Gerçekle rüyayı birbirinden ayırmak hep zor gelmiştir bana. Kendi gerçeğimden saklanarak gelmiştim buralara. Eğer öyle yapmasaydım nasıl olurdu bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Bazen günlerce saklanmak istiyorum. Yatağımın derinliklerine inerek ağlamak, içimi dökmek istiyorum. İşte o anlarda ayırt edemiyorum rüya ve gerçekliği. Sonra bir anda kalkıp kocaman bir nefes alarak o depresif günleri yaşamamış gibi geride bırakarak tekrar yaşamamak umudu ile dünya ya geçiş yapıyorum.
-"Ben çok yoruldum Ömerr."
-"Bende yoruldum. Ama az kaldı Kardelen dayan."
Bu kız beni deli ediyor. Bir saatte on kez 'yoruldum Ömer' 'ne zaman bitecek Ömer' diye söylenip durdu. Hayır yani bizde ki de kafa. Ters bir şey dememek için kendimi zor tutuyorum.
-"Ela! Ekipmanları nereye koymuştuk?"dedi Kerem. Ee ben ne demeliyim şimdi. Kahretsin ismimi ondan duymak her şeyi unutturdu.
-"Iıı sanırım Ömer'in arabasındaydı." Off ya olamaz neden bu kadar etkileniyorum ki.
-"Bu taşlar çıkmamız da büyük avantaj sağlamaz mı Ömer?"
-"Evet benimde onlar baya ilgimi çekti. Ama bu kısımdan çıkarsak taşları zorlamış oluruz ne kadar sağlam olduklarını bilmiyoruz. Belki inerken kullanırız."
-"Haklısın"
Bu çocuk hep böyle akıllıydı.
-15 DAKİKA SONRA-
-" Evett her şey hazır ilk hangi ikili çıkıyor?"bunu İnci demişti.
-"İlk biz çıkalım bir hazine falan bulursak arkadan ineriz hayatım."dedi Kardelen.
Ahahah ben bunu yukarı çıktığımızda aşağı atıp kurtulayım en iyisi. Altı kişi olduğumuz için ikişerli çıkmaya karar verdik. Diğerleri çift oldukları için hemen birbirlerini seçip iplerini bağlamışlardı. Tabi eşi olmayan ben ve Kerem kalmıştık. En sonunda bizde ipleri birbirimize bağlayıp sıramızı beklemeye başlamıştık. İçimde bir sıkıntı vardı. Ama ben bile ne olduğunu bilmiyordum.
-"Ela iyi misin?"dedi Kerem.
-"İyiyim."
-"Yüzün bembeyaz oldu da o yüzden sordum."
-"Aslında içimde bir sıkıntı var ama bende ne olduğunu bilmiyorum."
-"Hmm anladım. Kafanı kurcalayan bir şey olursa bana danışabilirsin."
-"Teşekkür ederim."dedim. O ise sadece gülümsedi.
İki çiftte çıkmıştı. Bir tek biz ikimiz kalmışttık
-"Kerem istersen ben önden çıkayım."
-"Olurr."
Yavaş yavaş tırmanmaya başladım. Kerem de peşimden geliyordu.
İçinde ki sıkıntı Kerem ile konuşunca yok olmuştu sanki. Onunla konuşmak değişik bir şekilde beni rahatlatıyordu.Çok dikkatli olmalıydım. Benim yaptığım bir hata Kerem'in de zarar görmesine sebep olurdu.
-"Ela nasıl gidiyor tırmanış?"
-"Güzel gidiyor. Aşağıda havalar nasıl?"
-"Off off görmen lazım aşırı iyi."
Bu çocuk beni güldürmekten öldürecek. Yaklaşık on dakikadır tırmanıyoruz. Bu bana verdiği bininci komik cevap oldu.
Tahminimce beş dakikaya yukarıda bizim çocukların yanında olmuş olacağız.- 5 DAKİKA SONRA -
-"Ela tut elimi."
-"Tuttum."
-"Tamam çekiyorum sizi."
-"Tamamdır."
-"Keremm! Hazır mısın?"
-"Evett!"
Ömer ve Özkan bizi yavaş yavaş yukarıya doğru çektiler. Ve ikimizde dağın tepesine ulaştık.
-"Höyük Dağına hoşgeldinizz."
Nefes nefese kalmış bir şekilde İnciye cevap verdim.
-"Hoşbulduk Dağ prensesi."
-"Hoşbulduk." dedi Kerem'de.
-"Hadi artık içeriye girelim yoksa çatlıyacağim."dedi Kardelen.
Ah keşke çatlasan.
-"Hadi girelim."dedi Özkan.
Yavaş adımlarla ilerlemeye başladık. Burası muhteşem bir mağaraydı. Hepimizin ağzı açık kalmıştı. Ağır adımlarla ilerlemeye devam ettik. Kerem lambasını açtı ve mağaranın duvarlarına tuttu. Hepimizi asıl şok eden kısım duvarlardı. Her bir kısmı ayrı özenle çizilmiş resimler vardı. Bu büyüleyiciydi.-"Eloş ben sanırım telefonumu girişte düşürdüm. Benimle gelir misin?"
-"Gelirim İncicim. Çocuklar İnci sanırım telefonunu girişte düşürmüş ona bakıp geliyoruz siz ilerleyin."
-"Bende geleyim mi sizinle?"dedi Özkan.
-"Yok sevgilim biz Ela ile bakıp hemen döneriz."dedi İnci.
"Tamam o zaman."
İnci ile beraber yerlere bakarak mağaranın girişine doğru ilerliyorduk.
Neredeyse girişe gelmiştik ki bir şey fark ettik. MAĞARANIN GİRİŞİ YOKTU.-"Ela giriş yok."
-"Eeevet yyok."
Şimdi sıçmıştık işte.
Hemen bizimkilerin yanına doğru koşmaya başladık. Yanlarına geldiğimizde hepsi bize bakıyordu.
-"Ela ne oldu iyimisiniz?"dedi Ömer.
Soran gözlerle bize bakıyorlardı.
-"Ggiriş yok olmuş Ömer."
-"Ne! Nasıl olur böyle bir şey Ela,İnci eminmisiniz?"
-"Eevet"
Girişe doğru ilerledik. Ve hepimiz girişin orda olmadığını gördüğümüzde birbirimize bakarak mahsur kaldığımızın farkına varmış bir şekilde dona kaldık.
Merhaba arkadaşlar bölümü sonunda bitirdim. Benim için güzel bir bölüm oldu umarım sizlerde seversiniz.💗
Eğer hoşunuza giderse, beğenirseniz oy verip yorum yapmayı unutmayın canlarımm. Görüşmek üzeree😽🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ARADA
Teen FictionBir tutku sizi bir araya getirip, mutlu edip, yok eder miydi? Ela tam olarak bu andaydı başlamiş, sürmüş ve bitmişti ama o, hep o anda kalmıştı....