KAÇIŞ

1 0 0
                                    

 Hemen odasına koştu. Çuval şeklinde dikilmiş ağzı iple büzülen bir çanta çıkarttı. Dolabından birkaç parça giysi,süslü takılarını ve bir ayna aldı.Annesinin odasına koştu.Oradan sedef işlemeli eski bir kutuyu açtı içinde annesine ait inciler,mücevherler bir miktar para ve bir ruj vardı. Rujun kapağını açtı.Kan kırmızı bir rujdu.Gülümsedi ve hemen çantasına koydu. Ardından bahçeye koştu. Yağmur damla damla yağmaya başlamıştı. Bir iki damla dudağına düştü. Kafasını gökyüzüne kaldırdı. Damlaları diliyle temizledikten sonra fısıltıyla '' Tanrım'' dedi. Gülümseyerek koşmaya başladı.Howard'ın oralarda olduğunu düşünüyordu. Ara ara arkasına bakıyor. Yakalanmaktan korkarak ilerliyordu. Mısır tarlalarının arasına daldı. Tarla sona erene dek yürüdü. Hava kararmıştı.Etrafında bir tur döndü.Korku içindeydi. Yolu bulamamaktan çok korktu. O sırada geçen hafta ona çok centilmence davranan birine rastladı. '' Bay korkuluk?'' dedi. ''Buradasınız demek?'' Yağmur iyice şiddetini artırmıştı.Sırılsıklam olmuştu ve acıkmıştı. Korkuluğa sarıldı ve ağlamaya başladı. ''Neden Bay Korkuluk neden? Neden sırma saçlı o kızlar o muhteşem giysileri giyip, konaklarda yaşarken ben burada çamura bulanmış haldeyim? Ah hayır sakın bana hayatımı mahvettiğimi söyleme! Çiftlikte buradan farklı değildim.Orada da çamur içindeydim bir de hayvanları yemliyor boklarını temizliyordum. Bu durum canıma tak ettiğinde ise napardım biliyor musun? Pisliklerini temizlediğim o hayvanlardan birini seçerdim.Bazen ini-mini... tekerlemesiyle bazense o anda kibirle gözüme baktığını ve ona verdiğim hizmeti hak etmediğimi bildiği halde bundan zevk aldığını fark ettiğim birini. Evet onu öldürür ve timsaha atardım.Evet kimse bilmez Bay Korkuluk ama gölde bir timsahı besliyordum.Orada ki varlığını bile kimse bilmez. Neden mi? Ah,sende! Bu aptal yerde yaşayan insanlar harika olan şeyleri görmez, gördüklerinde ise incitip yok etmeye çalışır'' Bay korkuluk canlı değildi ya da Pearl'in arzu ettiği mistik şekilde canlanmayacaktı.Cansız,ruhsuz, alalade bir kokuluktu sadece.Fakat onun bile gözleri sanki Pearl'in itirafları ile dehşet içinde açılmış gibiydi. Pearl haykırmaya başladı. Sonra ise sakinleşti. Gözüne mısırların arasında yapılmış bir yuva ilişti. İçinde küçük beyaz yumurtalar vardı. Pearl ayağa kalktı ve '' Bay Korkuluk , izle'' dedi. Yuvaya yaklaştı ve yumurtaları iki eline aldı.Sonra bir ışık çaktı.Ardından Pearl yumurtalardan birini elinde sıktı tam o anda şimşeğin sesi duyuldu. Pearl'ün yüzü ferahlamışcasına gevşedi.Diğer yumurtayı çantasına koydu.Korkuluğun yanına döndü ve yanına usulca uzandı. ''Görüyorsun ya, ben her şeyi yapabilirim ve yapacağım beni sinemada izlemeye gelmeyi unutma!'' dedi.Usulca korkuluğun kollarını üzerine attı ve uyudu.

***

Sabah olduğunda Howard gece boyu gördüğü kabuslar nedeniyle defalarca terlemiş fakat yorgunluktan değiştiremediği için soğumuştu. Gözlerini açtığında içinde derin bir boşluk hissetti.Hasta gibiydi fakat hasta değildi. Uşağı çağırdı ve kıyafetlerini hazırlamasını söyledi. Hazırlanıp aşağı indi.

''Bugün Şerif Thomas'ı göreceğim'' dedi.Günaydın diye başlamak sanki Mitsy'e ihanet olacaktı.

''Elbette evlat, bende seninle geleceğim'' dedi Mr. Sewelson

''Hizmetliye söyle bize yolluk hazırlasın'' dedi annesine.Gözyaşları kuruyan acılı annesi hemen denileni yaptı.Sonra cama bakan koltuğa geçip Mitsy'nin buradan geleceğini umarak beklemeye başladı.İnsanlar evlerine geliyor ve geçmiş olsun diliyorlardı.Fakat Mrs. Sewelson her gelenin Mitsy olmasını diliyor başka biri olduğunda hayal kırıklığına uğruyor fakat umut etmeyi asla bırakmıyordu.

Howard ve Mr. Sewelson polis karakoluna gitmek üzere yola çıktıklarında havanın aşırı sıcak olduğunu fark ettiler. Ceketlerini ellerine almaları gerekmişti. Yol boyu hiç konuşmadılar. Howard'ın aklında ise Pearl'le yaşadığı anlar geliyordu.Hepsi sahte miydi? Onunla ilk konuşmaya başladıkları zamanı düşündü. ''Süt toplamak için köyleri gezdiği sıra Powder Keg Çiftliğine gitmişti. Savaştan kaçan Alman bir aileyi yerleştirmişler ve onlara cüzi miktarda hayvan ve yem temin etmişlerdi. Daha önce bu çiftliği satın almak için gittiği zaman o kadar izbe bir yerdi ki gördüğüne inanamamıştı.Alman aile tüm çiftliği bir ay kadar kısa bir sürede onarmış ve yaşanabilir bir yer haline dönüştürmüşlerdi. Çok kalabalık bir aile olduğunu düşünmüştü. Çiftliğe girdiği zaman muhatap olabileceği bir bey aramıştı fakat bir kadın ve kızı dışında kimse yoktu.Önce kız yanına gelmişti. Yaklaşırken onu incelemiş ve kızıl saçlarına bakarak '' Bu saçlarla yaşamak, keşke tatlı sarışın bir Alman olsaydı o zaman İngiltere 'de daha çok şansı olurdu'' diye düşündü. Fakat kızla konuşup ağabeyi ya da babasını çağırmasını istediğinde aldığı cevapla içinden ona müthiş bir hayranlık duymuştu. Ağabeyi yoktu.Babası ise savaşın ağır koşullarına dayanamamış bir sinir buhranında felç geçirmişti. Annesi ve kendisi dışında konuşabileceğim kimse yoktu. Bayan Ruth Keg ile tanıştığında bu güçlü kadının mükemmel bir disiplinle yetiştirdiği kızı ile başardıkları için onları takdir etmişti. Süt kovalarını isteyip kamyonun arkasındaki depoya döktükten sonra onlara fazla ödeme yapmak istemişti. Fakat Bayan Ruth bunu kabul etmemişti. Aynı zamanda gururlu insanlardı. Howard kendi kendine onların savaştan önce soylu ve asil bir aileden geldiklerini düşünmüştü. Gitmeden önce tavukları yemleyen kıza bakmış ve aslında ne kadar güzel olduğunu düşünmüştü.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PEARL IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin