2.Bölüm- Görevim

49 12 58
                                    

Selammm:)

Yıldızımızı patlatmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım:)

İyi okumalarr<3

🌓

2.Bölüm-Görevim

Gözlerimi açtığımda başımda bir hemşire, koluma bağlı olan seruma şırınga ile bir sıvı ekliyordu. Bakışlarım ayak ucuma doğru kaydığında Beyza'nın burda olduğunu gördüm.

Hastane odasındaki bir yatakta yatmamın nedenini sorgularken her şey bir anda kafama dank etti. Babamın karaciğerine isabet eden ve kurtuluşu olmayan kurşun.
Bunu öğrendim an ki yıkılışım. Hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçerken aklıma karaciğerinin iflas etmesine ramak kaldığı gelmişti. Karaciğerinin iflas etmesine ramak kaldı demek ölümüne ramak kaldı demek ve ben bu kısa süreyi kendimi kontrol edemeyip bayılarak mı geçirmiştim?!

Hayır hayır hayır!
Nolur düşündüğüm şey olmuş olmasın!

Onunla son kez konuşma hakkımı kaybetmiş olmayayım lütfen!

Aklıma gelen düşüncelerle yatakta oturur pozisyona geçtim ve kolumdaki serumu çekip çıkarttım. Serumu kolumdan çekmemle ağzımdan küçük bir inleme bıraktım ama şu an canımın acısı umrumda değildi. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde ani bir şekilde kalktığım için başım dönmüştü ve geri yatağa oturmuştum.
"Arya ne yapıyorsun?!"
"Arya hanım yatmanız gerekiyor!"
Hemşire'nin ve Beyza'nın sesleri bir birine karışırken ikiside önüme geçip tekrar kalkamı engelliyorlardı. Beyza yanıma oturup beni sakinleştirmeye çalışırken, hemşire kolumdan akan kanı temizliyordu.

Beyzaya doğru dönüp "Nolur bana daha ölmediğini söyle," dedim korkuyla. Bu sefer hemşireye döndüm."Öldü mü? Ölmedi değil mi?! Bir şey söylesenize!"
"Sakin olun, ölmedi! Ama fazla vaktimiz yok, konuşmanız için sizi bir an önce babanızın yanına götürmemiz lazım. Normalde biraz daha yatıp sakinleşmeniz gerekiyor ama dediğim gibi fazla vaktimiz olmadığı için ayılttık sizi. Şimdi lütfen derin nefes alın ve sakin olun. Aksi taktirde görüşmenize sağlığınız açısından izin veremeyiz."

Ne saçmalıyordu bu kadın? Sağlığımmış!
Babam ölüm döşeğinde ve ben sakin olup kendi sağlığımı düşüneceğim, aynen!

Bırak şimdi hemşireye sinirlenmeyi! Babanla ne konuşacaksın onu düşün! Hazır mısın buna?

Değilim.
Hemde hiç değilim...
Ne konuşacağımı, ne diyeceğimi asla bilmiyorum!
Dakikalar içinde kapanacağını bildiğim gözlerine nasıl bakacaktım? Bir daha duyamayacağım sesini nasıl düşünmeden dinleyecektim?

Düşüncelerim gözlerimin dolmasına neden oldu. Ağlamamam gerekiyordu. Birazdan Babamın yanına gidecektim, güçlü durmam gerekiyordu.

Başımı yukarı doğru kaldırıp derin bir nefes aldım ve bir kaç saniye daha öylece durdum. Kafamı hemşireye çevirdiğimde kolumla olan işi bitmiş ve küçük bir yarabandı yapıştırmıştı.Yüzüne baktığımda "İyi misiniz? Gidelim mi?" diye sordu. Başımı onaylar anlamda salladım. Bir koluma Hemşire diğer koluma ise Beyza girmişti. Onunda burda olduğunu yeni farketmiş gibi baktım ona. Bakışlarımız kesiştiğinde bana içten bir şekilde gülümsedi. Benim gülümseyecek halim yoktu ama o buna gücenmeyecek beni anlayacak kadar merhametli biriydi. Tek dostum...

Görevim İntikam +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin