Son Akşam Yemeği

5.5K 453 72
                                    

Duş sonrası aynada kendi yansımasına baktığında neredeyse haline acıyacaktı.
Sürmeli iri kara gözleri baygın bakıyordu ve iki gündür sürekli olarak üst üste bir şeyler içmek onu pek iyi hale getirmemişti.
İdeal kilosunu kaybedeli ve hızla zayıflamaya başlayalı epey vakit olmuştu.
Sabah hala Oktay Komutan'ın evinde yediği börek ve arabadaki keklerle duruyordu ve neredeyse akşam sekiz olmuştu.

Annesi bir köşede televizyonda haberlere bakınıyor,yengesi ise hala telaşla bir şeyler yetiştirmeye çalışıyordu.
Amcası sofra başında bir baykuş gibi tünemişse de elini kaldırmıyor,kızı Pınar'ın bir şeyler getirmesini bekliyordu.

"Nerede o kız?"dedi amcası huzursuzca.

"Kim."

"Kardeşin."dedi annesi sinirle.

"Dersim var demişti."diye açıkladı yengesi.
"Hala gelemedi."

"Oğlanlarla geziyor."diye gürledi amcası.
"Sen neredesin lan bu saate kadar,bacından haberin yok!"

Rıdvan bıkkın bir nefesle "Eve gelsin gösteririm ben ona."diye geçiştirdi.
Yani arkadaşlarıyla bir yerlere gidip gezmek istemişse ne olabilirdi ki?
Rıdvan kıskanç biriydi evet ama küçük kıza güveniyordu.
Pınar gibi saf değildi,Pınar olsa Rıdvan her yeri aramaya başlardı ama küçük çin gibiydi ve muhtemelen kardan dolayı gecikmişti.

"Yollar kapalı."dedi Rıdvan sinirle.
"Otobüs bekliyordur."

"Abi."dedi Pınar hevesle.
"Bak ! Senin en sevdiğin salata!"

"Aferin kız."dedi Rıdvan dalgınca salatayı kızdan alarak.
Çelik tas içerisindeki ekşili çoban salataya göz gezdirirken burun kıvırdı.
"Bu da gidecek iki güne,yeni dedi herhalde bir şeyler yapayım diye..."

Menüde pilav,salata ve kavurma vardı.

"Damadı aradım aradım meşgule atıyor."dedi amcası telefonu gözüne yaklaştırırken.
"Enişteni arasana Rıdvan..."

Rıdvan ağzında pilav tanesi asılı dururken cebini telaşla yokladı ve telefonu kavradı.
Oktay Komutan'ın numarasını tuşlarken garip bir dalga hissediyordu içinde.
Telefon direkt olarak meşgul çalarken Rıdvan merakla ekrana bakınmayı sürdürdü.

"Kar çalışması var herhalde oradadır. Sabah uğradım."dedi Rıdvan dalgınca.
"Askerleriyle konuşuyorlardı pazartesiye kadar yollar tamamen açılsın,olduğu yerde çekmiyordur."

"Hasbinallah."diye gürledi annesi yazmasını çember gibi boynuna dolarken.
"Bu kız nerede kaldı!?"

"Sus."diye tembihledi yengesi kadını.
"Adamı kudurtma,oğlana sarar."

Amcası telefonu gözüne yaklaştırırken bir daha damadını tuşluyor olsa da konu çoktan dağılmıştı.
Yiyecek sofrasını Pınar kaldırırken ağabeyi için demli bir çay getirmişti.
Sonra odasına gidip seğirte seğirte tüllü uzun bir gelinlik getirmişti.

Bembeyazdı.
Kuğu beyazıydı.
Dışarıdaki karlardan bile daha beyaz diye düşünüyordu.
Çok zarif bir kış gelinliğiydi ve Pınar peri kızlarına benzeyecekti şüphesiz.

"Oktay Komutan aldı!"dedi Pınar hevesle.
"Çiçek de aldık ama gelmedi o,o getiricek."

"Yaaa."dedi Rıdvan burukça.
"Kaç bayılmış enayi."

"Söylemedi."

"Otuz vardır en az bu."dedi yengesi göğüs kabartarak.
"Damadım söylemez."

Rıdvan gelinliğe boş bir bakış atarken Pınar yüzünü ekşitip koltuğa oturdu hafifçe. İri mavileri kızarırken hafifçe öksürük ile birlikte midesini tuttu.
"Noldu?"

"Kramp."dedi Pınar telaşla.
"Yani..."

Kız gür bir öğürtü ile tuvalete koştururken amcası ters bir bakışla kızın arkasından küfür savurdu.
"Sanki bir tek bu evleniyor. Gerdi gerdi kendini,diyet mi yaptı ne o niye kusuyor?"

"Heyecandan."dedi yengesi adama çay servisi yaparken.
"Yemiyor ki gelinlik giyecem diye,yemedi yemedi bir anda yedi kustu işte."

