•●DON'T WORRY●

433 21 4
                                    

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Uyandığında gelen konuşma seslerini duyabiliyordun. "Üzerinde birşey taşımadığından emin ol! Ona karşı çok dikkatli olmalıyız."

Aynı gün içinde ikinci kez uyanırken gözlerini kırpıştırdın. Kazutora ile sabah olan anılarından uzak geldi.

Bilmediğin bir odada yatıyordun. Ve başın inanılmaz derecede zonkluyordu. Başına uzanmaya çalıştın ama ellerin hala arkanda bağlıydı.

"Mmmmhhh" kendini tutmana rağmen inledin.
"Oooh! Bakın kim uyanık." diye haykırdı pembe saçlı adam,silueti sana doğru geliyordu.

Odanın etrafına baktın. Doğrudan üstüne parlayan ışıklar vardı fakat odanın geri kalanı karanlıktı. Burası muhtemelen insanlara işkence edip öldürdükleri yer, diye düşündün.

Ayrıca dairendeki 3 adamın da orda olduğunu fark ettin. Onunla göz teması kurduğunda mor saçlı adam küçük bir bakış attı.

"Nerdeyim." diye sordun uykulu bir şekilde,dizlerinin üzerinde yerde kıvranarak haraket etmek oldukça zordu. Vuruşlarınızdaki basınç değişikliğinden başının döndüğünü hissettin.

"Nerde olduğunun bir önemi yok."önündeki adam söyledi.
"Sen kimsin?" diye sordun,zihnini adamın görünüşüne konsantre olmaya zorlarken bakışlarını kısarak. Onunla kesinlikle bu sabahtan önce karşılaşmadın.

Kıkırdadı,"yakında öğreneceğine eminim!"

Bu adam.

Cesaretin kırılmasın diye daha da bastırarak söyledin. "Neden burdayım?"
"Bence tam olarak neden burda olduğunu biliyorsun,Honey." dedi imalı bir şekilde.

Kalbin hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Önceden sana Honey demesini ummuştun,veya sadece evcil hayvan ismi, ama bu onu doğruladı.

Yani. Sıçtın.

Sana küçük bir sırıtış verirken sessizliğini cevap olarak aldı.

"Bende öyle düşünmüştüm. Şimdi, yanında birşey getirmediğinden emin olmanın zamanı geldi,velet."
Serçe parmağı pantolonunda gezerken söyledi. Cebinden telefonunu ve rujunu aldı. Ve rujunu yakından incelemeye başladı.

"Sadece dudak kremi."Ona güvence verdin.

Pembe saçlı adam seni görmezden geldi ve rujunu cebine atıp,telefonunu yere sertçe fırlattı.

Üzerine basarak ekranı milyonlarca küçük parçaya ayırdığında gözlerin korkuyla açıldı.

Daha fazla bakmak için elini vücuduna geri getirdiğinde hala şoktaydın. Başka birşey bulamayınca dudaklarını yaladı.

Sen onu durdurmaya çalışırken eli pantolonun düğmelerini açmaya gitti.

"Ne yapıyorsun?" diye bağırdın.
Sabırsızca baktı."Ne?"

"Kıyafetlerimi çıkarma!" tekrar bağırdın.

"Üzgünüm,Honey. Sadece yapmamız gereken bu." Dudaklarında bir gram samimiyet olmadan gülümsedi. Pantolonunu düğmelerini açmaya devam etti ve büyük bir güçlükle bacaklarına indirdi. Diğer iki adamsa oldukça eğlendi.

"Düşünebilmek hiçbirzaman onun güçlü yanı olmadı. Uzun olan adamı duydun ve yumuşak sesini tanıdın.

Pembe saçlı adam arkasına baktı,ona bir bakış attı.

"Genellikle zaten ölmüş oluyorlar bu yüzden onları bağlı tutmak zorunda kalmam."

Daha sonra kollarını başını üzerine kaldırmaya çalıştı. Ama kolların arkandayken bu çok zordu. Pembe saçlı adam hüsrana uğramış gibi bir feryatla gömleğinin önünü çıplak elleriyle yırttı. Pembe saçlı adam üzerinde kalan artıkları bir kenara firlatırken. Gücü karşısında nefesin tutuldu.

Yan tarafta adamlardan birinin seni iç çamaşırınla görünce mutlu bir iç çektiğini duyabiliyordun ancak seni soyan adama bakmak için onları görmezden gelmeliydin ve öyle de yaptın.

Sana gülümsüyordu. Önceki gece için giydiğin siyah dantelli külotunu alıyordu.

"Hmmm,çok ilginç bir iç çamaşır seçimi. Bu küçük kıyafeti seçerken aklında sik olduğunu söyleme bana."
Pembe saçlı adam alay etti.

"Acele et Sanzu,tüm gün vaktimiz yok."seslerden biri içini çekti. Bir kez daha dikkatini arkasındaki iki adama verdi.

"Kapa çeneni Rindou."

Dikkatini tekrar sana verdi,burunlarınızı birbirine değdirerek yaklaştı. Ondan uzaklaşmaya çalıştın ama o mesafeyi kapatacaktı.

Gelecek için.. kırmızı iç çamaşırı secerim." Kıkırdadı gözleri seninkini delip geçti.
"Siktir git" Ona ters ters baktın.

Bakışlarını ondan kaçırmak için kafanı çevirmeye çalıştın ama o, yanaklarını ellerinden birinin arasına sıkıştırarak ona bakmak için zorla kafanı geri çekti. .

"Aman Tanrım, böyle güzel bir yüz için çok pis bir ağzım var.Ve sanırım burada senin iyi bir kız olduğunu düşündüm."

Dudaklarını kulağına getirdi. Dudakları kulak memeni sıyırdı ve temastan dolayı tüylerin diken diken olduğunu hissedebiliyordun.

"merak etme, iç çamaşırını çıkarmayacağım.....

En azından henüz değil.

Bakışları, tüyleri diken diken olmuş dekoltenize indi.

"Şu anda gerçekten sert davranmaya çalışıyorsun ama vücudun sana ihanet ediyor." sırıttı.

Pembe saçlı adam odadaki diğer iki adama döndü. "Temiz görünüyor. Sanırım onu ​​patrona götürmenin zamanı geldi."

"Sonunda,lanet olsun." Daha önce sözünü kesen aynı ses içini çekti.

Sorumlular bu adamlar değil miydi?

"Patron?"sordun.

"Evet,Patron seninle küçük bir sohbet etmek istiyor..."

SHOW ME-°°°HONEY°°-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin