Özel Bölüm 1

317 23 11
                                    


Özür mahiyatında önceden yazmış olduğum fakat paylaşmaya fırsat bulamadığım özel bölümü paylaşıyorum...

Umarım seversiniz...

Desteklerinizi ve fikirlerinizi lütfen esirgemeyin...

Bazı cinsel kısımlar olacak "*" şeklinde belirteceğim, okumak istemeyen geçebilir...

***

Kutunun kapaklarını iyice sıkılaştırdım ve zili çaldım. Saniyeler sonra kapıdan giren Jongin'e gülümseyerek konuştum. Kendisi üniversite bire giden oldukça sessiz fakat güler yüzlü bir çocuktu. Çekingen bir kişilik olduğu için çoğu kez insanlar tarafından reddedilmişti. Onu bir gün bankta ağlarken bulmuştum. Ailesinin durumu iyi olmadığı için okumakta güçlük çekiyordu. Bu yüzden onu yanımıza alarak ehliyet aldırdık ve şuan bizimle çalışıyordu.

"Dikkatli ol."

"Elbette efendim, siparişi zararsızca yerine ulaştıracağım."

"Pasta için demedim onu Jongin, motoru dikkatli kullan hava yağmurlu."

Utanarak hızla mutfaktan çıkan çocuk ile kahkaha attım ve açılan arka kapıya koştum. Ellerimdeki kasları basit bir şekilde taşıyan Binbaşını izleyerek iç çektim. Hoseok diğer işletmenin başındayken biz büyük işletmeyi halledeceğiz diye uğraşıyorduk. Kasaları bırakan Binbaşının kalçasına göz atarak ona doğru yaklaştım ve elimi çıplak beline dokundurarak ensesine ıslak bir buse kondurdum.

"Bir yerini inciteceksin..."

"Bu kadar şeyin bana koymayacağını en iyi senin bilmen lazım..."

Dudaklarıma eğilen Binbaşını karşılayacağım sırada çalan zil ile hızla ondan uzaklaştım ve homurdanmasına aldırmadan ana kısma doğru yürüdüm. Fakat daha birkaç adım atmışken bileğim hızla kavrandı ve saniyeler sonra dudaklarımdaki baskı ile gülümsedim. Dudakları hırsla dudaklarımı kavrayarak sertçe emdi ve iri eli sertçe kalçamı kavradı. Kısa ama etkili olan ıslak bir selamlaşmanın ardından dudaklarımı yaladım ve gözleri kararmış Binbaşına baktım.

"O buseyi almadan hiçbir yere gidemezsin..."

"Hım..."

Uzanarak dudaklarına kısa bir buse bıraktım ve ana kısma geçerek biriken siparişlere baktım. Hepsinin işlemini yaparak düzenlemeye soktum ve kaydettim. Tüm çalışanları gönderdikten sonra kapıdaki kartı ters çevirerek kapıyı kilitledim. Ah, yorulmuştum... Yanıma iki çırak daha almanın vakti geldi de geçiyordu. Çalışandan ziyade bu alanda ilerlemek isteyenleri çırak olarak alıyor ve onların en iyi şekilde gelişim göstermeleri için uğraşıyorduk. Bize verilmeyen birçok imkânı onlara vermek için uğraşıyorduk, eh kaderden mi nedir bilmem emeklerimizin karşılığını kat be kat alıyorduk. Birkaç ay içinde o kadar ilerleme göstermiştik ki, kafemizin duvarlarında şimdiden birkaç ünlünün imzalı fotoğrafları vardı. Kafenin temiz olduğundan emin olarak derin bir nefes aldım. Jongin'in siparişten sonra direkt eve geçeceğini bildiğim için rahattım. Bu yüzden kafeyi direkt kilitlemiştim.

"Hallettin mi işleri?"

"Evet... Ah çok yoruldum..."

Belimi kavrayan Binbaşına ayak uydurarak göğsüne sığındım ve yanık izine sıcak bir buse bıraktım. Bir buse ile doyamayınca ikinciyi ve devamında üçüncüyü kondurdum. Ona dair hiçbir şeye doyamıyordum. O kadar muazzam bir adamdı ki her gece yatmadan önce ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Yıllarca acı çektikten sonra böylesine harikulade bir adamla ödüllendirileceğimi bilseydim ağzımı bir kez olsun açmazdım. Tanrım... Çok mutluydum... Ve bu mutluluğun bozulmasından deli gibi korkuyordum. Olan onca şeyden benim gibi birinin mutluluğunun sürecek olması hiç inandırıcı gelmiyordu.

Kanlı Gökyüzü (Namjin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin