2.4

301 28 104
                                    

"Buna Kurokawa-kun ve Baji'de dahil."

Kisaki her ne kadar şaşırsa da pişkin gülümsemesi eksik olmadı yüzünden.

"Sen her zaman arkadaşlarını umursayan o kişisin değil mi?" dedi Chifuyu'ya dönerek. "Ben de öyleydim."

"Ama en sonunda en çok zararı ben aldım, en çok acıyı ben çektim." dedi hafif bir öfkeyle. Daha sonra fark edip gülümsedi ve elini Chifuyu'nun omuzunda dinlendirdi. Daha sonra da arkasını dönüp uzaklaştı.

Sadece arkasından baktı bir süre Chifuyu. Dört kişi ve bir silah... Chifuyu düşünüyor ama bir sonuca varamıyordu. Agresifçe saçlarını karıştı.

Bunu Baji'ye anlatmanın işleri daha da kolaylaştıracağı fikri geldi aklına. Hemen cebindeki telefonu aldı ve Baji'nin numarasını yazmaya başladı.

Telefon çalarken bir yandan da olduğu yerde volta atıyordu. İşini bekletiyordu ve bu daha ikinci günüydü. Şimdiden oldukça olumsuz bir imaj yaratıyordu.

Bu yüzden elinden geldiğince çabuk olması gerekiyordu. Fakat Baji'nin telefonunu açmaması işleri zorlaştırıyordu. Sinirli bir şekilde çalan telefonu kapattı ve mesaj kısmına girdi.

Peke J:
Baji.
Beni ara.
Çok acil.

Noktalama işaretlerini de ihmal etmiyordu çünkü biliyordu ki bu Baji'yi daha da çabuk olmaya itecekti. Hızlı bir şekilde telefonunu cebine attı ve işine döndü.

Her ne kadar işine odaklanmaya çalışsa da aklından çıkmıyordu Kisaki'nin söyledikleri. İzana'ya bir şey yapmayacağını söylemişti. Ve zaten gözünün önünde sevgilisiyle konuşuyordu.

Her ne kadar inkar etmek istese de endişesi Baji içindi. Ve bunca zamandır aramamış olması da ona hiç yardımcı olmuyordu. Kendini sakinleştirmeye çalıştı. Arkadaşlarının ona bakmadığını fırsat bilerek kendini yanındaki boş masanın sandalyesine bıraktı.

Tekrar Baji ile olan konuşmalarına girdi ve aktif olup olmadığına baktı.

Fakat nafileydi. Ne geri dönmüştü ne de mesaj atmıştı. Sinir ve endişeden ağrıyan başına masaj yapmaya başladı bu sefer de. Neden bu kadar endişeleniyordu anlamıyordu. Meşgul olabilirdi sonuçta.

İç çekti. Bu iç çekiş -nedendir bilinmez- gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. Kimse görmesin diye elleriyle yüzünü kapattı.

Sanki saklanmayı bekliyormuş gibi biriken gözyaşları akmaya başladı. Neden ağlıyordu bilmiyordu. Stresliydi. Ve Baji için endişeleniyordu. Sorun da buydu belki de.

Baji için böyle endişeleniyor olması onu daraltmıştı muhtemelen. Evet, ilk geldiği gün kadar uzak değillerdi birbirlerine. Ama Chifuyu bunu istemiyordu.

Tekrar Baji'ye güvenmek ve aynı şeyleri yaşamak istemiyordu. Yine de engel olamıyordu. Onu önemsemeden, onu merak etmeden duramıyordu.

Her eve geldiğinde ona günün nasıl geçtiğini sormayı, geçen gün yaptıkları gibi yemek yapmayı ve beraber vakit geçirmeyi istemeden edemiyordu.

Güçsüz hissediyordu ona karşı. Ona yaptığı bunca şeyden sonra Baji'yi affedebilecek konuma gelebildiği için acınası hissediyordu.

Bunca zamandır Baji'nin ne kadar değiştiğiyle kendini avutmaya çalışıyordu. Eğer bir gün güçsüz düşer ve onu affederse diye kendine bir sebep arayıştı bu.

𝙳𝚎𝚊𝚍𝚕𝚢 𝙺𝚒𝚜𝚜 \\ 𝐁𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮 𝐚𝐧𝐠𝐬𝐭 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin