Özel bölüm

376 53 18
                                    

Hyunjin ve Jisung tepeye çıkmış güneşleniyor, sakinliğin tadını çıkarıyorlardı. Jisung dizinde yatan perinin güzel yüzünü seyredip saçlarını okşuyorken Hyunjin'in burnuna konan kelebek ile kaşlarını çatarak eli ile kelebeği kanatlarından yakaladı.

"Sevgilimin mükemmel yüzüne konmaya nasıl cüret edersin fırsatçı kelebek?!" Kelebeği uzağa doğru gönderirken konuştu.

"Ne yapıyorsun Hanji?" Hyunjin sakin bir sesle sordu.

"Seni rahatsız etmesini engelledim." Hyunjin Jisung'a gözlerini devirerek eli ile kafasını patpatlamış ve tekrar gözlerini kapatmıştı.

"Az önce Hanji Hyunjin'i kelebekten mi kıskandı ben mi yanlış gördüm?" Felix elini ağzının kenarına siper ederek Jeongin'e fısıldadı.

"Evet" dedi şaşkınlıkla küçük çocuk. "Bunlar kafayı yemişler kelebekten bile kıskanıyor." Felix kafasını iki yana sallayarak önüne döndü.

Bir süre daha aynı şekilde dururlarken yanlarına Yeji ve Chaeryong un gelmesi ile kafalarını ona çevirdiler. Yeji siyah kanatlarını kapatarak yanlarına indi.

"Napıyorsun ikiz?" Diyerek Hyunjin ile tokalaşmış,   Felix ile Jeongin'e selam vermiş ve yüzünü buruşturarak Jisung'a bakmıştı. "Sen de mi buradaydın Hanji. Moodum düştü birden seni görünce."

Jisung göz devirmiş bir şey dememişti. Eğer Hyunjin burada olmasa onunla sabaha kadar kavga edebilirdi ama Hyunjin yüzünden susuyordu.

"Nasılsın Yeji görüşemiyoruz bayadır. Deniz kızları seni özlemiş bir ara ziyarete gidelim." Hyunjin görevler üzerinden uzunca süre gecmesine rağmen deniz kızlari ile hala görüşüyordu. Çoğunlukla tek başına gitse de arada yanına Yeji'yi de alıyordu. Yeji Hyunjin ile tanıştığından beri hiç olmadığı kadar sosyalleşmişti.

"Gideriz tabi. Önce birlikte saklı ormana gidelim daha sonra onları ziyarete de gideriz."

"Saklı orman mı? Saçmalama oraya gidemezsiniz." Jisung araya girerek Yeji'ye çıkışmıştı.

Yeji tek kaşını kaldırarak Jisung'a baktı. "Senden izin alan olmadı. Kardeşim de ben de isteğimiz yere gideriz sana hesap vermek zorunda değiliz."

Yeji ve Hyunjin bir yıl içinde bir çok yeri beraber gezmişler akıllarına gelen her yere gitmişlerdi. Jisung her seferinde onlara katılmaya çalışsa da Yeji istemediği için onlarla gidememişti. Yeji ile Jisung birbirlerinden zerre hoşlanmıyor Hyunjin için birbirleri ile kavga ediyorlardı.

"Gideriz tabi, ben de uzun süredir oraya gitmek istiyordum. Ve hayır Hanji sen bizimle gelmiyorsun. Otur evinde keyfine bak."

"Ama perim" diyerek dudaklarını büzen Jisung'a karşı Hyunjin ve Yeji ikilisi yüzlerini buruşturdu. "Yolda başına bir şey gelirse? Ya birisi seni görüp beğenirse ve aşık olursa? Saklı orman vampir dolu. Bir vampirle karşılarsanız nasıl kurtulursunuz bensiz?"

"Tamam han uzatma ikimizin de sihri var ve Yeji senden bile güçlü. Sen olmasan da başımızın çaresine bakarız daha önce defalarca yaptığımız gibi."

"Her neyse gidiyorum ben. Bu aptalın saçmalamalarını dinleyemiyecem. Yarın görüşürüz ikiz." Yeji Hyunjin'e veda ederek gitmiş Jisung da kaldığı yerden ikna çalışmalarına devam etmişti. 

🧚🧚🧚

Hyunjin Minho'nun yanına doğru uçarken Hyunjin'e küsen Jisung ise evine dönmüştü. Hyunjin Jisung'un bazen çok çocuklaştığını düşünüyordu. Çünkü kendisine karşı çok korumacı davranırken bir anda çocuk gibi dil çıkararak Hyunjin'in göğsüne saklanıyordu.

Sonunda yere indiğinde 'Hyuu' diyerek kendisine koşan çocuğa gülümsedi. Her gördüğünde biraz daha güzelleşiyordu. Minik Scarlett'i kucağına alıp saçlarını karıştırmış eve doğru ilerlemişti.

"Hyu uç uç" kollarını yana doğru açıp kucağında zıplayan çocuğun yanağından öpüp koltuğa oturmuştu.

"Selam Chris Minho yok mu?"  Mutfakta gördüğü Chris'e karşı konuştu.

"Selam Hyunjin, Minho büyü malzemesi bulmaya gitti gelir yakında."  Kendisine ve Hyunjin'e birer bardak çay doldurmuş ardından Hyunjin'in karşısındaki koltuğa oturmuştu.

Hyunjin hala kucağında 'Hyun uç' diye bağıran bebeği dayanamayarak koltuğa bırakmıştı ki tekrar ayaklanarak koltuktan atlayan Scarlett'e karşı gözlerini kocaman açmıştı.

Scarlett 5 saniye kadar havada kalmış sonra yavaşça yere inmişti. Hyunjin şokla önce bebeğe sonra Chris'e bakmıştı. Chris yüzünde gururlu bir gülümseme ile kızına bakıyordu.

"Hyun uçtuu" Scarlett kahkaha atarak el çırpmış yerinde zıplamıştı. Ağzı açık kalan Hyunjin bir kaç saniye çocuğa şokla bakmış sonra eli ile ağzını kapatarak Chris'e dönmüştü.

"Bunu nasıl yaptı?" Hyunjin'in sorusuna karşı gülümsedi Chris. "Minik cadım çok güçlü olacak."  Dedi Chris "Babaya gel güzelim." Kollarını açarak kendisine koşan bebeği kucağına almıştı.

"Ama o insan değil mi nasıl sihri olur?" Hyunjin merakla sordu. 

"Artık değil. Minik bir cadı o." Göğsüne yasladığı kızının saçlarına öpücük kondurdu. Kucağında iyice mayışan Scarlett elini uzatarak masanın üzerindeki bebeğini kendine çekti ve ona sarılarak gözlerini kapattı. 

Hyunjin gülümseyerek Scarlett'i izlemiş daha sonra ayaklanarak Chris'e veda etmiş evden çıkmıştı. Gönlünü alması gereken bir sevgilisi vardı.

🧚🧚🧚

Jisung'un evine vardığında koltukta kollarını göğsünde kavuşturmuş somurtan bir Jisung ile karşılaşmıştı.

"Off Jisung neden böyle yapıyorsun."  Ayaklarını sürüyerek Jisung'un yanına oturmuş ve kollarını beline sarmıştı.

"Git yanımdan nefret ediyorum senden." Jisung kollarını belinden ayırmaya çalışırken kızgınca konuşmuştu.

"Hayır benden nefret etmiyorsun."

"Evet ediyorum uzaklaş yanımdan git kardeşinle nereye gidersen git." Hyunjin kıskanç bir şekilde konuşmasına güldü.

"Ya! Neye gülüyorsun sen komik mi?!"

"Evet ikinizin de beni birbirinizden kıskanması çok şirin." Jisung burnundan sesli bir şekilde nefes vermiş ama bir şey dememişti.

Hyunjin bir süre daha Jisung'a sarılı kalmış, omzuna başını yasladıktan sonra kulağına fısıldamıştı. "Affettin mi beni hmm?"

Kulağından huylanan Jisung ise onu iteklemiş kulağını ovmuştu. "Dua et sana sinirli kalamıyorum yoksa seni çoktan dövmüştüm."

"Aşıksın bana."

"Evet aşığım sana." Ardından ikili birbirine sarılarak koltukta uykuya dalmışlardı.

Fairytale HyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin