"Evet... noldu anlat ben... seni dinliyorum."
Baji her şeyi sakin sakin anlatmaya çalıştı. Chifuyu'yu olabildiğince az endişelendirmek için o silah kısmını ve birkaç kısmı atladı tabii.
Gerçi Chifuyu'nun kendisi hakkında endişeleneceğini de pek sanmıyordu ya... Yine de olabildiğince az korkunç yapmaya çalıştı durumu.
Chifuyu da her detayını iyice dinliyor, aklına bir şey takılır diye aklında tutuyordu. Baji'nin konuşması bitince soracaktı bütün aklına takılanları.
Anlatırken bazen elleriyle oynuyor, bazen de yutkunmak için bir süre duruyordu Baji de. Her ne kadar korkusuz görünmeye çalışırsa çalışsın, birkaç saat öncesine kadar yaşadıkları öyle sıradan şeyler değildi ve bu Baji'yi korkusuz davranabilmekten alıkoyuyordu.
En sonunda anlatmayı bitirmiş, rahatlamıştı. Birine anlatmanın bu kadar rahatlatabileceğini düşünememişti hiç.
Ama sanırım anlattığı kişinin de bir önemi vardı. Şimdi burada oturup bunları Koko'ya anlatsa muhtemelen ikisi birbirini hastanelik eder ve konuşma öyle biterdi.
Bunu düşünmek komiğine gitmiş, sırıtmasına neden olmuştu.
Chifuyu'nun "Uh... neden kendi... kendine sırıtıyorsun..?" demesiyle bir anda kendine geldi Baji. Böyle trajik bir şey anlattıktan sonra gülümsemesi Chifuyu'yu korkutmuş olmalıydı.
"Aklımdan komik bir şey geçti de..." diyerek kestirip attı Baji de.
Chifuyu iç çekti ve artık konuşma sırası onda olduğundan ciddileşip konuşmaya başladı.
"Baji anlattığın kadarıyla bu "Kisaki" korkunç ve tehlikeli birine benziyor. Bu da demek oluyor ki kendi başına bununla mücadele etmemelisin." Daha sonra önüne gelen saçlarını karıştırıp devam etti konuşmasına.
"Seni iyi tanıyorum Baji ve bu yüzden diyorum bunu. Çünkü biliyorum bunu da kendi başına halletmeye çalışacaksın."
"Ikincisi de bunu Hanma'ya söylemeniz gerektiği. Sonuçta Kisaki, Hanma'nın düşmanı. İllaki bir şeyler biliyordur Kisaki hakkında."
"Ve üçüncüsü ise Kazutora. Ona daha da dikkat etmelisin Baji. Yanından-" Bir saniyeliğine durakladı Chifuyu. Neden durakladığını ne kendisi ne Baji anlamıştı.
"-ayırma mümkünse..." diyerek bitirdi söylediği cümleyi.
"Chifuy-"
"Belki benim elimden bir şey gelmez ama dinlerim istersen. Dinlemekte iyiyimdir." dedi Chifuyu, Baji'nin sözünü keserek.
Baji anlamıştı o an. Şuan Chifuyu'ya neden durakladığını sorsa dürüst bir cevap alamayacaktı.
"Son bir şey daha var... sanırım." dedi Chifuyu ve Baji'yi kendi düşüncelerinden aldı.
"Kendine de dikkat etmelisin. Sonuçta 'zayıf halka' gibi saçmalıklar zırvalamış. Seni de hedef olarak... görebilir" cümlenin sonlarına doğru yavaşlamıştı. Buna sebep olan şey ise Baji'nin ona nasıl baktığıydı.
"Chifuyu sen... Sen benim için mi endişelendin??" dedi en dramatik sesiyle.
"Endi-? hayır. Şuanda yaşadığım evin sahibi sensin ve ölüp kalırsan ben de evsiz barksız kalırım 5 kuruşum olmadan." dedi Chifuyu da hemen.
Baji de sadece gülümsemekle yetinmişti. Hastaydı ve çok ta üstüne gitmek istemiyordu. Hem... böyle konuşmalar yapmayı da özlemişti ve yanlış bir şey söyleyip bunu mahvetmek istemiyordu.
Fakat tekrar gözlerini Chifuyu'ya çevirince yanaklarının kıpkırmızı olduğunu fark etmesi zaten değiştirmişti tüm konuşmayı.
"Chifuyu senin yanakların kıpkırmızı olmuş. Çok mu ateşin var?" dedi ve yavaşça elini Chifuyu'nun alnına uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙳𝚎𝚊𝚍𝚕𝚢 𝙺𝚒𝚜𝚜 \\ 𝐁𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮 𝐚𝐧𝐠𝐬𝐭
Fanfiction"Özür dilerim Chifuyu." "Ben de özür dilerim. Seni affedemeyeceğim için."