Seashields🐚
"Selam! Ben Kisaki. Özlediniz mi beni?" Telefonun öteki tarafından gelen ses ile diyecekleri boğazına dizildi adeta Baji'nin.
Yüzü öyle bir hal almış olacak ki Chifuyu bile ayaklanmış, "ne oldu?" dermişcesine ona bakıyordu.
Onu endişelendirmemek adına gülümsemeye çalıştı. Ardından telefonun mikrofon kısmını kapatarak "iki dakika balkona çıkıyorum" diye fısıldadı.
Chifuyu şüphelense de kafasını onaylar şekilde salladı ve Baji de hızlı adımlarla balkona attı kendini. Derin bir nefes aldı önce.
"Beni dinle. Neden Tora'nın telefonu sende bilmiyorum... Ama eğer ona bir şey olduysa sana yemin ediyorum--"
"Sen de mi bana cehennemi yaşatacaksın? Aynen aynen neyse bak ne diyeceğim... Eğer attığım adrese gelirsen söz veriyorum dokunmayacağım onlara. Hm? Ne dersin?"
" 'onlar?' Hanma da mı orada??" dedi yavaştan yükselmeye başlayan sesiyle. Baji'nin sinirlenmesi, Kisaki'nin gülmesine sebep olmuş gibiydi.
"Hanma'nın arkadaşlarından nasıl bir zeka beklediğimi bilmiyorum ama kesinlikle bu değildi... Hah neyse... Şimdi geliyor musun gelmiyor musun?" dedi konuya geri dönmeye çalışarak. Baji dişlerini öfkeden o kadar sıkmıştı ki konuşmak için ağzını açarken zorlandığını hissetmişti.
"Onların yanında olduğunu ya da doğruyu söylediğini nasıl bileceğim?" Telefonun öteki yanından iç çekiş sesi geldi.
"Şimdi de akıllıyı oynamaya çalışıyorsun... Gidip evlerine bakabilirsin ya da istersen telefonu veriyim konuşun siz." yüzünü göremiyordu Baji, ama şuan Kisaki'nin kocaman sırıttığına emindi.
"Belli etmiyorum ama ben sabırsız biriyim o yüzden geliyorsan eğer elini çabuk tutmanı öneririm. Baay~" telefonun öteki tarafındaki ses yok oldu ardından.
Baji ne yapacağını bilmiyordu. Polisi aramak bu gibi durumlarda en mantıklı olanıydı. Ama bunun kötü sonuçlanabileceği iki ihtimal de yok değildi.
Kisaki sabırsız biri olduğunu söylemişti. Eğer polisler yeterince hızlı olamazlarsa her şeyin altüst olması an meselesiydi.
İkinci ihtimal ise Kisaki'nin normal birisi olmayışından doğuyordu. Polisler onu etkisiz hale getiremeden Kazutora veya Hanma'yı ağır derecede yaralayabilir hatta öldürebilirdi.
Zamanı da ihtimalleri de azalıyordu. Belliydi nasıl halledeceği. Kisaki'nin yanına gidecek ve çözümü orada arayacaktı.
Her ihtimale karşı Chifuyu'yu arkada bırakacaktı. Eğer herhangi bir şey ters gider ve dönmeleri çok uzun sürerse o zaman polisi aramak için arkada birilerinin kalması gerekiyordu.
Ama Chifuyu'nun bunu bu kadar kolay kabul etmeyeceğini de biliyordu. Bu yüzden kendini hazırladı önce. Derin bir nefes alıp balkon kapısının kulbuna bastırdı ve balkondan ayrılıp Chifuyu'nun yanına geldi.
Fakat nasıl bunu şuan ona böylesine gülümseyen birine söyleyebilirdi? Koltukta öylece oturuyor, kendisine tatlı tatlı gülümsüyordu.
Birazdan bu gülümsemeyi bozacak kişi olmaktan da nefret ediyordu.
"Bir... sorun mu var Baji? Solgun görünüyorsun..." dedi Chifuyu. Baji iç çekti ve Chifuyu'nun yanına oturdu. Ciddi bir yüz ifadesiyle baktı ona. Ellerine uzanacaktı ama rahatsız olabileceği geldi aklına.
"Ellerini... tutabilir miyim?" dedi. Bunun sonu neye varacaktı bilmiyordu ama en azından gitmeden bir kez olsun tutmak istiyordu ellerinden.
Chifuyu şaşkınca gözlerini kırpıştırdı ve kafasını yana yatırdı. Fakat daha sonra hafifçe gülümseyip kafasını salladı. İkisi de çekindi birbirinden bir süre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙳𝚎𝚊𝚍𝚕𝚢 𝙺𝚒𝚜𝚜 \\ 𝐁𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮 𝐚𝐧𝐠𝐬𝐭
Fanfiction"Özür dilerim Chifuyu." "Ben de özür dilerim. Seni affedemeyeceğim için."