Develerin sahibi köle tüccarı Abdullah'tı.
Abdullah: Merhaba burada dere kenarına ne yapıyorsunuz
Poyraz: Geceyi burada geçirdik siz de kimsiniz
Abdullah: Ben Abdullah bu kervanın sahibiyim.
Zeynep: Adamın şivesi çok garip
Ümit: Evet fark ettim Ne kervanı bu nereye gidiyor, yoksa bir festival filan mi var
Abdullah: Festival?
Zeynep: Festival işte insanların bir arada olduğu eğlendiği yer.
Abdullah: Kıyafetleriniz neden delik deşik yanmış gibi görünür.
Poyraz: Kıyafetlerimiz yandılar.
Abdullah: Etrafınız da hiç atınız deveniz yok sizi yoksa soydular mı?
Ümit: Bizi kimse soymadı.
Poyraz Ümit' e baktı ve Evet evet bizi soydular atımızı ve eşyalarımızı çaldılar sonra bizi bağlayıp yakmak istediler bizde ellerin kurtulduk ve kaçtık.
Abdullah: Çok geçmiş olsun şansınız varmış burada çok hırsız var. İsterseniz bizimle en yakın şehre kadar gelin oradan sonra başınızın çaresine bakarsınız.
Abdullahın kardeşi Hamid (Arapça): Abi bu adamlara neden iyilik ediyorsun.
Abdullah: Bizimle gelsinler kim oldukları da belli değil köle pazarında bunları da satarız
Abdullah: Haklısın bunlar iyi para ederler.
Poyraz: Arapça ne konuşursunuz anladığımız dilden konuşun.
Ümit: Türkçe konuşun burası Türkiye sonuçta der.
Abdullah: Türkiye neresidir. Bilmiyorum ama burası 30 yıla aşkın Devlet-i Aliye toprağıdır.
Ümit Poyraz ve Zeynep birbirine baktı ve ney Devlet-i Aliye toprağımı diyerek birbirlerine baktılar
Abdullah evet Murad zamanından beri burası Devlet-i Aliyedir.
Ümit: Siz hangi devletten siniz
Abdullah:Biz Devletü't-Türkiyye devletindeniz Bursa ve İstanbul'a mal satmaya gidiyoruz.
Hepsi şaşkınlıklarını gizleyemedi
Zeynep: Ne Devletü't-Türkiyye si be öle bi devlet mi var Ümit bu adam ne saçmalıyor.
Ümit: Bizimle dalga geçiyor galiba.
Poyraz:Abi Devletü't-Türkiyye bizim Türkiye değil Memlük devleti aslında
Poyraz durumu birazda olsa anlar ve çaktırmamaya çalışır biz İzmir den geliyoruz. Hırsızlar bizi soydular bizi yakın bi şehre götürürseniz size minnettar kalırız.
Abdullah: Bizi takip edin biz sizi en yakın şehre götürürüz.
Kervanın peşine takılırlar kervanda ki insanlara bakar ve giydikleri kıyafetler olsun ve bakımsızlıklarından olan biteni anlamaya çalışırlar. Etraftaki insanları incelerler aralarında Türkçe konuşan birilerini ararlar fakat kimse Türkçe konuşmaz Türkçeyi Abdullah ve kardeşleri bilir. Kervanın arkasında bazı insanların iple belinden deveye bağlandıklarını görürler. Hepsi olan bitenin farkına varmaya başlamışlardır. Bunun bir şaka olduğunu düşünürler
Zeynep: Poyraz sen en son o alete en son 1453 mü yazmıştın
Poyraz: Evet yenge
Zeynep: Aferin insan 2023 yazar 2000 yazar 1453 nedir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANDA YOLCULUK 1453
Ficção HistóricaHikayemde kahramanlarımı 2023 yılından 1453 yılına fetih sonrası İstanbul' a gönderdim. Kahramanlarım 1 doktor 1 asker 1 eczacı. Sıkılmadan okuyabileceğinizi düşünüyorum.. #Zaman 1. # Osmanlı 1.