Changbin "Jeongin çöpü çıkar." diye bağırdı salona doğru.
Koltukta yayılmış bir vaziyetteyken mutfaktaki abisine bağırdı. "Hyung bugün pazar ben dinleneceğim."
"Hadi Jeongin hadi."
Uzatsa bile o çöpü kendisi çıkaracağından dolayı oflaya puflaya elindeki telefonu koltuğa koydu, sonra mutfaktaki çöpü alıp dışarı çıktı.
Sessizce yürürken yan taraftaki kaldırımda Hyunjin'i gördü. 'Hala Mun Yeong teyzenin evinde kalıyor olmalılar' dedi içinden. Esmer çocuk, elindeki kabı köpeğin önüne koydu ve köpek yemek yerken başını okşamaya başladı.
Jeongin elindeki çöp poşetini konteynıra fırlatıp ellerini silerken tanıdık bir ses duydu.
"Seo Changbin'in kölesi! Naber?"
Arkasını dönüp ona seslenen gence şaşkınlıkla baktı. Gördüğü tanıdık yüzle gülümsedi, "Yeonjun hyung! Dönmüşün."
Mavi saçlı olan, hızlı adımlarla ona yaklaştı. "Döndüm tabii. Nasılsın?"
Mavi saçlı genç kızıl olana sıkıca sarıldı. Bu sırada Hyunjin de dikkatini onlara vermişti. Köpeği sevmeyi bırakıp ayağa kalktı ve onları izlemeye başladı.
Jeongin sarılmayı kesen taraf olarak "İyiyim hyung sen nasılsın?" dedi.
"Seni gördüm daha iyi oldum. Abin nasıl?"
"Nasıl bıraktıysan öyle. Ne zaman geldin?" diye sordu merakla.
"Dün akşam."
"Hyung haber verseydin abimle gelip seni alırdık."
"Sürpriz yapmak istedim. Abine sakın söyleme geldiğimi."
"Sürprizine ortak olmamı ister misin? Gel eve geçelim."
Abisinin arkadaşını eve davet ettiğinde büyük olan üzülerek red etti onu. "Teşekkür ederim bebiş ama yeni geldiğim için ilk önce yerleşmeliyim."
"Gelmeden önce en azından bana haber vermelisin hyung."
"Veririm tabii ama şimdi gitmeliyim."
Durumunu belirterek elini Jeongin'in saçlarına attı ve karıştırdı. Jeongin uzaklaşarak kendisini kurtardı. Yeonjun küçüğüyle şakalaşırken onları izleyen esmer çocuğu fark etmişti ancak pek üstelemedi.
"Peki hyung sonra görüşürüz."
Giderken arkasını döndü ve "Görüşürüz Jeongin. Unutma abiye söylemek yok!" dedi.
"Unutmam!"
Jeongin gülerken Hyunjin yanına gelmişti. Yüzündeki hoşnutsuz ifadeyi düzeltti ve "Naber Jeongin?" dedi.
Gülüşü solan Jeongin "İyiyim." dedi kısaca.
Jeongin her ne kadar konuşmak istese de içindeki kırgınlık buna engel oluyordu. Eve doğru yürürken Hyunjin de ona eşlik ediyordu.
Konuşmayı uzatmaya çalıştı esmer olan, "Yaraların daha iyi mi?"
"Imm. İyi."
"Sargını ne zaman çıkartacaksın? Hala acıyor mu?"
Elini Jeongin'in sargılı eline atıp konuştuğunda kızıl olan yavaşça çekmişti elini. Olabildiğince kısa cevaplar verip evine geçmek istiyordu.
Soğuk bir ifadeyle ilk sorusuna "Bilmiyorum." dedi.
Hyunjin bıkkınlıkla "Hadi ama Jeongin. Neden konuşmuyorsun benimle?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kantin Davası-Hyunin↜
Fanfiction"Abi bana iki çubuk acil." "Çubuğun neresi acil. Abi bana bi demli çay." "Çekilsene bücür." "Bücür ha? Gel buraya sırık!" Hyunjin kantin sırasında Jeongin'in abisi Changbin ile tartışır ve olaylar başlar. Abisiyle tartıştığı bu kızıl saçlı çocuk her...