"OHA! Abartmışsın." dedi Minho Karina'ya.
"Uf asıl sen abartma Minho. Zaten sevmiyordum Sunghoon'u."
"Boşverin ya şuan da oturup Sunghoon için ağlayamayız. Sen ne yaptın Soojin?" dedi Yeonjun. Soojin, Hyunjin'e kimseye söylemeyeceği konusunda söz vermişti.
"Şiir geçmişine indim ya. Ezik ezik işlerle uğraşıyordu zaten." İçinden özür diledi Hyunjin'den. Yeonjun güldü.
"Ah, keşke o eziğin videosunu çekseydik. Partiye davet edildiğini duyduğunda bile ne kadar sevindi!" Soojin rahatsız olmuştu.
"Sen Yeji ile ne yaptın Yeonjun?" Konuyu değişti hemen. Yeonjun'un gülen yüzü soldu. Pek eğlenmemişti aslında.
"Konuştuk bir şeyler." Güldü Karina.
"Bir şey becerememiş." Yeonjun sinirle Rina'ya baktı.
"Sözlerine dikkat et." Bunu oldukça ciddi ve gergin bir yüzle söylemişti. Fakat Karina Yeonjun'dan korkmuyordu.
"Becerseydin söylerdin Yeonjun, seni tanıyorum. Belli ki kıza hiçbir bok yapmamışsın."
"Bu dediklerine pişman olursun Rina. Henüz Yeji ile işim bitmedi." Rina küçümsedi.
"Göreceğiz."
"Ryujin neden çok sessizsin?" diye merakla sordu Minho.
"Oda da olanları düşündüm de eğer Minjeong'un biraz olsun gururu varsa bir daha Beomgyu'ya yaklaşmaz bile. Ayırdım onları, intikamı aldım. Ama bilmiyorum yeterince bir şeyler yapamamışım gibi. Choi Beomgyu'nun daha fazla canını yakmak istiyorum."
"Bana böyle duygularla gelin işte ya!"
Diğerleri konuşmaya devam ederken Soojin telefonuna gelen bildirim ile ekrana kitlendi. Gülümsemeden edemedi. Hyunjin'den bir mesaj vardı. Numaralarını almışlardı ama Soojin henüz bir şey yazmamıştı. Soojin açılmasına rağmen Hyunjin ilk mesajı atmıştı ve bu onun için önemliydi.
Hyunjin
10 dakikaya bodruma gelebilir misin?Soojin
Gelmeye çalışacağımmmmUzun yazmasa mıydı acaba? Çok mu abartmıştı bir anda? Bosverdi. Zaten sevdiğini söylemişti ve bundan sonra yapabileceği her şeyi yapmaya hazırdı. Kendinden ve gururundan birazcık ödün verebilirdi.
Etrafına bakındı. Karina ve Yeonjun bala tartışıyordu. Şimdi gitse kimse fark etmezdi. Öyle umdu. Sessizce oturduğu koltuktan kalktı ve kapıya yöneldi. Son kez arkadaşlarına bakıp odadan çıktı. Şimdi Hyunjin'in yanına gitmeliydi. Hyunjin temizlik odasını kendine özel bir oda yapmıştı ve genelde orada takılırdı. Kapıyı tıklatıp bir cevap bekledi. Kapının açılması ile içeriye çekildi. Sırtı kapıya yaslanmıştı ve Hyunjin ile aralarında santimler vardı. Yutkundu hiçbir şey demeden. Ne diye bu kadar yakındı ki?
"Geldin." dedi Hyunjin. Soojin bu atmosfere daha fazla dayanamayarak Hyunjin'i itti. Etrafına bakınıp hızlıca koltuğa oturdu. Hyunjin ne yaptığını sonradan anlamıştı. Utanıp elini ensesine götürdü.
"G-gelmemi istedin." Ah, kahretsin! Bir de kekelemişti. Hyunjin yanına oturdu Soojin'in.
"Konuşmak istedim. Biliyorsun aramızda ciddi bir şey yok ama... seni tanımak istiyorum." Soojin duyduğu sözcüklere biraz üzülmüş biraz da sevinmişti.
"İstediğini sorabilirsin Hyunjin."dedi Soojin yüzündeki şirin gülümseme ile.
"O zaman soruyorum..." İkisi uzun bir konuşmaya daldılar. Zaman geçtikçe Hyunjin, Soojin'in çetesindeki diğerleri gibi olmadığını anlıyordu. Soojin gerçekten çok tatlıydı. Konuşmaları sırasında beraber karaokeye gitmeye bile sözleşmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
onlar kim, multifan
Altele"Aşk bir yalan: adem ile havvadan kalan." ... Bir çeşit lise kaos kurgusu