[21]

1.3K 261 169
                                    

ruhum hep yanında

"ne demek beni de bulaştırdınız?"

bir süre cevap vermeden Soobin'in hızla yere çarptırdığı ayağını izledi Jaesung, "o çocuk ben zaten yapacaktım, dedi bize Soobin." dedi daha sonra da çekinerek.

"nasıl yani?"

"ben zaten kendimi öldürecektim bari ölmeden önce bir işe yarayayım, dedi."

gözlerini kapattı Soobin, sabrı kalmamıştı. "beni nasıl bulaştırdınız bu işe Jaesung?"

"aramızda oylama yaptık..."

"oylama yapıp bana söylememe kararı mı aldınız?"

"hayır, teklifini kabul edip etmeyeceğimize dair oyl..."

"şaka yapıyorsun değil mi lan?" diye lafını kesti Soobin, "birisinin hayatını almak için oylama falan yapmadınız değil mi?"

sessiz kaldı Jaesung, onun sessiz kalması Soobin'i daha da sinirlendirdi. ayaklandı ve odanın içinde voltalar atmaya başladı, "konuş yoksa hiç iyi şeyler olmayacak Jaesung!"

"kendisi istedi Soobin, yemin ederim ki kendisi istedi."

durdu ve sinirden kanlaşmış gözleriyle bir süre Jaesung'u izledi, sabredip her şeyi öğrenmeyi ve Yeonjun'u en kısa zamanda kurtarmayı istiyordu ama onun sabrının da bir sınırı vardı işte. dayanamadı, yatakta çekingen bir şekilde oturmuş ona hesap veren Jaesung'un yakalarına yapıştı.

"Jaesung!" diye bağırdı, "sana bir kere daha sormayacağım tamam mı çok iyi dinle!"

kafasını salladı Jaesung, onu ilk defa böyle görüyordu. "Soobin ben yemin ederim öyle biri değilim, hiçbirimiz katil değiliz yemin ederim."

"beni bu işe nasıl bulaştırdınız Jaesung?" olabildiğince yavaş ve tane tane sormuştu bu soruyu.

"iki yapalım iki de yapmayalım oyu çıktı, biz de karar vermek için sana soralım dedik."

"ne zaman lan?" diye sordu Soobin, "ne zaman sordunuz lan bana böyle bir şey?"

"açık açık sorsam hayır diyeceğini biliyordum Soobin. anlasana, başka çarem yoktu."

Soobin bu sefer kendini tutamadı, yumruğunun şiddeti o kadar güçlüydü ki Jaesung'un tutunmasına bile zaman kalmadan yeri boylamasına neden olmuştu.

birkaç dakika kendine gelmeyi bekledi, "seninle konuştuğum zamanda da bana dedin ki elimden gelen her şeyi yapardım,"

"bu evet demek mi amın koyayım?" bu sefer de üzerine çıkıp yapıştı yakalarına, bir kere daha vurmak istemişti ama Yeonjun'un yerini öğrenebilmesi için Jaesung'un bilincinin açık olması gerekiyordu.

"yapmak zorundaydık Soobin!"

"böyle bir şey mümkün mü? bunu size kim inandırdı lan! hani nerde? geri geldi mi amına koyayım, nerde?"

"getiremedik..." dedi Jaesung çaresizce ve bir yumruk daha yedi, dudağından akan kanlar Soobin'in eline bulaşmıştı.

"oğlum..." dedi ve yutkundu Soobin, şokla beraber bütün vücudunu ele geçiren sinir yerini yavaş yavaş üzüntüye bırakmaya başlamıştı. boğazında öyle bir ağırlık vardı ve dudakları öyle bir titriyordu ki ne konuşabiliyor ne de nefes alabiliyordu.

cennet ve küllerin arasında | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin