17.BÖLÜM

323 19 0
                                    

Kadı Sarı Hızır: Sultanım geçmiş olsun sizi hasta gördüm umarım mühim bir hastalığınız yoktur.

Fatih:10 günü aşkın geçmeyen boğaz ağrım var Yakup Paşa' nın verdiği ilaçları kullandım fakat bu hastalık yememi içmemi kesti neredeyse.

Kadı sarı Hızır: Sultanım Konstantin'iyle de bir hekim var baya da ünlendi. İsterseniz onu buraya çağırttırayım

Fatih: Valla kadı 2 haftadır geçmedi. Kimdir ki bu hekim nerelidir.

Kadı Sarı Hızır: Hünkarım gelen herkesi tedavi ediyor. Türkmen tebaasından dır.

Fatih: Türmenlerden hekim mi çıkar kadı

Kadı sarı Hızır: Valla çıkmış çok iyi bir hekimdir. Bazıları ölüyü bile dirilttiğinden bahsediyor. Kendisi alim olduğunu söylüyor. Lakin yaptığı işleri bilim ile yaptığını söylüyor.

Fatih: He şu hekim hatırladım. Kadını denizde boğulmaktan kurtaran.

Kadı sarı Hızır: Evet doğrudur. Hünkârım!! Siz tanıyor musunuz?

Fatih: Mahkemesi görüldüğü zaman bende oradaydım. Ölmüş bir kadını dirilttiğini öğrenince merak ettim ne kadar gerçek diyerek seyretmeye gelmiştim. Çağırma sen bugün İstanbul' da dolaşacağım burada daha kötü oluyor gibiyim. Yeri nerededir.

Kadı sarı Hızır: Yıkılan şaraphane binasın dadır. Tadilat yapıp abi kardeş orayı kullanıyorlar. Hekimin karısı da ilaç yapıyor hünkarım.

Fatih: Hmm etkilimidir. İlaçlar

Kadı Sarı Hızır: Hünkarım Allaha şükür daha hastalanmadım fakat hastalardan para almaz. Giden herkes memnun

Fatih: Para almazsa nasıl geçinir. Bu adamlar

Kadı Sarı Hızır: Evlerinin altında yemek yapıp satarlar. Baktıkları hastalarda. Buğday getirir. Tavuk getirir. Kuzu getiren bile var.

Fatih: Onları satıp mı geçinirler.

Kadı Sarı Hızır: Onları pişirip yemek yapıp satarlar sultanım

Fatih tedbiri kıyafetle Ümit' in muanesinin yolunu tutar. Muane girişinde sıra vardır. 1 kişi sırada beklemektedir. Fatih sırası gelmiş ve tam içeri girerken yaşlı bir adam fatihten rica ederek içeri girer elindeki tavuğu Ümit' e verir.

Ümit: Ne gerek vardı bey baba bu tavuğa

Yaşlı adam: Valla hekim bey sen olmasan ölüp gidecektim. Allah senden razı olsun.

Ümit: Olur mu öyle şey ben ne yaptım

Yaşlı adam: Valla sen olmasan elma portakal yiye yiye ölecektim senin söylediklerin sayesinde düzeldim.

Ümit yaşlı adamın şeker hastası olduğunu anlamış ona bir perhiz uygulamıştı. Adam daha önce gittiği hekimlerin meyve ye iyileşirsin fikrinden dolayı erkenden ölüp gidecekti. Sıra Fatih' e geldi ve Fatih selam vererek içeri girdi.

Ümit: Hoş geldin genç adam neyin vardır.

Fatih: Hekim boğazım ağrır. 2 haftadır geçmedi. İllet

Ümit: Tamam geç bakalım şöyle otur güneşe dön yüzünü boğazına bakalım.

Fatih: hekim bey param yoktur. Yalnız.

Ümit: Parayla mı iyileştiriyoruz. Merak etme Fatih Ümit' in para almamasına sevinir.

Fatih sandalyeye oturur ve yüzünü güneşe döner. Ümit elindeki çubukla fatih' in dilini indirir ve boğazındaki iltihapı görür.Fatih' e

ZAMANDA YOLCULUK 1453Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin