Sanki annemin dizlerinde sallanıyorum yaş hala 3 ve ben dert ve tasa kelimeleri ile tanışmamışım . Sallanmak en sevdiğim şey sallanmadan uyumazmışım. Aynaya hiç bakmazmışım ne giydirildiğiyle ilgilenmezmişim. Kendine zıt olmak böyle mi hissettiriyor ?
Kaşlarımı çattım bir dalganın üzerinde sallanıyorduk. Artık sallanmaktan nefret ediyorum ayaklarımı yere basmak ve hareket etmeyen bir zeminde kalmak istiyorum. Olmamam gereken bir ülkede olmamam gereken kişiydim. Olmaması gerekn tüm şartlar sağlanmış ve bu günün tarihi atılmıştı.
Bir gün denizi sever miyim bizi bir yere götürsün ister miydim bilmiyorum ama biz ikimiz aynı cümlenin aynı fiilini paylaşamazdık.
Kapı tıklatıldığında olduğum yerde dirseklerimin üzerinde doğruldum Safir içeri elinde eczaneden aldığım çanta ile gelmişti omzu açıktı kendi krem sürmek istemiş olmalıydı.
Kremi ellerime bırakıp sürmemi rica etmesinin ardından kremi ellerinden aldığım için bir şey söylememi beklemeden yatağın ucuna oturdu ve saçlarını kaldırdı. Kremi elime alıp hafif kalın olacak bir tabaka halinde yaydım. Belliki eskisi kadar acı hissetmiyordu duş alırken şu değdirmemeye dikkat etmiş olmalı ki yarasının etrafında is parçalarının kara izi vardı. Ardından kalkıp kremi eline uzattım ve odadan çıktım odasına girip dolaba koyduğum kremi getirdim. Kapağını açıp onu da yarasinin üstüne yaydım soğutucuda bekledigi için serinletmiş olmalıydı daha fazla oyalanmadan kapağını kapatıp uzattım.
Sen gerçekten kimsin Safir ?
Arkasını dönüp gözlerime baktı . Yine yüzünde aynı ifade belirdi bana kızıyor muydu anlamıyordum.
Gerçekten insanım.
Olduğu yerden kalktı ve kapıya doğru ilerledi ardından arkasına dönüp kucağımdaki ilkyardım çantasını eline aldı.
Duyguları aklı ile diğer canlılardan ayrılan ama her canlı gibi acı hissedebilenim. Tanımadığın birinin gözlerine böyle suçlu bakma sırtımın acısından ziyade halime acıdığını çok net hissediyorum.
Odadan çıktıktan sonra kapıyı da sertçe kapatmıştı. Krem etrafa bulaşmasın diye elimin parmakları hafifçe yukarıda kalmıştı. Kalkıp yıkamak için odadan çıkacaktım ancak çarptığı kapıyı yeniden açmak istemedim bir peçete çıkartıp elimi sildikten sonra telefonumdan uçak biletlerini ayarladım en kısa süre içerisinde buradan gidecektik.
...
Hava şartları oldukça soğukken elimizde de pek fazla temiz çamaşır kalmamis sayılırdı nadir anlarda bize yardımcı olmak için uğrayan Alita ise henüz gelmemişti konuşmadan 2 gün geçmişti.
Odadan çıkıp üstümü düzelttim ayna karşısında son kez saçımı düzeltip yukarıya çıktım. Kenardaki koltuklara uzanmıştı. Kolunu kaldırmış parmağıyla gökyüzünü işaret ediyor gibiydi kendi kendine bir şeyler de çiziyor olabilirdi. Daha fazla bakmadan adımlarımı uzaklaştırdım. Marinanin bolu boyunca uzanan kaldırımına ayak bastığımda kendimi daha iyi hissediyordum sürekli sallanan bir yat içinde 3 gün hapsolmuş gibiydik. Yapacak hiçbir şey yoktu en kötüsü ise konuşmaya niyetli değildik.
Hiç olmamış gibi yaparsak hepsini unutur muydu?
Adımlarım marinanin yönetim birimine doğru ilerlerken sanki geri geriye gidiyor gibiydim İçimdeki isteksizlik sürekli artsada kapıyı tıklatıp girdim içeriye bir süre üstümde gezdirilen gözlere rağmen adımlarım aksamadan yerime doğru ilerledi. Bur süreçte odanın boş duvarlarından ayakkabılarımın sesi yankı yapıp tüm konuşmanın bölünmesine neden olmuştu koltuğu çevirip oturduktan sonra masadaki diğer kişiler gibi ekrana döndüm sanırsam bu yaz için yapılacak olan faaliyetler konuşuluyordu. Baş köşedeki babam sanki çok büyük bir patron edasıyla -Patron olması onu buyuk bir patron yapmaz- ciddiyetle dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Onlar Tıpkı Sen
Novela JuvenilPuslu limni gölünün etrafında gözün gözü görmediği bir saatte bir adam odun kırıyor kışı geçirmek için pek tekin bir yer değil bir kadın ağaçların arasında koşarak ilerliyor öyle ki nefesi bile güçlükle yetebiliyor sanki tüm ormanı uyandırmamak için...