"Rıdvan..."dedi annesi göğsünü tutarak.
"Benim gönlüm hiç rahat değildir,şu kardeşini bir de sen ara..."
Pınar içeride yüksek şiddetle öğürüyorken bir de diğer kızı arama belası sonucunda Rıdvan alayla güldü.

Mirza'ya her şey denilebilirdi ama haksız denilemezdi.
Evde fare doğursa Rıdvan koş kedi gibi kap denecekti neredeyse.

"Dur bı Pınar'a bakayım."
Rıdvan içinden Dilan'a sövmüyor da değildi.
Bu saate kadar oyalanacağına erken kalksa bu muhabbeti çekmek zorunda kalmayacaklardı.

"Pınar..Kız Allah belanı versin o ne."dedi Rıdvan yüz ekşiterek.

Kusmaktan moraran kız midesini tutarak "Y-Yemek.."dedi telaşla.
"Ağır geldi de ondan..."

"Yalan atma lan koca kafa."dedi Rıdvan parmak ucuyla sifona basarak.
"Kendimi beğendiricem gelinlikle diye aç kaldın ,şimdi de dayanamadın kavurmaya abanıp kustun işte."

Pınar duraksamış öylece sifondan akan suya gözünü daldırmıştı.
Kız onaylar halde başını savururken Rıdvan kızın saçlarını kabaca okşayarak sırıttı.

"Oktay denen psiko bence hoş biri."diye itiraf etti Rıdvan.
"Yani boy var pos var,kariyeri var. Tipi biraz korkunç olsa da yakışıklı da. Hödük gibi duruyorsa da..."

Beni çırılçıplak o sokakta dövdü.
Buz gibi bir akşam üzeri öldüresiye dövdü.

Rıdvan aklına sadece bu sabah neşeyle çocuklara takıldığı anları getirmeye çabaladı.
"....iyi bir baba da olur hem,baya seveni var küçükler bayılıyor ona. Biraz uzak oluruz ama gelirsin,tek de gelmezsin. Onu da alır gelirsin."

"Hani istemiyordun ?'dedi Pınar merakla.
"Komutanı."

"Aman be kızım."dedi Rıdvan hüzünle.
"Herif işin bahanesi ,İngiliz prensi de gelse pürüz yapardım. Sen gitme diye."

Evleneceğin adam beni öldüresiye dövdü.
Ve fırsatını bulduğunda tekrarı olacaktır.
Dalağına nasıl tekme attığını anımsayınca Rıdvan iki büklüm olmuştu.

"Abi sana bir şey söyleyeceğim ama benden tiksinmezsin dimi?"dedi Pınar dalgınca.

"Ha?"
Rıdvan surat ekşitti.
"Kusmuk kokarken gayet tiksiniyorum Pino. Toparlan da gel..."

Kapı alacaklı gibi çalındığı vakit saat dokuzu epey geçmiş,ev halkı zil sesiyle yerinden sıçramıştı.

"AA,oğlum..."dedi yengesi heyecanla.
"Hayırlar olsun biz de arıyoruz arıyoruz açmadın merak ettik..."

Oktay bir put gibi kapı önünde dikilirken amcası belki de Rıdvan'a hiç bir zaman göstermediği baba şefkatiyle damat adayını selamlamıştı.
Mirza'nın her kelimesi Rıdvan'ın zihninde eko yapıyor,sonsuz şekilde yankı buluyordu.

"Nikah öncesi firar mı etti dedik ya..."dedi amcası nadiren gösterdiği şakacı yönüyle.
"Buyur gel sofraya...."

"Otursanız....iyi olur."dedi Oktay derin bir nefes arası vererek.

Gözleri birini arıyor gibiydi.
Ya da bir şeyi.
Rıdvan o geceye geri döndü.
Tamam,komutan hep nefretle bakıyordu ancak bu seferki çok daha farklıydı.
O korkunç geceki öfkesi harlanmıž katlanarak üstüne bir alev topu gibi yakıcı gelmekteydi.

Gözleri Rıdvan'ın sürmeli gözlerine tutulduğunda Oktay sert bir sesle buyurdu.

"İçeri geçin. Ayak üzeri konuşulacak şeyler değil bunlar Bekir Amca..."

Rıdvan o an sezinlemişti.
Bu gece bu evde son akşam yemeğiydi.
Oktay ,evlilik arefesinde Rıdvan'ın kesinlikle ipini çekip işini bitirmeye gelmişti.
Rıdvan bir eli telefondayken telaşla Mirza'nın numarasını tuşlasa da amcası içeriden adını anıyordu.

Hat meşgul.

"Mirza..."diye fısıldadı Rıdvan acıyla.
"Siktir ! Aç şunu."

"Rıdvan."dedi Oktay sinirle içeriden gürlerken.
"Bunu duymak isteyebilirsin,seni bekliyoruz."

İktidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin