19. Bölüm

910 94 12
                                    

Leya arayınca onun evine gelmiştik ve yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. İçimdeki korku artıyordu ama sesimi çıkaramıyordum.

Belkide ona acılarımı göstermek  iyi bir fikir değildi. Herkes susuyordu ama ben kendi düşüncelerimde boğuluyordum. Ayağa kalktım. Hava kararmıştı en iyisi eve gitmekti.

Gerçi o eve tek başıma girme konusunda hala problemlerim varken bu biraz zor geliyordu. Ayağa  kalkınca herkes bana baktı.

" ben su alacağım." Direk mutfağa doğru ilerledim. Kendime bi bardak su doldurup mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum.

" biraz konuşalım mı?" Arkamdan gelmişti...
Kafa salladığımda masada karşımdaki sandalyeye  oturdu.
" ne konuşacağımızı biliyorum." Dedim. Elimdeki bardağı iki avucumun arasına aldım.
" sorun değil anlıyorum."

Ne düşünüyorsam tam tersini söylüyordum. Sırf ona biraz daha yük olmaması için o nasıl istiyorsa öyle yapmasına yardımcı oluyordum. Ağlamak istemiyordum.

" tuana... Bu kadar şeyi benim babam yüzünden de yaşadın ve ben bunların ileride aramızda sorun olacağını biliyorum. Evet bi an yoğun  duygular yüzünden başladık ama gerisini düşünmedik devam etsek bile  seninde dediğin gibi sen benim evime gelmeyeceksin. Babamla yüz yüze bakamayacaksın. Annem hep sana mahçup olacak."

Yüzüne bakmadan dinliyordum. Gerçekçi düşününce haklıydı da... şuanda sorun olmayan şeyler ileride sorun olabilirdi.

Onun babasının beni çöpe bırakması atlatılabilir bir şey değildi ama yine de içim de beni hüngür hüngür ağlatmak isteyen bi his vardı.

Aşık olmak böyle bir şey miydi? İçimde bir sızı vardı ama yine de o nasıl istiyorsa öyle olsun diye rol yapıyordum.

" tamam." Dedim en sonunda. Ayağa kalktığımda bardağı masaya bıraktım.
" ben gideyim artık. Hoşçakal."
Hızlıca mutfaktan çıktım.
" tuana nereye?"

Kapıya doğru ilerleyecekken Mete'nin sesiyle durdum. Çağan arkamdan mutfaktan çıkmıştı. Sırtım dönüktü. Ağlamak istemedim ama gözümden yaş düştü.

" eve." Dedim zar zor.
"Gitmek zorunda değilsin. Leya bu gece seni misafir olarak kabul edebilir." Dedi çağan.

Ona döndüm. O da kötü görünüyordu.
" gerek yok. Kovulduğum yerlerde kalmam."
Çağan şaşırdı.
" seni kovmadım." Dedi şaşkınca.

Ağlarken güldüm. Gözelerinin içine baktım.
" kalbin benim evimdi."
Nefes almaya çalıştım.
" ama kovuldum. Gecelerimi tek başıma o dört duvarda geçirebilirim."

Diğerlerine baktım.
" iyi geceler. Yarın görüşürüz. Yani hala isterseniz."
Hızlıca evden çıktım.
Caddeye doğru koşmaya başladım. Yine dört duvarla tek başımaydım.

Eve kadar gelmiş ama bahçede oturup kalmıştım. Tek kalmaktan normalde Korkmazdım bellide babam vardı diye korkmam gibi geliyordu.

Babamdan sonra 3 ay ortadan kaybolduğumda tek kalmıştım ama o farklıydı. O ev beraber yedi yirmi dört vakit geçirdiğimiz ev değildi.

Oradayken yalnızlık daha hafif geliyordu çünkü anılar yoktu ama bu evin bahçesi bile kalbime ağırlık yapıyorken kalmak çok zor...
Telefonum çalınca cebimden çıkardım.

Kapı eşiğinde kapıya yaslanmış oturuyordum. Kaan abi arıyordu.
" efendim?"
" şimdi karakoldan haber geldi. Yengenin davası sonuçlanmış. İfade almışlar. Sen özellikle mahkemeye gelmek istemediğini belli edince mahkemede  senin avukatın olarak ben vardım."

Benzer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin