8.Bölüm

1.1K 113 9
                                    

Derse girmiştim ama hiç bişey anlamamıştım. Sanki burası bir cehennem gibi geliyordu. İşin kötü tarafı  ateşim daha çok  yükselince daha çok  üşümeye başlamıştım. Babam iş için 3 günlüğüne yurt dışına gittiğini söyleyen bir mesaj atmıştı.

Serum taktırmak için revire gelmiştim. Yan dönmüş yatarken kolumu düzgünce uzattım. Kolum kanarsa  bir de bununla uğraşamazdım. Hafif uyku bastırıyordu.
" uyuyabilirsin. Benim biraz işim var ama serumun bitmeden gelirim. Zaten yavaş akıyor."
Hemşireye bakıp kafa salladım. O revirden çıktığında gözlerimi kapattım.

Üşüme hissiyle gözlerimi aralayıp  kendime geldim. Vücudum titremişti. Koluma baktım. Serum hala devam ediyordu. Hemşire gelmiş masasında oturuyordu.  Dakikalar sonra ayağa kalkıp yanıma geldi.
" serum bitmiş çıkaralım." Serumu çıkardı. Elime bir kağıt verdi.
" bu ilaçları al. Bi kaç güne düzelirsin."

Kağıdı alıp koridora çıktım. Koluma pamuk bastırmıştık. Kağıdı buruşturup  sağdaki çöpe attım.
İlaç falan sevmiyordum. Kafamı kaldırmamla yağızları gördüm. Yanlarından hızlıca geçip gidecektim ama öyle olmadı.
" koluna ne oldu?" Dedi Mete.

Gözlerim koluma kaydı. Pamuğu da çöpe attım.
" bişey olmadı."
Tam gidecekken Ülkü tuttu.
" çok solgun görünüyorsun. İyi misin?"
Cidden çok güçsüz hissediyordum. Yağızın nefret dolu bakışlarını takmamaya çalışıyordum.
" Dün yağmuru fazla yiyince hastalandım, revirde serum taktılar. Öyle iyi hissetmiyorum."

" beter ol." Yağızın cümlesiyle bir sessizlik oldu. Herkes ona bakarken ben ona bakmadım. Kafamı hafif eğdim.  Ne hissediyorsam da belli etmemem lazımdı. Gülümsedim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gülümsememi beklemiyordu
" iyi dileklerin için teşekkürler yağız."

Belli etmemiştim ama çok ağırıma gitmişti. Eve gidip dinlenmem gerekiyordu. Yanlarından geçip gittim. Bacaklarıma bir ağırlık çöktü. Yere düştüm.
" tuana!!!"
Çağanın bağırdığını, diğerlerinin seslerini duydum.

Bilincim açıktı ama yerdeydim. Biri beni yerden kaldırdı. Kucağına aldı.
" tuana iyi misin?" Çağandı bu.
Çok yorgun hissediyordum. Çağana baktım.
" iyiyim."

" çağan revire götürelim." Dedi yağız. Çağan kucağında benimle yürümeye başlamıştı.
" Tuana duyuyor musun?" Konuşacak halim yoktu. Kafamı çağanın omzuna düşmüştü. Ellerimi kaldırıp boynuna bile koyamıyordum.

Biri elimi tuttu.
" iyi olacaksın tuana." Leyaydı bu ağlıyordu.
"Ne oldu?" Dedi biri. Sesi algılayamadım.
Sırtım düz bir yere değdiğinde gözlerim de kapandı.
Kendimi bıraktım bilincim kapandı.
Belkide günlerin acısı böyle çıkıyordu. Fazla bile dayanmıştım.

Keşke rüya ölmemiş olsaydı. Keşke ben sanki şuan onun hayatını çalıyor gibi hissetmeseydim. Keşke....
Daha bir sürü keşkem varken dayanmak çok zor geliyordu.
Gözlerimi araladığımda önce beyaz bir tavan gördüm. Sonra etrafıma baktım.

Revirdeydim ve çağan elimi tutmuş, sandalyede otururken uyuyakalmıştı.
" iyi misin?"
Hemşirenin sesiyle irkildim. Kafa salladım. Çağanın yüzüne baktım. Elini bırakırsam uyanabilirdi.
" neden burda?" Hemşire Yanıma yaklaşıp ateşime baktı.
" gitmek istemedi." Dedi aynı anda. 3 saattir burda.
"Okul müdüründen izin kağıdı almış. İzinli sayıldı. Koridorda bayılmışsın. Havale geçirmene az kalmış."

Yattığım yerden yavaşça doğruluğumda çağanda irkilip uyandı. Beni görünce panikledi.
" bişey mi oldu? İyi misin?" Elimi elinden çektim.
" iyiyim. Yok bişeyim."
Hemşireye döndüm.
" ben gidebilir miyim artık?"
Kafa sallayıp elindeki kağıdı bana uzattı.
" diğerini atmışsın bunu atma ve ilaçları al."

Benzer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin