16: "Benimle gel, bulacaksın kendini saf hayal dünyasında!"

376 33 5
                                    

Küçük kız gözlerini karanlığa açtı, karanlığın içinde ki bir tutam ışığa.

Mavi gözlerini gelen ışığa diken çocuk, ışığı Yıldız Savaşlarında ki ışın kılıçlarının karanlıkta parlamasına benzetti.

Anya bu kez "kimse var mı?" Diye seslendi bir ses duyma umuduyla.

İnce sesi, ışığa bir kez daha "orada kimse var mı?" Diye sordu.

Bu kez cevap gecikmedi.

"Benimle gel, canım" dedi, hiç tanımadığı bir ses.

"Benimle gel, bulacaksın kendini saf hayal dünyasında!"

Gelen ses bir kadın sesiydi sanki bir kadın büyük bir neşeyle şarkısını söylüyordu, küçük çocuğa.

Boş odada gidebileceği bir yer yoktu, karanlığın içinde gördüğü tek şey ışığın parlamasıydı.

Kız yerinde kalmayı düşündü, ışıkların açılmasını tekrar umut etmeyi fakat olmuyordu o kadın kimse sesinde ki neşe tanadıktı.

Anya yürümeye ve kadını takip etmeye başlamışken bir süre sonra koridorda ki cılız ışık kayboldu. Sessiz ve karanlık koridordan duyulan tek şey kızın kendi ayak sesiydi.

Korkuyla etrafına bakındı, çocuk. Nefes nefese ilerisini görebilecekmiş gibi karanlığa bakındı durdu taki yanağında bir el hissedene kadar.

Kadına döndüğünde, yüzü gözükmüyordu simsiyah bir bedenden ibaretti, karşısında ki kişi.

Öyle korkutucuydu ki neşeli sesi, Anya koşmayı hatta yürümeyi unuttu. Konuşamayacak kadar korkmuştu.

Yanağında ki el ve karşısında ki siyah yüze sahip beden şarkısını kızın gözlerinin içine bakarak söyledi. Anya kadının gözlerini görememiş olsa da hissetmişti. Nasıl olduklarını ne kadar ürkütücü olduklarını her birini hafızasına kazımıştı.

"Bir göz atarsan" dedi, kadın.

"Bir göz atarsan göreceksin, hayal gücünün derinliklerini."

Yanağında ki el, kaşlarının ortasına dokundu ve kızın uyanmasını sağladı.

Anya uyandığında nefes nefese kalmış, su gibi olmuştu.

O an küçük kız için en kötü kabus bu gibi gelmiş olsa da ne 8 yaşında nede 18 yaşında en kötü kabusu hiç bir zaman bu olmayacaktı.

İçten içe biliyordu ki bu sadece başlangıçtı.

"Anya iyi misin? Nabzın çok yüksekti. Seni uyandırmayı başaramadım neredeyse doktorlara haber verecektim."

Sam Wilson kıza merakla bakıyordu.

Gerçekten kızın tam olarak korktuğu neydi?

"Su" dedi yalnızca, bardağı göstererek.

Sam kıza hızlıca bardağı uzattı ve kızın sanki yıllardır su içmemiş gibi su içmesini izledi.

"Anya ne oldu? O kabusta ne gördün?" Dedi bir kez daha, Sam Wilson.

Gözleri dolu çocuk, adama baktı "birisi beni çağırıyor, Sam" dedi.

Wilson kıza korkmuş gözlerle bakarken tek anladığı şey kızın gördüğü kabusun gerçek olduğunu düşünmesiydi. Oysa ki Anya çok iyi biliyordu, kadının ona verdiği hissiyatı.

Hafızasına kazımıştı bilmeceyi.

Biliyordu.

Kadının sadece kabus olmadığını.

Biliyordu.

Onların sıradan sözler olmadığını.

Bir bilmeceydi, zor gibi gözüken bir bilmece.

Kız tekrar başını kaldırdı ve karşısında ki adama baktı.

"Kelimelerle aran nasıl, Falcon."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ASLA | Amaris Anya Rogers? Stark? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin