Fine Line

468 56 157
                                    

Louis Tomlinson: şarkıların ve gözlerin öyle söylemiyor halbuki...

Harry kalbinin yok olduğunu hissetti. Ne atıyordu ne atmıyordu çok garip haller içerisindeydi ve şu an bir kalbinin olduğunu hissedemiyordu. Tanrım, nefes alamıyor muydu?

Nefes al Harry! dedi içinden ve bir süredir kırpmadığı gözlerini serbest bıraktı. Gözyaşları bağımsızlığını ilan ederken ne ara ağlamaya başladığını çözemedi.

Damlalar telefona düşerken burnunu çekti ve gözyaşlarını hızlıca yuvalarına geri göndermeye çalıştı. Onlar oradan bu adam için çıkmamalıydı!

Telefona düşen damlaları da eliyle sildi ve ona cevap vermek için ellerini klavyeye götürdü.

Harry Styles: Şarkılarım? Komiksin Tomlinson.

Louis'den cevap gecikmedi.

Louis Tomlinson: Gözlerin hakkında bana katılıyorsun yani?

Harry göz devirdi. Bu adam onunla kafa mı buluyordu?

Harry Styles: Neden yazdın, Louis?

Louis Tomlinson: Ne zaman bir nedene ihtiyacım oldu?

Harry Styles: Haklısın. Çekip gittiğinde de bir nedene ihtiyacın olmamıştı.
Görüldü.

————

"Göt gibi kalırsın şimdi öyle." dedi Zayn Louis ile telefon ekranına bakarken. Louis telefonu kapatıp kenara fırlattı ve sigarasını ağzına götürerek zehri içine çekti. Zehir tüm ciğerlerini kaplarken Harry'nin attığı mesaj ise kalbine zehirli bir ok gibi saplanmıştı. Tüm bedenini geçirmişti bu zehir, kalbinden göğüs kafesine ve oradan tüm organlarına. Zehirli dumanda buna eşlik ederken nefes alamadığını hissetti.

"Sus, Zayn. Kafam kaldırmıyor cidden."

Zayn ve Louis performans sonrasında konuşmuş ve aralarındaki durumu düzeltmişlerdi. Şimdi ise birlikte oturmuşlar Harry'nin canlı yayınını izlemişlerdi. Louis'nin mesaj atmaması için telefonu alıp evin herhangi bir köşesine saklayan Zayn yinede onu durduramadı ve sonunda pes edip mesaj yazmasına izin verdi.

"Sonucunun bu olacağı belliydi ama.." Louis sert bakışlarını Zayn'e yöneltti ve ona orta parmak çekti. Zayn ise sustu ve birasını içmeye devam etti.

Louis tüm pişmanlığı ile koltukta uzanırken mesajları tekrar tekrar okuyordu. Kahretsin.. dedi içinden. Onu özlüyorum.

"Bana sakın onu özlediğini söyleme." dedi Zayn aklını okumuş gibi. "Onu özlüyorum.." dedi Zayn'nin söylediğini umursamayarak.

"Hayır, bir zaman sonra alışacağım ve onu özlemeyeceğim." Zayn zamanında Louis'nin kendisine söylediği cümleyi hatırlattı. "Bu bok çukuruna kendi kendini soktun ve şimdi seni affedeceğini düşünmen çok komik."

"Affedecek! Affetmek zorunda?!"

"Hiçbir şeyi affetmek zorunda değil, Louis." Dedi. O da bir sigara yakmıştı. "Ama affetmesini istiyorum.." ağlak bir ses tonuyla konuşunca Zayn derin bir nefes aldı. "O da senin gitmeni istemiyordu. Her istediğimiz olmuyor maalesef."

"Affedecek.." diye fısıldı kendi kendine. Zayn bunu duymamıştı ama o tekrar fısıldadı. "Affedecek.."

———

"Diyecek bir şeyi yok tabii." Harry kendine kendine sinirli bir şekilde söylenirken bit yandan da Mitch ve kendisi için akşam yemeği hazırlıyordu. Mitch de arkasında masayı kurmaya başlamıştı.

QUERENCİA// L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin