UMBRA | GÖLGENİN AŞKI
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
''Biliyorum dede çocuk değilim!''
Kaç dakika daha burada azar işitmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tamam haklıydı yerden göğe kadar haklıydı hem de ama bu konu uzadıkça vicdanım nefes almamı zorlaştırıyordu.
''Ben uyarımı yaptım Eflin. Çocuk değilsin ama çocuk gibi hareket ediyorsun.''
Salih ile aramızdaki her şeyin bittiğini öğrenmişti. Nasıl bu kadar hızlı duydu bilmiyordum ama şaşırmadan edemiyordum. Etrafımdaki her şeyden haberdar olan bu adam nasıl olurda bir şeytanın pençesine takıldığımı da görmezdi?
Dedem artık Salih ile görüşmemi istemiyordu. Arkadaşız zırvalıklarına tahammül edemeyeceğini daha fazla onun duygularıyla oynadığımı görmek istemediğini söylemişti.
Fazlasıyla insafsızca ettiği kelimeler insafı hak etmeyen bana revaydı.
''Haklısın, başka bir şey yoksa gidebilir miyim? Derse yetişmem gerekiyor.''
Dersler umurumda değildi ama gitmek istiyordum.
''Derslerini çok umursuyorsun sanacak duyan biri'' dedi.
İç sesimi duyuyor olabilir miydi?
Suratını olabilirmiş gibi daha fazla asmış ve bakışlarını elinde sıkıca tuttuğu ve ara yere vurduğu bastonuna çevirmişti. Yüzüme bakmadan başı ile kapıyı gösterdi.
''Çık git nereye gidiyorsan.''
Tavrı üzerine fazla bir şey söylemek istememiş ve hızlıca dedemin evini terk etmiştim.
Salih'i çok sevdiğini biliyordum. Benim ile birlikte kendisi de ona yıllar içinde çok alışmıştı. Salih'in bana verdiği değer, onu dedemin gözünde de değerli kılıyordu. Dedem daha önce beni uyarmıştı. Eğer onu sevmiyorsan bu ilişkiyi bitirmelisin demişti. Bunu her ne kadar istemese de Salih'in iyiliği için teklif etmişti.
Reddetmiştim o zamanlar bu teklifi. Dedemin içten içe birlikte olmamızdan memnun olduğunu bilsem de huzursuzluğu gözlerinden okunuyordu. Muhtemelen bugünün geleceğini biliyordu.
Bu kadar öngörülü olan dedeme akıbetimi sorsam yine bilir miydi?
Güldüm.
Komikti..
Evden ayrıldığımda ne yapacağımı bilemez halde sadece yürüyordum. Varlığını sorgulayan bir felsefeci ruhuna bürünüp saatlerce düşünebilirdim. Yol ne kadar uzunsa düşünceler o kadar derin olurdu. Uzasındı yol mühim değildi. Düşünecek, beynimi kazıyacak konu çoktu nasılsa.
Birkaç gün öncesinde Cihan'ın beni götürdüğü evde ne yaşamıştık? Düşünmeyi sürekli ertelediğim bu konu belki bu anı bekliyordu.
Ne yaşamıştık? Ne!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMBRA | Gölgenin Aşkı
Romance''Özür dilerim'' dedi. Pişman mıydı? ''Tahammül edemedim Eflin özür dilerim. Peş peşe arayınca kontrol edemedim kendimi.'' Elimin tersiyle yanağımdaki yaşı sildim. Gözleri ellerime, titreyen dudaklarıma takıldı. Yüzündeki pişmanlık şimdi okunabil...