Yeonjun derslerin bitmesiyle hızlı adımlarla okulun çatı katına çıkmaya başladı. Elinde küçük ve heryerinde süsler olan bir kutu vardı. Koşarken kutuya bir şey olmasın diye kutuyu olabildiğince sıkı tutuyordu. Merdivenlerden çıktı ve kapıyı hızlıca açtı. Karşısında arkası dönük, insanların okuldan gidişini izleyen Beomgyu vardı. Sessizce Beomgyu'ya yaklaşıp arkasından sakince sarıldı.
"Seni çok seviyorum bir tanem."
Beomgyu ellerini, ellerini beline saran Yeonjun'un yüzüne uzattı ve yavaşça önünü döndü. Artık iki elinin arasında Yeonjun'un tatlı suratı vardı.
"Bende seni çok seviyorum Yeonjun~ah."
Yeonjun her ne kadar kutuyu saklamaya çalışsada Beomgyu fark etti.
"Bu ne bebeğim?"
Yeonjun fazlasıyla utanmıştı. Aslında bu kutuyu sabah erkenden ona vermek istiyordu ama fazlasıyla utanmıştı. Yavaşça kutuyu Beomgyu'ya uzattı.
"Ş-şey ben sana doğum günü hediyesi alamamıştım ya-"
Beomgyu Yeonjun'un konuşmasını bitirmesine fırsat vermeden Yeonjun'a kocaman sarıldı.
"Teşekkür ederim Yeonjun!"
Yeonjun ilk başta ne olduğunu anlayamasada sonradan o da Beomgyu'ya sarıldı.
"Rica ederim Beomgyu."
Beomgyu hemen yerinden doğruldu ve kutuyu açmaya başladı. Her kutuyu ellediğinde kikirdiyordu. Yeonjun ise onu izlemekle yetiniyordu. Beomgyu büyük bir hevesle kutuyu açtı ve içinden çıkan kağıt parçasını eline aldı.
"Beomgyu! Doğum günün kutlu olsun meleğim!"
Beomgyu Yeonjun'un mektubunu okuduktan sonra Yeonjun'a ağlama taklidi yapmaya başladı.
"Yeonjun~ah!"
"Beomgyu utanıyorum. Aç artık şunu!"
Beomgyu kutuyu kenara koyup içinden çıkan poşeti hızlıca açtı. Poşetin içine elini attı ve içindeki şeyi aldı. Bu bir yüzüktü. Yeonjun utandığı için Beomgyu'ya bakamıyordu.
"Evet, evet, EVET!"
Yeonjun duyduğu şey karşısına Beomgyu'ya döndü. Beomgyu yüzüğü parmağına takmış kikirdiyordu.
"Hey Beomgyu bu öyle bir şey değil ki!"
Yeonjun fazlasıyla utanmıştı. En sonunda kendini toparlayıp Beomgyu ile göz teması kurdu. Elini cebinden çıkarıp Beomgyu'ya gösterdi.
"Bak aynısından bendede var."
Beomgyu parlayan gözlerle Yeonjun'a bakmaya başladı.
"Yeonjun aklıma mükemmel bir fikir geldi! Ölene dek bu yüzükleri takalım!"
Yeonjun hiç tepki vermedi. Sessizce Beomgyu'yu dinlemeye devam etti.
"Eğer birgün olurda birbirimizden ayrı kalırsak bu yüzükler sayesinde birbirimizin yanında olmamızı sağlayalım!"
"Yani şey gibi mi? Bu yüzükler bizim ölümsüz sevgimizi mi temsil ediyor?"
Beomgyu kafasını evet anlamında salladı ve bir anda ayağa fırladı.
"Seni ömrümün sonuna kadar seveceğime yemin ediyorum Choi Yeonjun!"
O kadar fazla bağırmıştı ki okulun koridorlarında bu ses yankılanmıştı. Hemen peşinde Yeonjun ayağa kalktı.
"Bende ömrümün sonuna kadar seni seveceğime yemin ediyorum Choi Beomgyu!"
Beomgyu Yeonjun'un boynuna atladı ve onu öpmeye başladı. Aynı şekilde Yeonjun'da. Belli bir süreden sonra Beomgyu dudaklarını Yeonjun'ın dudaklarından çekti.
"Hatırlıyor musun bağırarak senden nefret ettiğimi söylemiştim... Fakat şu an en sevdiğim şeysin Yeonjun. Lütfen her zaman öyle kal tamam mı?"
"Tamam bebeğim. Sen hiç merak etme..."
— — — —
-Son-
Evet maalesef bu fic burada biterr
Yeni senaryolar kurdumm
Artık diğer kitaplarımda görüşürüz
yazar kaçarrr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈 𝐇𝐚𝐭𝐞 𝐔 ✧ 𝐲𝐞𝐨𝐧𝐠𝐲𝐮, 𝐛𝐞𝐨𝐦𝐣𝐮𝐧
Teen Fiction"YEONJUN BİLİYOR MUSUN SENDEN NEFRET EDİYORUM!" düzyazı + texting [tamamlandı]