Direksiyonu sıkan elleri kıpkırmızıya dönmesi, ön koltukta oturan Cerenin yavas yavas endişelenmesine sebep oluyordu.
Arkaya doğru Doğuşu kontrol etmek için dönen Ceren, Handenin başını büyük bir endişeyle okşarken gördu.
Arkaya Ceren oturmayi planliyordu ama Handeyi bu baygin haliyle oraya bindirip indiremezdi.
Tırnağının acıdığını fark ettiğinde eline baktı. Korkuyla koltuk kılıfını fazla sıkmış olmalıydı ki tırnağını kırmıştı. Ama şu an bunu önemsemedi. Önüne donüp yolu seyretti. Ne yapacağını bilmiyordu.
Ateşin "o ölmeyecek" diye mırıldandığını zor olsa da duyuyordu. Ve handenin yanındakı Doğuşun hıçkırıklarını.
Kendi ne kadar tepkisiz dursada feci bir şekilde endişeleniyordu. Yerde yatan Handeyi öyle gördüğünde ise kafasına bir sopa inmişcesine sarsılmıştı.
Ateş mırıldanmaya devam ediyordu. Aras onu vurmadan önce kapattıği gozler açıldığında guneşin o loş ışığının Hamdeyi aydınlatışi aklına geliyordu. Direksiyon o kadar sıkı kavrıyordu ki simit her an yamulabilirdi.
Cerense düşünüyodü. Hande neden karşımızda yer almıştı? Madem herzaman yanımızdaydı neden bunu farklı gösterdi? Ateşi hala seviyor muydu? Tabiki de seviyordu. Sevmese ölüme bile bile atlar mıydı. Peki ya Ateş? Ateş Handeyi seviyor muydu?
Cevaplayamayacagi ve daha dogrusu cevabından korktugu bu soru hemen zihninden uzaklaştirdi. Ateşi son görduğun tepkisiz ve buz gibi suratıyla yola odaklanmıştı.
&
Hastane kapısından iceri bağırarak giren Doğuş yardım istedi. Hemen bir sedye geldi ve Handeyi yoğunbakıma doğru götürdüler. Götürürlerken Ceren onun vurulduģundan bahsederek sedyeyle birlikte kapıya gitti. Ama Doğus onu sedyeye bindirdiğinden beri oldugu yere çakılmıştı. Kapıya gidene kadar doktorların koşuşturmasını izledi. Onun icin zaman durmuş gibiydi.
Sedyenin agir ağir ilerledigini görur gibi olmuştu. Herkes yavas yavas hareket ediyor ve kısık sesle konuşuyor gibiydi. Üstünde kan lekesiyle öylece duruyordu.
Ateş adeta Doğuşa çarpıp Sedyenin olduğu yere koşmuştu ama Handeyi iceri aldıklarinda Cereni kapıda yakalayabildi. Ceren bi an sinir boşalması yaşayarak ağlamaya başladı. Ateş onu kollarının altına alırken son bir kez camdan Handenin yatan vücuduna ve başındaki endişeli doktorlara baktı.
&
Camın önünde Handeye bakmaktan vazgecmeyen iki göz vardı.
Kıpkırmızı
Endişeli
Soğuk bakışlar.
Doğuş bu çift goze sahip kararlı adımın yanına gitti ve Ateş konuşmaya başladı.
"Hatırlıyor musun? Handenin beni aldattığı bir züppe vardı."
Doğuş da Ateşin yanına geçip Handeyi izlemeye başladı. Bu sırada Ates devam etti;
"Biz o Daģ evinden çiktığımizda Bu züppe benim karşıma cikip bana silah dogrulttu. Son anda Hande gelince panikledi ve silah patladı. Polisler sordugunda katilin suratini gormedigimiz soyluyoruz. Ayrica o adama ulas. Ismi Bulut. Taner ile iletişimi ben saglarım"
Doğuş vericegi ifadeyi ve yapacaklar listesini dikkatlice dinlemis olsada, Ateşin Taner Karaman ile goruşme fikri onu baya şaşırtmıştı. "Bulutu Taner Karamanın yanina yolla. Onu Taner iyice koruyacaktır." Dedi Ates. "Cerene sen anlatırsın" dedi ve arkasını dönmeden once "ben biraz hava alacağım" dedikten sonra Doğus Atesi kolunu tutup hızla kendine cevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Adamın Dansı
Teen FictionÖlü Adamlar gece dans eder. Peki ya Ateş? O ne zaman dans etmekten yana?