Yalnız Kurt

128 23 5
                                    

MEDYA: HANDE

"Belkide bu işi kendim halletmeliyim. Belkide size ihtiyacım yoktur." Cerenin elinin altındaki el kaydı. Ceren Ateşi dinlerken gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ateş fotoğrafı yerine koyarken "Artık birlikte çalışmıyoruz Ceren. Tek başımayım." Odasına doğru yönelirken telefon çaldı.

Gelen aramanın Handeden olduğunu görünce donakalan bedeni bir kaç saniye melodi yi dinledi. Parmağı arama tuşunu kaydırırken zihninin düşünemeyecek kadar soğuduğunu farketti. Açık camdan giren rüzgar soğuk terine karışırken telefonu kulağına götürdü.

"ALO"

"Ateş?" gelen ses Arasa aitti.

"Seni gevşek piç kurusu Hande nerde?"
"Başından beri Handenin senle çalıştığını nasıl anlamadığımı sanıyorsun? Baban kadar zeki olabilseydin yaptığın araştırmalara ne kadar güvenebileceğini bilirdin."

Ateş sinirden kızardığının farkındaydı. "Ne istiyosun?"

"Hayır, hayır bu soruyu sorması gereken sen değilsin. Ben sana sormalıyım sen benden ne istiyosun?"

"Benimle neden uğraştığını öğrenmeye çalışıýorum. Mesela o gerizekalı adamlarını neden üstüme saldığını."

Telefonun diğer ucundan şiddetli bir kahkaha sesi yükseldi. Ateş kafayı yemek üzereydi. Elindeki telefonu o kadar şiddetli sıkıyordu ki Ceren bi an Ateşin telefonu kıracağını düşündü. "İllaki bunuda araştırmışsındır korkak KARAMAN" son kelimeyi bastırarak söylemişti.

"Ben bi KARAMAN değilim. Şimdi sen bana nerede olduğunu söylüyorsun ben bende oraya gelip suratını asfalta sürtüyorum adi ibne.

"Küçükken sürekli gittiğin o lunaparkada olacağım. Handeyi istiyorsan tek başına gel." telefonun kapanmış sinyal sesini duyduktan sonra telefonu hışımla cebine attı. Cereni yanında dikilirken fark ettiğinde onu umursamadan hızla odasına çıktı.

"Ateş, dur nereye gidiyorsun" dedi Ceren Ateşle birlikte merdivenleri çıkarken. Ateş merdivenin yukarısına çıkıp aniden durup Cerene döndü

Ağzından dökülen tek şey "Ölü adam dansını kurtarmaya gidiyorum" oldu. Siyah deri ceketini ve Asfalt Ağlatanın anahtarlarını alıp gitti. Cerenin yapabildiği tek şey kapının sert kapanışını izlemekti.

-
-
-
-
-
-

Motorbisiklete binip kaskı taktı. Ağlatana gaz verirken içinde sigara isteği uyandığını farketmişti.

Otoyolda ilerlerken yolun ne kadarda boş olduğunu düşündü. Yavaş yavaş miğdesinde bulantı başlamış ve bu baş dönmesini tetiklemişti. Kendini kastığını fark etsede bunu umursamıyordu. Sizi aldatan birini yanınızda tutar mısınız? Ya da sevmediğiniz halde yanınızda duran insanlarla hiç bir şey olmamış gibi konuşur musunuz?

Ateş bunları düşünürken kendine ne kadar da saygısızlık ettiğini anladı. Bir nevi Handeyi kullanmıştı. Bu onun tarzı değildi. Bu olanlar Handeyle düşman olmasını gerektirmese de dost da kalmasınıda gerektirmezdi. Aslında Handeyi anlamak o kadarda güc değildi Ateşe göre. Herkes ondan nefret ediyordu. Herkese sevimsiz davranıyordu cünkü. Ama Handeninde yaşadığı kötü şeyler vardı.

Liseden beri arkadaşlardı Ateşle. O zamandan beri hoşlanıyordu. Bir çoğumuzun inanmadıģı bu sevgiye bağlıydı Hande. Babasını hiç tanıyamamıştı. Küçükken öldüğü söylerdi annesi ama Hande bunun doğruluğuna güvenmemişti . Annesi işe gittiğinde üvey babası tarafından her akşam dayak yiyordu. O şerefsiz üvey baba Handeye yapmadığı işkenceyi bırakmamıştı. Hande bunları asla Ateşe anlatmamıştı.

Ölü Adamın DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin