feb/1965
bu gün annemler benden piyano çalmamı istedi. çalmak istemiyordum. o ufak taburede asla rahat edemedim. parmaklarım her notaya bastığında biraz daha ağlıyordu. oturma odasındaki koltukta, yan yana oturmuş tanımadığım suratlar vardı. misafir maskesinin ardına sığınmış yabancılar. onları eğlendirmek için benden piyano çalmamı rica etmişti. sen olsan istemediğini söyler ve orayı terkederdin. keşke senin gibi olabilseydim. içimde bu kadar sen varken nasıl sana benzeyemiyorum?
sadece sana piyano çalmayı severdim. piyanom sadece senin için seslenirdi. piyanonun kenarına yaslanarak beni öylesine hayranlıkla izliyordun ki, notaları bir birine karıştırmamak için büyük çaba sarfediyordum. bana çok güzel bakıyordun minho, daha önce kimsenin bakmadığı kadar. sana piyano öğretmeye bile başlamıştım. o ufak taburede yan yana otururduk. parmaklarını notaların üstünde gezdirirdim. büyük bir ilgiyle dinlerdin beni. bu dersler sayesinde gün içinde seni daha sık görüyordum. bazen evde yalnız olduğumuzda bu durumu fırsata çevirirdin. beni kucağına oturtur ve öyle çalmamı isterdin. yan oturarak çalmanın zor olduğunu biliyordun. hata yapacağımı gayet iyi biliyordun ve bundan çok iyi istifade ediyordun.
bazen kilisede, bazen düğünlerde, bazen de misafirlerin ağırlandığı tavernalarda çaldığımda beni izlemeye gelirdin. tavernalarda herkes dans ederken onlara piyano çalardım. ve senin gözlerin sadece beni izlerdi. ailen sana dans etmen için bir kız bulduğunda istememiştin. geri çevirmiştin onları. yanıma gelerek benimle dans etmek istediğini fısıldamıştın kulağıma. bunu yapamayacağımızı çok iyi biliyordum. sen de biliyordun. ama içindekileri dile getirmekten de çekinmiyordun. belki de seninleyken imkansız olan tek şey seninle birlikte olmaktı. keşke tiyatrolarda da çalabilseydim. zamanla benim gibi sen de piyano çalmaya başlamıştın. hatta bazı yerlere çalmak için birlikte giderdik. kasabadakiler senin piyano çalmana çok şaşırmışlardı. soğuk mizacınla piyanonun uyumlu olmadığını düşünüyorlardı. oysa ben senin içini biliyordum. bu dünyanın en narin birleşmesiydi; sen ve piyano.
bu gün annemler benden piyano çalmamı istedi minho. çalmak istemiyordum.