Madalyonun Diğer Yüzü

7.3K 571 267
                                    

Rıdvan uzun nefesler çektiği otunu Oktay'ın suratına üfleyeli yarım saat geçmişti.
Yarım saattir buz gibi üstü sırılsıklam çamurda oturuyor ,boşluğa bakarak tüttürüyordu.
Oktay ise gözünü dahi kırpmadan dikiliyordu.
Pilot yaka deri montu,devasa iri boyu ,alnına düşen ıslak tutamları ve dudaklarında zimmetli sigarası...

Dumanları birbiriyle dans ederken inatla mezarlıkta dikilen iki adamdı onlar.

"Neden bu kadar inatçısın öldürmek istediğin biri için?"dedi kafası kıyak halde sırıtan Rıdvan.

"Hakkında yanlış düşünmüşüm."diye konuştu Oktay.
"Sen ateş olsan cürmün kadar yer bile yakamazsın,mum gibi kendini eritirsin."

"Bu ne demekti."dedi Rıdvan gözlerini kısarken.
"Hakkımda yanlış düşündüğün..."

"Hala senin müptezel tokmaçılara meze bağımlı bir piç olduğunu düşünüyorum."dedi Oktay sertçe.
"Ama diğer hususta ben yanıldım."

"Ne hususu?"dedi Rıdvan alayla.
"Ulan ot çeken ben kafayı yaşayan sensin amına koyayım."

"Siktir."dedi Oktay oğlanın buz tutan ellerinin morluğuna bakarken.
Üzerindeki montu sıyırıp atarken Rıdvan'ı dövercesine fırlatmıştı.
"Şunu giy,arabaya yürü."

"Bacaklarımı hissetmiyorum."dedi mezarda boylu boyunca uzanıp otu havaya üfleyen oğlan.
"Sanırım artık amputeyim."

"Şu sikik montu giy!"

"Giymem."

"Giyeceksin!"

"Hani benim tenime değen bir şeyi yakarak yok ederdin?"diye fısıldadı Rıdvan hüzünle.
"Arkadaşım mı olasın geldi birden."

"Rıdvan. Sikeceğim ağzını."
Komutan ,sabrının son demlerinde inlercesine mırıldandı.
Sinirle oğlanın üstüne yürüyüp,bez bebek gibi kollarından çekiştirdi.

"Ben de iğrendim kendimden."diye fısıldadı Rıdvan tebessümle.
"Irzıma ilk geçtiklerinde,baya iğrenç gelmiştim kendime."

Oktay olduğu yerde donakalmıştı,put gibi duraksamıştı yalnızca.
Rıdvan puslu bakışlarla hıçkırık atarken kendi bacağını gösterdi.
"Bu kadardım...senin bacağın kadar bile değildim..."

Oktay'ın kaşları çatık ve çenesi gerim gerim gerilmişti.

"Rıdvan."diye konuştu yumuşak bir sesle.
"Arabaya geçelim,üşüdün."

Rıdvan hala kendi kendine konuşur gibi zehrinden uzun nefesler alıp tebessüm ediyordu.
"Çok sevdiğim bir köpek vardı. Bir pire torbası, yaşlı... İşe yaramaz ,hantal bir karabaş.
Neler olduğunu anlayan tek şeydi."

Rıdvan mezar taşına bakıp sırıtırken fısıldadı.
"Şikayet edebilsem dilimden anlayan tek şey..."

Oktay derin bir nefesle duraksamış,seslice yutkunmuştu.
"Rıdvan,hadi."

"Kanamıştı."dedi Rıdvan surat ekşitirken.
"Ama köpek ne olduğunu anlamıştı,paçadan girdi. Sonra daha çok kan. Çünkü orospu çocuğu kendini ısırdı diye köpeği vurmuştu ve..."

Oktay oğlanı monta sarmalayıp kucaklarken Rıdvan uyuşmuş bacaklarıyla birlikte bez bebek gibi hissediyordu.
"Müptezel bir orospu çocuğu olmak harika komutan."
Rıdvan sırıttı.
"Kanlı her şey siliniyor,dünya sadece çiçek böcek..."

Oktay buz tutan oğlanın ıslak bedenini arabaya doğru taşıyordu.
Arka kapıyı açarken fazla nazikçe bırakmıştı.
O kadar nazik bir biçimde bırakmıştı ki Rıdvan şaşkınca bakıvermişti.

İktidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin