ও
"Her zaman yanında olduğumu söylemiştim. Galaksi gibi çillerinin üzerinden göz yaşlarının gezmesine izin vermeyeceğim, anladın mı beni Felix?"
Kumların üzerinde yatan sarı saçlı beden söylenerek sırtını Hyunjin'e döner.
"Ağladığımı nereden çıkarıyorsun?"
Hyunjin arkasını ona dönmüş minik bedeni tekrar kendisine döndürür.
"Tanrı aşkına, gözlerinden akanlar ne o zaman?"
"Hızlı içtim boğazım çok yandı, o yüzden ağladım."
Hyunjin aniden yattığı yerden kalkar. İki elini Felix'in beline sarıp gıdıklamaya başlamasıyla Felix'in ağzından minik bir kıkırtı kopar.
"Kalk hadi ağlamak yasak sana!"
"Tamam, fazla duygusallaştım özür dilerim."
Felix yattığı sarı kumlardan Hyunjin'in yardımıyla kalkar.
"Hyunjin şey.."
Hyunjin tek kaşını kaldırmış, önünde iki bacağının üzerine oturmuş, ellerini birleştirip kucağına koymuş bedene "hm" mırıltısıyla cevap vermişti.
"Ben, ben eve gitmek istiyorum ama.."
"Ama?"
"Kendi evime."
Hyunjin anlamazcasına Felix'e bakmaya başlamıştı.
Tanrı aşkına daha bir kaç saat önce lanet olasıca babası yüzünden ağlayan o değil miydi?"Seni üzmek istemiyorum ama baban eve gelme demedi mi? Ağlamandan korkuyorum Lixie..."
"Ben ağlamaktan korkmuyorum Hyunjin. Sende benim için korkma artık. Sana yük oluyorum."
Hyunjin Felix'e daha çok yaklaşıp imalı bir şekilde konuştu.
"Birincisi bana yük olmuyorsun bunu aklından çıkar, ikincisi senin için endişelenmeyi bırakmayacağım, üçüncüsü tamam seni eve bırakacağım."
Felix~
Hyunjin bunları söyledikten sonra karşımızda garip hareketler yapıp kahkaha atan Jeongin ve Changbin ikilisine döndü.
"Bunları ne yapacağım şimdi."
"Changbin tek yaşıyor zaten, ikisinide Changbin'e bırakalım."
Changbin ve Jeongin sanki bizi hiç görmüyormuş gibi kahkaha atmaya devam ettiklerinde gözlerimi deviremeden duramadım.
"Ş..u kuş ne gü..zel jeo..ngin ba-."
Sözünü bitirmeden kıkırdamaya devam edince gülümsedim.
Yanlarına gidip Jeongin'in koluna girip kaldırdım. Changbin hyungu asla taşıyamazdım benden daha iri, kaslı bir adamdı. Hyunjin'de Changbin'in koluna girdiğinde yolun kenarındaki banka oturttuk. Hyunjin taksi çağırırken bende onların ortasına oturdum. Oturmakla birlikte ikiside kafalarını omuzlarıma dayadılar.
Viskimin yarım kalmasına homurdanmıştım. Pek kendimde değildim ama birşeyleri anlayabiliyordum. Daha doğrusu Changbin ve Jeongin gibi değildim. Hyunjin benim gibi içmişti fakat alışık olduğu için baya kendindeydi.
Taksi geldiğinde Hyunjin tekrar Changbin'i kaldırmıştı. Bende Jeongin'i kaldırdığımda arabaya binmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Chick That Looks Like a Star/Hyunlix
FanficBaskıcı annesinin sözlerini dinlemekten başka şansı olmayan minik Lixie'nin iç dünyasından dış dünyaya atlamayı denerken arkadaş hayatına o gelmesiyle dünya ona aydınlanmıştı... note:angst değildir.