MEDYA: ASFLAT AĞLATAN
Hastane koridorları gecenin sessizliğine çığlık olabilecek kadar beyazdı. Koridor boyu insanlar hasta yakınlarını kapılarda, birbirlerinin omuzlarında uyuyarak bekliyorlardı. Sıradan bir hastane gecesiydi aslında.
Doktorlar ellerindeki raporlarla ordan oraya koşturuyor, Hemşireler hastaların son durumunu yokluyor. Bazı kapıların ardında kimsesi olmayan hastalar yalnızlığa mahkum yatıyordu. Sanırım şu an Ateşin durumu da bunun gibiydi. Kaza yaptığından kimsenin haberi yoktu. Olay yerinde telefonunu bulamadıklarından kimseye haber verilememişti. Ama biri bunu öğrenmişti.
Ceyda.
Ceyda üstündeki hemşire kıyafetlerini bi şekilde bulmuş, elinde Ateşin durumu ile ilgili taşıdığı raporlarla 754 numaralı odayı arıyordu. Sakin ve kendinden emin yürüyüşünden ödün vermeden hareket ediyordu. Sağ cebindeki minik tüp için aldığı iğnesi sol cebindeydi. Teker Teker saydı.
751
752
753
ve 754.
Odaya girip kapıyı arkasından kapattiğinda kalp ritminin cihazdan çıkardığı sinyal sesiyle baş başa kalmıştı. Ateşin yatağının ucuna gelip karşısında dikildi.
"Vay be, Ateş Karamanı böylesine zayıf görebileceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi." Tüpü ve iğneyi çıkartıp tüpdeki tüm ilacı iğneye çekti. Hemşirelere özel hava boşluğu kalmamısı adına yapılan o hareketi yaptı. İğneyi komidinin üzerine bırakıp Ateşin yatağinın yanına oturdu. İşaret parmağının tersiyle Ateşin yanağını okşadı.
"Tanrım bu kadar yakışıklı olan birinin ölmesi gerçekten acıverici olacak." Yanağına bir öpücük kondurdu. "Evet küçük gerizekalı Arası seviyorum. Ahh tamam yalan söyledim ondan nefret ediyorum ama bu ihaleyi kazanırsa onun parasını yemek benim için bir zevk olacak. E tabi bana güvenmesi için en büyük kozum sensin."
İşaret ve ortaparmağı ile yürüyen birinin bacaklarını canlandırarak elleri adeta iğneye doğru yürüdü. "Eğer seni öldüren kişi ben olursam.." eliyle iğneyi kavradı "o zaman bana güvenir."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Doğuş deliye dönmüşcesine Ateşin ofisindeki masaya yumruğunu indirdi. "Ne demek artık tek başımayım."
Ceren eğer ayakta olmayıp o masada oturuyor olsaydı Doğuşun yumruğunun korkusuyla ölebilirdi. Doğuş sinirden deliye dönmüşcesine dolanıyordu. Odada Vota atarken Ceren önüne gelen hırçın adamı sakinleştirmek için durdurdu. "Handeye ulaşmak için çabalamadığımızı düşünüyor"
Cerene bakmayan gözler bi anda ona dönerek büyudü. Bir kaç saniye sonra kendini hemen sakinleştirip masaya oturdu. Kafasını ellerinin arasına aldı. "Handeyi önemsemediğimizi nasıl düşünür."
"Aslında önemsemiyorsunuz demedi." diye söylendi Ceren Ateşi korurcasına. "Ulaşmaya çalışmamışız."
Doğuş sessiz kalınca Ceren Doğuşun omzuna bir yumruk attı. "EEEEE HEMEN KALKIYORUZ. BU NE YA. ATEŞ HER NE KADAR ISTEMESEDE ONUN ICIN CABALAMAKTAN ASLA VAZGECMEK YOK"
Cerenin bağırması üzerine Doğuşda kendine geldi. "Haklısın aslında bırakmamalıyız." Cerenin dudakları kıvrıldı. "Ateş bey ne kadar araştırma yapmadığımızı düşünmese de ben çok şey öğrendim."
Hemen bilgisayarlarınım başına oturdular. Doguş fotoğrafları tek tek geçerken anlatmaya başladı. "Ceyda Yücesoy. Aras Canveren'in sevgilsi. Yurt dışında tanışmışlar. Ceyda çok da önemli biri değil ama başka ülkelerde bir çok insan dolandırıp büyük paralar kaçırmış. 3 yıl boyunca iyi saklanmış. Saklandığı süre boyunca yaşadığına dair herhangi bir belge yok. Ne bir hastane kaydı. Ne bir kredi kartı faturası. Ne Csm şirketi bilgiler. Hepsi bi günde yok olmuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Adamın Dansı
Teen FictionÖlü Adamlar gece dans eder. Peki ya Ateş? O ne zaman dans etmekten yana?