsun." dedi.

O sırada Hyunjin mutfaktaki sunum tabaklarıyla bakışıyordu. Felix, brown iyi tabağa koymuş üstünde çikolata gezdirip yanına çilek bırakmıştı.

"Hiyyy! O bücür ve kardeşi için mi uğraşmış bu kadar? Ben isteyince fırınlarda birlikte ağzıma sokuyor ama. Hesabını sonra soracağım Lee Yongbok." söylene söylene geri salona döndü.

Elindeki tabaklardan birini Felix'in önüne ses çıkaracak şekilde koydu.

"Mun Yeong teyze, sen yemiyor musun?" diye sordu Jeongin.

"Tadına baktım, yeter bana. Şekerim kalkıyor sonra. Size afiyet olsun canlarım."

"Saol teyze."

Okulda Mun Yeong teyzenin de tanıdığı birkaç kişinin -genellikle personeller- hakkında konuşmuşlardı.

Kantin Davası-Hyunin↜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin