Hafif karanlık bir hava ve etraf ağaçlarla dolu neresi burası?
"SUNOO! kurtar beni!"
O ses ile endişem artıyor. Kalbim küt küt atıyor.
"Niki!? Neredesin!?"
Koşmaya başlıyorum. Ağaçların arasına doğru, sese doğru koşuyorum.
"NİKİ"
Ses gelmiyor. Ağaçlardan sonra boş bir arazi var. O gün gördüğüm görüntü. Niki yerde yatıyor kafası kanamış yüzü çizilmiş yerde yatıyor. Hıçkırarak ağlamaya başlıyorum ama yanına gidemiyorum. Niki mırıldanarak konuşuyor
"Hepsi senin suçun.."
Yere çöküyorum.
Yataktan fırlayarak kalktım. Kalbim çok hızlı atıyordu ve aşırı terlemiştim. Evet maalesef uyumuştum, biliyordum uyuduğum an kabus görecektim ve oldu işte. Sessiz adımlarla mutfağa geldim bir bardak su içtim. Geri odaya gelip saate baktım. Saat 8 buçuktu ve ben Niki'nin evine gitmek istiyorum. Üstümü değiştirdim. Evden çıktım hava hafif serindi ama üşütmüyordu.
Niki'nin evinin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Anahtarı kapı deliğine taktım. Elim titriyordu. Bir kez daha nefes alıp kapıyı açtım. İçeriye girdim bu eve o günden sonra kimse asla girmemişti, burası geçmişte kalmıştı. Hemen Niki'nin odasına gittim. Yerde kıyafetlerini gördüğümde gülümsemeden edemedim. Dağınık bir insandı veya üşengeç, yerden kıyafetleri alıp kokladım. Onun kokusu vardı üstünde hiç düşünmeden üstümdeki kıyafeti çıkarıp bu kıyafeti giydim. Üstümde tabiki çok bol olmuştu çünkü Niki hepimizden küçük olmasına rağmen uzundu en çokta benden. Masaya gittiğimde çekmece yarı açıktı ve içeride fotoğraf gözüküyordu. Açtığımda çıkartılmış fotoğraflar görmüştüm ama bunların çoğundan haberim yoktu. Ne zaman çekilmişti ve çıkartılmıştı? Niki ile uyuduğumuz bir fotoğraf bile vardı. Elime aldım uzun uzun baktım. Ağladığımı göz yaşım yanağıma ulaştığında farkettim. Masanın yanında, duvarda bir sürü ikimizin fotoğrafları vardı. Artık dayanma gücüm kalmamıştı ve bakmamaya karar vermiştim. Niki'nin kamerasını kitaplık rafında görüp aldım. Kendimi çektim, ağladığım belliydi ama yinede çektim. Bu anı olarak kalacak gelecekte Niki ile gülerek bakacaktık, hissediyordum.
Evden çıktım, üstümde hâla Niki'nin kıyafeti vardı. Çok güzel kokuyordu. Bu hayatta en sevdiğim koku Niki'nin kokusuydu. Birisi parfüm yapıp 10.000 liraya satsa bile alırdım.
Hastaneye doğru yürümeye başladım. Hastanenin önüne vardığımda içime bir ağırlık çöktü. Nefret ediyordum bu yerden ama Niki için geliyordum işte, bu hayatta her şey Niki içindi. Onu çok seviyorum.
Hastaneye girdim. Kendimi aç hissetmiyordum doktorun benim için endişelenmesine gerek yoktu. Niki'nin camının önüne geldim. Gözüm hemen yüzüne, kalp atışlarına ve bedenine kaydı. Bir gelişme yoktu ama umarım tekrar hareket eder. Özlemiştim.
Camdan içeri bakarken cam nefesim ile buğulanmıştı. Parmağım ile kalp çizdim. "Seni seviyorum Niki"
Niki uyandığı an ona sarılmak ve uzun bir süre bırakmamak istiyordum. Onu bir daha bırakmamalıydım. Tekrar bunları yaşamamasını istiyordum. Gerek olursa onun yerine ben yaşardım. Arkamdan gelen bir ses bütün günümü mahvetmek için buraymış gibi seslendi.
"Sunoo, iğrenç hastalıklı bir kişi olarak sevgilimin yanından uzak dur!"
Arkamı dönemedim. Aşırı sinirlenmiştim her an zarar verebilirdim. Derin bir nefes aldım.
"O SENİN SEVGİLİN DEĞİL! YENİ Mİ AKLINA GELDİ HOŞLANDIĞIN KİŞİ!? BEN BU GÜNE KADAR SABAH 6 GİBİ GELİP 12 GİBİ ZORLA EVE GÖTÜRÜLDÜM. BAYILDIM HASTA OLDUM AĞLADIM GECELERİ UYUYAMIYORUM BİLE! NİKİ İLE SENDEN DAHA YAKINIZ FOTOĞRAFINIZ BİLE YOK"
Bana hastalıklı demesini umursamadım. Niki benimdi ve her şeyden önemliydi. Kız ne diyeceğini bilemez şekilde durdu öyle içimde dün hissettiğim hislerden hissettim ama bu daha çok beni iyi hissettirdi. Biri benimle gurur duyuyormuş gibi nasıl bir his olduğunu bilmiyordum. Kız sessiz sessiz cama yaklaştı. Niki'ye baktı. Ona asla inanmıyordum bu zamana kadar gelmemişti. Kim bilir belki dün başka erkeklerle takılmakla meşguldü. Sessiz kalsam bile onun saçını başını yolmak istiyordum. İkimizde sessiz sessiz Niki'yi izliyorduk.
"Sunoo, Niki'yi benden daha çok sevebilirsin ama benim onu umursamadığımı söyleyemezsin. Bu olaydan daha çok etkilenmiş olabilirsin. Niki beni sevmiyor olabilir ama bunu böyle söyleyemezsin. Bu benim kırmızı çizgim."
Kıza baktığımda göz göze geldik.
"Niki benim en kötü anımda yanımdaydı"
Buruk bir gülümseme ile odaya bakmaya devam etti. Niki dünyanın en güzel kalpli kişisiydi.
"İlk tanışmamız böyle oldu ve beni o çocuktan kaç kez kurtardı kaç kez ağlarken teselli etti bir kız başka ne isteyebilir?"
Ağlamaya başlamıştı. Benimde gözlerim dolmuştu.
"Bu olay olduğunda gelemedim çünkü görmeye hazır değildim. Şimdi iyiyim ve geldim. Niki senle uzun zamandır arkadaş seni kardeş olarak görüyor ve o hastalıklı değil eskiden kaç kızla sevgili olduğunu bilirsin onu en iyi sen tanırsın"
Kızı tam sevecekken yine bir mallık buluyor.
"Evet onu en iyi ben tanırım ve o kimseyle sevgili değildi!"
Kız derin nefes alıp verdi ve hastaneden gitti. İşte bir güzel haber. Sandalyeye oturup iç çektim. Üzgünken resmen ağlayacakken yine güzel bir his hissetmiştim. Biri sarılınca kendini güvende hissedip iyi olursun ya öyle işte ama bu neydi? Kafayı mı yiyorum?
Geri odaya girdim. Niki'nin elini tutup tekrar bir kutucuğu daha boyadım. Günler geçiyordu ama Niki uyanmıyordu. İnanıyordum dün hareket ettiyse uyanmasına az kalmış olmalıydı.
"Sunoo"
Gelen sesle koridorun başına baktım.
________
Oy verir misiniz? Sizi seviyorum
Uyudukları fotoğraf
Duvarda asılı fotoğraflar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koma // Sunki
FanfictionNiki'nin uyanacağına kalbiyle inanıyordu Sunoo. Hayallerinin günüydü o gün ama her şey tersine dönmüş bir felaket olmuştu. Sunoo'nun şimdiki hayali ise Niki'nin uyanmasıydı. Niki komadayken Sunoo onu hiç yalnız bırakmadı.