SİYAH GÖLGELER

CEZALAR

     

    Annem yeni bir iş bulmuştu. Bunun için gerçekten çok mutluydum. Babam hep kendi paraları yediği için bana pek bir şey kalmıyordu. Annemin anlattığına göre villada bir hizmetçiymiş. Bir villa mı ? Söylerken bile heyecanlanıyorum. Artık elimize daha çok para geçecek. Çok mutluyum fakat Kerem aklıma geldikçe mutluluğum bir anda kayboldu. Yerine öfke ve korku geldi. O kim de ben ondan korkacağım, öyle değil mi ? Kendine gel Selin. Böyle çocuklarla hep uğraştın. Sakin ol. Böylesi yakışıklı bir belaya hiç   bulaşmadım.    Yakışıklı mı dedim ? Kendine gel ! O kadar da yakışıklı değil. Siyaha yakın gözleri,dolgun dudakları ve iri kaslarını saymazsak. Neler düşünüyorum ya ? Yarın beni öldürecek nasılsa. Şunu biliyorum ki asla pes etmem. Kendini beğenmiş şey. Sanırım biraz müzik dinlersem keyfim yerine gelir.

    Sabah  okula bile gitmek istediğimi sanmıyordum. Olsun Selin. İnadına git. O okuldaki hayvanın inadına git. Kahvaltımı yaptıktan sonra kapıya çıktım. Biraz erken çıkmış olmalıyım ki servis geç geldi. Yola bakmaktan artık uykum gelmişti ki sonunda kendi cehennemim olan okula geldim. Harika. Daha iner inmez bahçede Kerem'i gördüm. Ben de ona bakmadan yürüdüm. Bir el koluma uzandı. Bu el çok güçlü olmalıydı. Yüzümü ona bakmamı sağladı. Off. Bu kişi Keremdi. Bir insanın gözleri bu kadar mı siyaha yakın olur. Tövbe ya. Hele o dudişlerin kıvrımları. İyi misin kızım sen ya ? Selin kendine gel. Ben kendime azar çekerken Kerem sonunda konuştu.

''Bakıyorum ufaklık gelmiş.''    

Ufaklık mı ? Sensin ufaklık.

''Bir adım var'' dedim kolumu elinden zorlada olsa çekerek.

''Özür dileyecek misin ? '' dedi sesindeki uyarıyla. Sen insan mısın ? Seni bir güzel döverdim de şimdi rezil olurum.

''Sen özür dileyecek misin ? '' dedim ona karşı tutarak. Sinirden tüm vücudunun kaskatı kesildiğini herkes görebilirdi. Daha yeni geldim ve şu olanlara bak. Biri beni bu okuldan alabilir mi ? Tekrardan kolumu sıktı. Bakışlarındaki nefreti görebiliyordum. 

''Bunu sen istedin. Yaptıklarım ve yapacaklarım hakkında küçükde olsa bir fikrin bile yok. Bunu sen istedin. Yapacaklarıma üç saniye dayanmaya çalış.'' 

Ne diyordu bu ya ? Ondan her şey beklenir. Asla korktuğumu belli etmemeliyim. Hadi bul bir şeyler Selin. Uff kolumu bu kadar sıkmasa bulabilirdim elbet. İlk kolumu ondan uzaklaştırmaya çalıştım ama nafile.  İşte şimdi sinirlendim.

''Bana ne yaparsan yap senden asla ama asla özür dilemeyeceğim'' dediğim an kolumu  daha çok sıkıyordu ki hoca geldi ve bizi ayırdı.  Bir an önce şu okuldan ayrılmalıyım. Ah anne beni düşürdüğün şu durumlara bak. Sınıfıma yaklaştım. Kapıyı açtığım an yukarıdan bir kova suyun düştüğünü gördüm. Hemen ellerimle başımı korumaya çalıştım.  Su buz gibiydi. Su bedenime indikçe buz kristali olacağımı  zannediyordum. Sanki Tıtanıc gemisinin buz gibi sulara daldığı andaydım. Bunu bana yapan kişi tabiki de Keremdi. Gerzek çocuk. Onu ilk gördüğüm an anlamıştım zaten belalı bir çocuk olduğunu. Sınıfın kahkahaları beni kendime getirdi. Şu an çok komik görünüyor olmalıydım. Şu an hissettiğim tek duygu intikamdı. Fakat bu duyguyu hemen bastırdım. Yapmam gereken tek şey özür dilememek. Ben bunu hayli iyi bir şekilde yapardım. Üstüm başım sırılsıklamdı. Melis'in telaşlı olduğu yüzüne yansımıştı bile.

''İyi misin ? Eve gitmelisin Selin. Bu halde derse girme.'' 

Başımı olumsuz anlamda salladım.

''Olmaz. Evim çok uzakta. Böylede derse girerim'' dedim mutsuz bir şekilde. Melis beni anlamış gibi görünerek başını olumlu anlamda salladı. Bir an arkama baktım. Bu o hödük Keremdi.Bana doğru sırıtıyordu. Sanki zafer kazanmış gibi o dolgun dudaklarıyla sırıtıyordu. Dayanamadım ve ona dil çıkartarak sırama oturdum. Dil çıkaran ben miydim ? Hadi ama Selin artık çocukça şeyler yapmak yoktu. Neyseki hava yağmurluydu ve bu yüzden hocalar bana soru sormuyordu. Sanırım servisle geldiğimi bilselerdi tonlarca sana ne oldu diye soru sorarlardı. Zil çalınca Melis beni kızlar tuvaletine götürdü. Sanırım orda    saç           kurutma  makinesi  varmış. Saçlarım fazla olduğu için zor kurutabiliyordum. Melis'e döndüm.