Uzun Kâfe

5.3K 409 85
                                    

Oktay'ın arabasına en son oturduğunda gözlerini parmaklamakla tehdit edilmişti.
Bir diğerinde ise sarhoş halde ormanlık alana terk edilme tehditi yemişti.
Şimdi ise gayet olağan bir biçimde seyir halinde karlı yolu arşınlıyorlardı.
Misal vermek gerekirse Oktay'ın arabasını dolduran bir müzik vardı ve Rıdvan karla kaplı yol boyunca bu müziğe ses vermişti.

"Sigaranın yarısını yel içti."dedi Rıdvan kardan ıslanmaya yüz tutan izmarite bakınırken.

"Seninki sönmüş."dedi Oktay alayla.
"Gevezenin sigarası yanmaz derler."

"Bu şarkı ne."dedi Rıdvan dalgınca.
"Sözlere girsin diye bekliyorum da dakikalardır."

"Ha,söz yok."dedi Oktay dalgınca.
"Burada sözleri."dedi kendi şakaklarına parmaklarıyla vururken.

"Nasıl yani?"

"Ne geliyorsa aklına. Klibi de sözü de sana bağlı işte."

Rıdvan dalgınca Oktay'ın direksiyonu sıkmasını izlerken Oktay sessizce mırıldandı.
"Şamil,Kafkas Dağında bir kızı çok sever....
Janset."diye mırıldandı.

Rıdvan dışarıyı seyretmeye devam ederken Oktay sigaradan uzun ve çıtırtılı bir nefes çekti.
"Şamil düğünlerde akordiyon çalar,ozandır. Janset ise geleceği çok berrak, devrinin en güzeli."

"Sonra?"dedi Rıdvan dalgınca.
"Evlenirler mi?"

"Janset'in ailesi Şamil'i istemez. Şamil hayattan kopar bir beste yapar. Şarkısına tutunur. Para kazanmak gerek, düğünlerde çalar. Sonra bu bestesini görkemli bir düğünde çalar. Janset'in düğününde.
Ona olan aşkını anlattığı besteyi düğününde çalıyor kızın.
Kimi rivayete göre Kafkas Diyarına gelen Rus Prensi alır Janset'i Moskov Diyarına götürür eşi yapar. Kimilerine göre soylu bir Kafkas kabilesine gelin olur."

"Çok..saçma."dedi Rıdvan yutkunarak.
"Alır kaçırırım kız beni istiyorsa ?"

'Habzeler."dedi Oktay derin bir nefesle.
"Habzelere uymak zorundasın."

"Neyine neyine ?"

"Soyumuzun yaşam biçimidir."dedi Oktay.
"Atayı incitirsin,kızı kaçırmakla olmaz."

"Yaşam biçimi ne alaka ki?"

"Kurallarımız var. Yazılı olmayan kanunlarımız var. Böyle büyüdük,böyle devam eder. Kimsenin çocuğunu kimseden koparamazsın."dedi.

"E el de gelir sevdiğin kızı eşi yaparsa ?"dedi Rıdvan alayla.
"Oturup müzik mi yaparsın sen."

"Söz ikiletilmez,söz bir kez verilir."dedi Oktay.

Köy yolundan geçtikleri evvel duraksamıştı Oktay.
"Toynaklarını çek."

"Ha?"

"Torpidodan çek ayaklarını."

Arabanın önünü kuşatan çocuklar soğuktan al aldı.
Elmayı andıran kızarık esmer yüzleri,soğuktan titreyen dudakları...
Çoraptan eldivenleri vardı.
Anneleri üç kat çorap sarar,eldiven misali oynatırdı.
Aslında eldivene hiç lüzum yoktu ki.
Anne çeyizindeki topaklarca patik iş görüyordu böyle..

Oktay sert bir sesle arabanın camını aralamıştı.
"Haraç kesiliyormuş burada,ihbar aldık."

Küçük kızlardan biri kıkırdayıp büyük kızın arkasına saklanmıştı.

"Tamam,kim olduğunu söylemiyorsanız atıyorum sizi içeri."

Oğlanlardan biri de sırıtıp iki adım atmıştı.
"Kartopu atarız komutanım."

"Kartopu atarsan..."dedi Oktay torpidodan bisküvileri sallayıp.
"Anca rüyanda yersin aslan..."

"Ben çilekli !"

"Hayır ben çilek...'

"Ya ben portakallı alcam..."

"Ne bakıyon lan öküzün trene bakışı gibi?"dedi Oktay tersce.
"Hanımlar çilekli kek istiyo."
Rıdvan önündeki kek, bisküvi ve şekerlemelere bakınırken göz kırpıştırdı.

Eğer köyün çocuklarını zehirleyip imha etme planı yoksa...
Bu adam cidden arabada çocuk çoluk için kek mi taşıyordu?

"Benim bihterli çikolatamm?"diyen kız ısrarla kendini öne atarken Oktay alayla "Bitterdir o, Bihter olsa yerinde duramazsın."demişti.

Rıdvan salak salak bakışlarını kek paketlerinde gezdirmiş ve Oktay'ın kucağına bırakmıştı.
Oktay'ın herkesi korkutan namı biliniyordu.
Kızlar üzerinde ölümlü kalımlı aşk iksiri etkisini de biliyordu.
Esnafın Allah gibi korktuğunu da biliyordu.

Ama çocuklar tarafından yollarda beklenilen bir adam olduğu aklından geçmezdi.

"Ben de yiyim mi?"dedi Rıdvan dalgınca.

"Yok."dedi Oktay sırıtıp.
"Seninkine zehir katmadım daha."

Kasaba yoluna gidene kadar Rıdvan istemediği bir gerçekle yüzleşti.

Bir evde iki kadın,madde bağımlısı inşaat amelesi bir ağabey,nerde ne yaptığı bilinmez asi bir ergen,yokluk,sefalet,akraba dedikoduları,kaideler...

Bütün bunların arasında eğitim ya da çalışma hayatında sıfır olan Pınar için en iyi şans Oktay gibi birini kendine aşık etmekti.
Belki de Oktay'ın zehri sadece Rıdvan'a idi.

Belki de...
"Damatlık.."dedi Rıdvan samimiyetle.
"Ben de bi bakayım mı, sığacan mi içine. Sonra varırım eve.'

++++

Ali Cabbar hikayesine çok benziyor değil mi kuzular ?
Bu yaz Ali Cabbar popüler olduğunda taslaklara gelip gidip bölümü kontrol ettim.
Bu bizim Şamil değil mi yahu diye.

Benim bir tarafim Kafkastır bir tarafım Balkandır.
Babuba türküsü hikayesini bilirim,benim de özel bir parçamdır.
Bununla birlikte büyükannem de hep Kafkas Türklerinin prenseslerini,savaşlarını,kahramanlık hikayelerini anlatıyordu bana.

Şamil hikayesi Ali Cabbar'a çok benziyor.
Sanırım Trakya tarafında da Şamiller ve Jansetler var.

Çoğunuz Ali Cabbar hikayesinde oturmayan bir şey olduğunun farkındadir.
Neden Ali Cabbar diretmedi? Neden kiz Ali Cabbar'a varmadı?
Neden niçin...

Şamil hikayesinde bir tür kaideler esasları vardır.
Biz de (iki kültürde de) atalarınin onayından geçmeyen hiç bir evlilik onay görmez.
Resmi nikahın imam nikahın neyin olursa olsun "ata hatırı" çiğnersen ,affedilmez oluyorsun.
Ta ki bebek vs durumu var ise "masumi hakkına" tolere edilebilir,kirgınlik biter.

Yazılı olmayan kurallar var ve bu konuda en seküler aileler bile gelenek sürdürür.
Kendim de gelenekçi sayılırım bu açıdan mesela.
Ben de sevdiğim insanın ailesini çiğneyip onu yuvasından çalamam.
Ya da ne kendi ailemi ne de sevdiğim kişinin ailesine kalp kırıklığı ve saygınlık azaltıcı bir davranışla ortama sergilemem.

Aşırı benziyor Ali Cabbar hikayesiyle ama Ali Cabbar hikayesinde arka planda ne vardı net bilmiyorum.
Benzetenler olursa ben şimdiden söyleyeyim.
Her yörede anonim geziyor olsa gerek :)

İktidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin