TALİHSİZLİK

106 7 4
                                    

Araba hızlandıkça Kerem'İn sırıtışı daha da artıyordu. Uff. İlk önce müziği kısmaya karar verdim. Anlaşılan Kerem laftan anlamayacaktı. Zaten anlamazdı. Kerem'e döndüm.

''Kerem?'' dedim üzgün bir sesle.

''Ne o ? Korktun mu ? Sesin kötü çıkıyor.''

Bir insan sarhoşken bile bu kadar mı yakışıklı olurdu ya ? Siyah saçları dağılmış ve gözlerindeki tehlike yok denecek kadar az. Yine mi böyle düşünüyorum ? Düşüncelerimden hemen ayrıldım.

''Kenara çek. Konuşalım.'' dediğimde Kerem kahkahaya boğuldu. Neden bu kadar gülüyor ki ?

''Sen ve konuşmak ?'' dedi imalı bi şekilde.

Bunu benim ona söylemem gerekiyordu. Cidden ben ne yapacaktım ? İnatçı, arabayı kenara çekmez ki. Düşün Selin. Düşün. Kerem arabayı ormana doğru çevirdi. Eyvah,ormanda beni öldürecek!Ormanlar cinayet için uygun yerlerdi. Hep haberlerde ormandan cesetler bulunduğu yazıları çıkıyordu. Şimdide benim için çıkacaktı. Bedenimi bir panik dalgası sardı. Tam o sırada Kerem 'İn sesini duydum.

''İstersen kenara çekerim'' dedi ve en yakın ağaca doğru sürdü.

''Kerem dur!'' diye bağırmaya başladım. Gittikçe ağaca doğru yaklaşıyorduk. Kerem ise kemerini bile takmamıştı. Olamaz şimdi ne yapacağım ? Birazdan ölmüş bir Kerem görebilirdim. Hemen Kerem'in kemerini taktım. Aptal nasılda unutmuş kemerini takmayı! Ellerim titriyordu. Kemerimi çoktan bağlamış olmama şükrettim. Kerem bana bakarak bağırdı.

''Özür dile!''

İyice saçmalamaya başladı. Burda ölebilirizde. O anda sert bi şeye çarptık. Ağaç olmalıydı. Kafam cama çok hızlı bi şekilde çarptı. Çok acıyordu. Şu an Kerem'İ öldürmeyi her şeyden çok istiyordum. Ona doğru döndüm. Başını direksiyona yatırmıştı. Bu haline oldukça endişelendim. Onu dürttüm. Uyanmadı. Bir kez daha dürttüm. Yine uyanmadı. Kemerimi çıkarttım. Dışarı çıktım. Kerem'İn kapısını açtım. Kerem sonunda uyandı. Arabadan zar zor çıktı.

''Nereye getirdin beni?'' dedi etrafa bakınarak.

Ben mi getirdim salak herif !

''Sen getirdin bizi buraya geri zekalı'' dedim ona diklenerek. Kerem hemen elini cebine götürdü. Telefonunu çıkardı. Birini arayıp bizi almasını istedi. Şimdi döveceğim bunu ya!Ne kadar da rahat.

''Sen niye bu kadar rahatsın?'' dedim sinirle.

''Niye olmayayım?'' derken bir köpeğin ulumasını duydum. İstemesemde Kerem'in yanına geçtim. Etrafıma bakındım. Sanki her an köpek çıkacakmış gibi hissediyordum. Kerem'İn başı bir anda omzuma düştü. O an nedense tüm korkularımı unuttum. Her şey durmuş gibiydi. Omzum alev alıyordu. Niye heyecanlanıyorum ?

''Ah, Selin. Çok masumsun. Hiçbir şeyi anlamıyorsun. Baran'a bulaşıyorsun. Ben sana yetmiyor muyum ?''

Ne saçmalıyorsun ? Hemen omzumu çektim. Kerem bir an yere düştü.

''İyi misn?'' dedim telaşlı bir şekilde.

Kerem düşüşüyle birlikte yere uzandı. Elini koluma uzatarak beni yanına çekti.

''Ne yapıyorsun ?'' dedim kalkmaya çalışarak. Fakat Kerem kolumu daha da çok sıkmaya başladı. Öküz herif. Gözlerim gökyüzüne kaydı. Hava açıktı ve yıldızlar parlıyordu. Hep hayalimdi böyle gökyüzüne bakmak. Ama yanımda sevdiğim biriyle. Keremden nefret ediyordum. Fakat şu an yanımda kedi gibi bi Kerem vardı. Kolumu sıkmayı bıraktı ama eli hala kolumdaydı. Gözleri kapalıydı. Açıkcası sızmıştı. Hemen kolumu çektim. Kerem sessiz ve masum görünüyordu. İçimden bir ses onun iyi olduğunu söylüyordu. Neden böyle düşünüyorum ? Kerem'e yaklaştım. Yüzünü incelemeye başladım. Elmacık kemikleri ve çene kasları biribriyle müthiş bir uyum içindeydiler. Selin kendine hakim ol . Bildiğin Kerem'İ yakından kesiyordum. Kerem gözleri kapalı bir şekilde konuştu.

SİYAH GÖLGELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin