KURALLAR

45 4 0
                                    

 Ortamı sinir bozucu bir sessizlik sardı. Ne kadar çok tedirginleşsem de Kerem'in teklifini reddetmek kötü bir fikir gibi geliyordu. Derin bir nefes aldım.

''Pekala. Kabul ama sözünde duracak ve benden hep uzak duracaksın anlaşıldı mı ?'' dedim. Bir an otoriter olasım gelmişti. Kerem'e doğru elimi uzattım. Kerem elime öyle bakınca geri çekiyordum ki Kerem elimi sıktı. Evet Selin. Artık geri dönüş yok. Sadece bir oyun. Ne kadar zor olabilir ki.

''Çıkışta okulun deposunda bulaşalım'' dedi ve ben itiraz edemeden gitti. Aslında havalara uçuyordum çünkü Kerem benden uzaklaşınca çok mutlu olacaktım. Bir saniye...

Keremsiz bi hayat... Muhteşem olur. Yine o saçma sapan düşünceler içerisindeyim. Sadece çıkışa kadar o küçümseyici bakışlara sabretmem gerekiyor.

Sonunda çıkış zili çaldı ve omuzlarımdan büyük bir yük kalktı. Hemen servisime gittim ve şoföre gelemeyeceğimi söyledim. Ardından okulun bodrumu yani deposuna gittim. Kapı açıktı. İçeri girdiğimde Kerem sıkıntıyla volta atıyordu. Beni görünce durdu.

''Nerde kaldın? Bekletilmeye alışık değilim '' dedi sesini yükselterek.

''Görende dört saat bekledin sanır '' dedim gözlerimi devirerek.

''Her neyse otur '' dedi sırayı göstererek.

Dediğini yaptım. Kerem ise oturmamıştı. Tam karşımda durmuştu.

''Madem bi oyun oynayacağız bunu adam akıllı yapmamız gerek '' dedi ciddi bir şekilde. Sanki karşımda bir öğretmen vardı. Her neyse bugün Kerem daha bi yakışıklı gibiydi. Acaba saçına mı değişik model vermişti yoksa başka bir şey mi ?

''Beni dinliyor musun sen ?!'

Kerem'in öfkeli sesi beni düşüncelerimden ayırdı.

''Ne?Neyi?'' diye afalladım. Bir şey mi anlatmıştı ? Kerem olduğu yerde bir iç çekti ve duvara yaslandı. Artık konuya direk girmek ister gibi bir hali vardı.

''Benim sevgilim olacaksan saçını her gün açık bırak ve makyaj yap '' deyince şaşırdım.

''Ne makyaja kızarlarsa ?'' dedim meraklanarak.

''Sadece yüzündeki kusurları kapatacak kadar yaparsın. Senden bi Hande çıkartmıyoruz zaten'' deyince yüzüm bir an düştü. Asla o kadar güzel bir kız olamayacaktım.

''Zaten olamam'' dedim kırık bir sesle. Ufff niye Kerem'e söyülüyorsam

''Benimleysen olursun '' dedi Kerem bir gözünü kırparak. Bu bi iltifat mıydı ? Her neyse kendine gel Selin. Çantamdan küçük bir not defteri çıkartarak Kerem'in dediklerini not ettim.

''Ayrıca herkesin inanması için benden özür dileyeceksin ve ...'' deyince sözünü kestim. Ben Keremden asla özür dilemem.

''Sen benden dilemelisin'' dedim yumuşak olmaya çalışarak. Keremle birkaç saniye gözlerimizi birbirimizden ayırmadık. Evet. İkimizde çok inatçıydık ve bu yüzden anlaşmamız zorlaşıyordu.

''Böyle bir şeyi yapacağımı sanma sakın '' deyince yüzüm düştü. Ne olurdu şu aptal inadından vazgeçse ?

''Madem bir oyun oynuyoruz adam akıllı oynayalım Kerem. Benden özür dileyeceksin. Ya sadece aptalca bir oyun '' dediğimde Kerem uflayıp pufluyordu. Ona 'hadi' bakışlarımı yolladım. Sonunda kafasını sallayınca tüm dişlerimi göstererek gülümsedim. Bir dakika...

Biz...

Keremle...

Az önce medeni insanlar gibi anlaşmış mıydık ? Şu andan itibaren başıma gelecekleri daha çok merak ediyorum. Kerem istifini bozmadan konuşmasına devam etti.

SİYAH GÖLGELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin