İZ [bxb]

49

Tatlı bir pastaneden aldığımız sandviçlerimiz ve meyve sularımız ile birlikte sahil kenarında oturmuş kahvaltımızı ediyorduk. Normal insanlara göre ise ikindi yemeğimiz falandı ama olsun. "Neden beni çıkınca uyandırmadın?" sandviçinden bir ısırık alırken sorduğu soru ile birkaç ısırık yediğim sandviçten bakışlarımı çekerek Cenk'e baktım.

"Çünkü günlerdir belki haftalardır benim yüzümden uykusuz geziyorsun. Çok nadir böyle dalıyorsun ve ben de bunu bozmak istemiyorum. Bak sana gözlerinin altı çöktü benim yüzümden." Pipeti dudaklarıma dayayıp meyve suyumdan içtim. 

"Saçmalama Efe ben gayet uykumu alıyorum. Sen ne kadar uyuyorsan ben de o kadar uyuyorum. Bundan şikayetçi değilim ki bebeğim. Hem böyle kendimi daha dinç hissediyorum." Dudaklarımdan küçük bir kıkırtı çıkarken meyve suyu boğazımdan geri gelirken öksürmeye başladım. 

Öksürüğüm kesilirken derin bir nefes aldım. Genizim yanmıştı çok pis alev almıştı ve içtiğim meyve suyu tam anlamıyla boğazımdan gelmişti ya da kursağımda kaldı bilmiyorum. "Ulan çocuğu iyileştireyim derken gebertecektim amına koyayım. İyi misin yavrum?" Tekrar gülecekken elleriyle dudaklarımı kapadı. 

"Gülmen çok güzel ama lütfen elinde ağzında yiyecek varken gülme bir süre." Onun bu tavrına gülümseyip dudaklarına bir kısa ve hızlı bir öpücük bırakıp geri çekildim. Dumura uğramış gibi gözlerime bakıp ellerini dudaklarına koydu.

"Ne o seni ilk defa öpmüşüm gibi davranıyorsun?" Elimdeki sandviçten bir ısırık daha alıp ayağa kalktım. Hala oturduğum yere donuk gözlerle bakıyordu. Tek bacağımla onu dürttüm. 

"Sana diyorum Cenk." Olduğu yerde silkilendi. "Efendim bebeğim?" 

"Neden seni ilk defa öpmüşüm gibi tepki veriyorsun?" Oda ayağa kalkıp tek kolunu omzuma attı. Beni kolu yardımı ile kendine çekip saçlarıma bir öpücük kondurup arabaya doğru hareket etti.

"Çünkü çok uzun zaman sonra ilk defa beni tereddütsüzce öptün." Haklıydı. Aras'ın beni zorla öpmesinden sonra onu aldatmış gibi hissetmiştim ve beni her öpmek istediğinde kendimi geri çekmemden dolayı onu istemediği mi düşünmüştü ve bu durumu ona anlatmıştım zorda olsa.

Fakat o durumun öyle olmadığını benim bir suçum olmadığını söyleyerek kollarını arasına almış ve saçlarımı öpüp ben ne zaman kendimi iyi hissedersem o zaman öpeceğini hatta ben onu öpmeden beni öpmeyeceğini dile getirmişti. 

Arabaya binip kemerimi taktım. "Beni yine yanında götüreceksin değil mi?" Gülerek bana baktı. 

"Evet çünkü sen orada her zamanki masanda oturduğunu görmeden artık çalışamıyorum." Arabayı dikkatle çalıştırıp park ettiği yerden ayrıldı ve iş yerine doğru sürmeye başladı. 

-----

Maraba