Olağan Üstü Toplantı

164 27 10
                                    


-GÜNÜMÜZ-

2 hafta önce yaşanan o saçma sapan sözde doğum günü partisinde konuşulan "Aras Demirkan" konusundan sonra bu akşam olan o yürek yemiş birlikle kavgası Ateşe bazı şeyleri dank ettirmişti.

Son dakika da babasının adamlarından biri olan "Frank" duruma müdahale etmeseydi, Ateş ilk tecrübesinde hüsrana uğrayacaktı. Bu aklına her geldiğinde beynine neşter vuruluyormuş gibi hissetmesine neden oluyordu.

O partide, Cerenle yaptığı konuşmadan sonra imza konusunda ikna olmuştu aslında ama bunu belli etmek istemedi, çünkü gruruna yediremiyordu. Babası gibi.

Babası kadar zeki, annesi kadar çalışkan ve planlı bir insan olmasaydı, belki de en iyi üniversitelerden birini bitirmiş ve şu an bir reklam şirketinin tek ve en başarılı müdür yardımcısı olamayacaktı.

Müdürün koltuğunda da gözü vardı elbet ama bunu tamamen uygun koşullarda yapmaktan ve kesinlikle hak ederek müdür koltuğuna oturmayı istiyordu. Tabiki iyi maaş aldığı için evini iyi dekore edebiliyordu. Bunlardan biri de evinde, odasının yanında bulunan ofisiydi. Tahmin edebileceğiniz üzere ofisteki (tabii ki öncelikle masa) bir çok eşyada siyah rengi kullanılmıştı ve şu an Aras meselesini daha kapsamlı bir şekilde ele almak için tüm takımı topladı.

Tiyatro bölümüyle Hande ilgileniyordu. Ceren bunun tam da ona göre bir iş bölümü olduğundan bahsedip laf sokmadan geçemedi.

Biri hakkında en geniş kapsamlı bilgiye Doğuş ulaşabiliyordu. Aslında işinde acayip iyi biriydi fakat Aras, onu biraz zorlayacak gibi görünüyordu.

Ceren bilgisayar da görevliydi. Hatta kendisi için "Kod adı sekreter" diyordu. Ateşin ve Doğun kahkaları arasında Hande hiç gülmedi.

Ateş masanın (her zamanki gibi) en başına geçip oturdu. Doğuş anlatmaya başladı.

          "Partide de söyledim gibi, Aras Babanın holdingi olan Karaman holdingin babandan sonra gelen en büyük hissedarının oğlu. Karaman holdingin ilk ve en büyük ayağı olan Rusyada doğmuş. Pek bir arkadaş çevresi yokmuş"

        
            Hande alaycı bir acıma sesiyle "Yazııııııık" diye söylendi.

          Doğuş hiç aldırış etmedi "Arkadaşı neredeyse olmadığı gibi ailesi de yok"

         Ceren şaşkınca lafa karıştı. "Na-nasıl yani, sen az önce hissedarlardan birinin OĞLU demedin mi?" son kelimelerini vurgulamıştı. "O zaman evlatlık felab olmalı."

          "Aynen öyle" diye onayladı Doğuş. Ateş piç bir smile atarken Doğuş devam etti. "Küçükken ailesi, yani ailesi sandığı kişiler, onu yetimhaneden almışlar. En iyi şartlarda büyümüş fakat Babasıyla ve Annesiyle iyi anlaşamıyormuş. Bu yüzden piskoloğa bile gitmiş."

    

         "Bu bizim için iyi" dedi Ateş. "İşin peşini bırakması için babasını kullanabiliriz. Her ne kadar onu sevmesede hisseler için yağcılık yapacaktır. Peki ya Annesi?"

         "İşte tüm net bilgiler bu kadar, annesiyle ilgili bir çok yeri soruşturuyorum. Rusya ile bağlantıları Cerene devrettim fakat ben yokken Rusça bilen birine ihtiyacı olacak" dedi Doğuş.

         Suratını hafif ekşiterek Ceren çantasından çıkardığı Telefonu havada salladı "Pardon ama bu aleti Rusça bilen Doğuşlara ihtiyaç anında ulaşmak için var. Sana haber geldiğine dair mesaj atarım ve beni en yakın zamanda ararsın"

       Doğuş kafasıyla dahiliği onaylarken Hande "Bildiğiniz üzre Arasın bu işte ortağı gibi davranmak pek kolay olmuyor. Aras zeki biri."

       "Kurnaz" dedi Ceren

       "Efendim?"

        "Kunaz dedim, zeki değil sadece kurnaz. Daha önce iki iş adamını dolandırmış ama babası hep arkasını toplamış." dedi Ceren, Handenin suratına dahi bakmadı.

        Hande devam etti "Beni de buraya seni imza konusunda ikna etmek için, daha doğrusu tehtit etmek için gönderdi. İmzalarsan burnun boktan kurtulmayacakmış."

         Ateş hunharca bir kahkaha attıktan sonra sessizce piç dediğini Ceren duyar gibi oldu. "O zaman sen Hande bu işten vaz geçme konusunda biraz daha düşünceli olduğumu o piçe ilet. Doğuş sen Handeyle git ama onu uzaktan izlemeni istiyorum. Senden daha iyi iz sürücü görmedim." Bir gülümseme çaktı. "Sende Ceren, asıl iş sende biticek çünkü Arasın evine girip dinleme cihazı yerleştirmem gerekecek ve sende benim arkamı kollayacaksın. Belki biraz fazla abartıyor olabilirim ama düşmanımı hafife alamam. Tamam arkadaşlar bu biraz zor olacak ama biz daha önce kimler dans ettik unuttunuz mu?"

          Herkesin suratında sinsice bir gülümseme oluştu. Ateş son sözü söylediğinde ayaktaydı."Ölü adamla dans etmek o kadar da kolay değil"

Ölü Adamın DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin