18.1: "Kendimi Affetmek İçin Çok Uğraşacağım Bazı Şeyler"

282 26 0
                                    

"Süper ışıklar beni kör edecek ama üzgün hissetmeyeceğim, her zaman yaptığım gibi."

Kafasın da yankılanan ses ile kulaklarını tıkadı küçük çocuk. Rüyasın da duyduğu ses buydu! Bu kadın sesiydi.

"Çünkü kalabalığın içinde bir yerlerde sen varsın!"

Şarkı söylüyordu, güzel ses.

Anya hiç bu kadar huzurlu hissetmediğini düşündü. O ses kiminse onu bulacaktı emindi fakat şimdilik sadece "sen kimsin?" Diye mırıldandı.

Ses gittiğinde ve gerçekliğe yönünü döndüğünde Sam'in ona bir şeyler anlattığını fark etti ama dinlemek yerine sözleri düşündü. Kimseye bir şey anlatmadı kafayı yediğini sanıyordu.

"Hey iyi misin?" Sam'in ona parmak şıklatarak sorduğu soruyla kafasını iyi olduğunu anlatır şekilde salladı.

"Steve ile konuşmak istiyorum, telefonu verir misin?"

Wilson çocuğa şaşkın şaşkın bakıyor ne diyeceğini bilemiyordu. "Anya müsait değildir açmaz telefonu boşuna arama" diyerek geçiştirmeye çalışsada nafileydi.

Telefonu kulağını yasladı ve karşı tarafın açmasını bekledi. Telefon çalsa da açılmıyordu, kimse telefonu açmıyordu kız umudunu kesip kapatmaya yöneltmişken bir sesle irkildi. Steve'in sesiyle...

Adam kıza hızlıca bir şeyler söylüyordu belki de Anya'yı kendi tarafına çekmek için son şansı olduğunu düşünüyordu, bunu iyi kullanmayı denemişti.

"Anya sakın telefonu açtığımı söyleme, beni yanında kimse yokken ara."

Çocuk telefonu hızlıca kapattı ve yüzünü umutsuzca salladı. Sam Wilson'un düşünmesi gerektiği şekilde "haklıymışsın kimse açmadı" dedi ve üzüntüyle telefonu cebine atıp tuvalete koştu.

"Anya hadi ama müsait olmadığı için konuşmadığını biliyorsun!" Sam'in içeriden gelen üzüntülü sesi kızı kıkırdatıyordu çünkü bu gerçek değildi. Koskoca adam küçücük bir kıza inanmıştı.

Çocuk telefona numarayı girdi ve telefonun açılmasını bekledi aynı az önce olduğu gibi...

"Anya beni duyuyor musun?"

Kız derin bir nefes aldı, hemen ardından "evet seni duyuyorum ama anlamıyorum, neden benimle konuşmadın neden beni görmeye gelmedin?" Dedi.

Anya için bütün bunlar travmatikti hasta olmasaydı her şey daha kolaydı fakat böyle her şey onu zorluyordu.

"Benim güzel kızım, seni alacağım sana söz veriyorum sadece söylediklerimi dinlemelisin, tamam mı? Yatağının yanınında olan komidinde ki bütün iğneleri, ilaçları ve serum torbalarını bir poşete koy, dolaptan giysilerini al ve yine aynı şekilde bir çantaya sok ve ne yaparsan yap Sam'e belli etme. Seni alacağım söz verdiğim gibi."

Bu adam ne diyordu!

Çocuk anlamıyordu her şey çok saçmaydı, aslında Steve'le gitmek istiyordu çünkü ilaçlar çok ağırdı ve onu yoruyordu aynı zamanda çok sıkılmıştı fakat böyle olmamalıydı. Tony'ye ne diyecekti, onu üzmek isteyeceği son şeydi! Üstelik Steve Rogers'ın sesi manyak gibi çıkıyordu, çıldırmış gibiydi. Kızın bildiği bir şey varsa o da onun babası olmamasıydı. Steve, Anya ile asla bu tuhaflıkta konuşmazdı.

"Hastane kalmalıyım, bunu biliyorsun."

Kız sesini yükseltemedi çünkü Steve'den korktuğu bir an olmuşsa o da bu andı.

Karşı tarafın ani çıkışları kızı korkutmaya yetiyordu çünkü Rogers "hayır, Anya. Eşyalarını topla ve yangın çıkışından aşağıya in!" Düye bağırdı kız ise bu şeye dayanamayarak ağlamaya başladı. Steve telefondan gelen hıçkırık sesini duyduğun da sesini alçaltarak özür dilemeye başladı. "Lanet olsun. Özür dilerim, özür dilerim çok özür dilerim! Sadece lütfen gel sana daha iyi bakabilecek doktorlar tanıyorum tamam mı?" Demişti.

Telefonda ki sese bir şey söylemeden, Anya'nın bulunduğu tuvaletin kapısı çaldı. Sam hala kapıyı çalıyordu küçük kız bir seçim yapmalıydı ve içinden binlerce kez özür dileyerek Steve Rogers ile gitmeyi seçti.

Telefonu "tamam" diyerek kapattı ve ardından kapının kilidini açmaya yöneldi. Odaya girdi ve Sam'e iyi olduğunu sadece kalbinin biraz kırıldığını söyledi.

"Anya sana söyledim, Steve bu aralar çok üzgün aynı zamanda çok çalışıyor ona zaman vermelisin."

Sam ile sıkı sıkı sarıldılar adeta son sarılmalarıymış gibi sarıldı, Anya.

İçinden söylediği ve dilediği tek şey "Sam, lütfen beni affet" oldu.

Kısa bir süreden ve ağlaşmaları bittikten sonra, Steve'in dediklerini uygulamanın zamanı gelmişti.

"Sam ben biraz acıktım ve canım cheeseburger çekiyor, lütfen alır mısın?"

Kızın manipülasyonu elbet ki işe yaramıştı, adam Anya'nın yanağından makas aldı ve "sen yeter ki iste fıstık" diyerek odadan çıktı.

8 Yıl Sonra.
(Anya'dan)

"Biliyorsun, sende bunu.

Ben kendimi affetmek için çok uğraşacağım bazı şeyler yaptım."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ASLA | Amaris Anya Rogers? Stark? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin