TEHDİT

80 5 0
                                    

''Lisenin ilk gününe kadar durmadan, sıkılmadan spor yaptım. Bacak ve kalça kaslarımı büyüttüm, belimdeki yağları yaktım ve gerçekten kendimi bile şaşırtacak kadar hızlı bir şekilde istediğim vücuda ulaştım. Yürüyüşüm, giyinişim bile değişmişti. Arada yazıp benden durum güncellemesi isteyen, her açıdan fotoğraf alıp vücudumu yorumlayan Doğu hariç çoğu kişiyle iletişimim azalmıştı. Kız arkadaşım İstanbul'da bir liseye gidecekti. Ben de Samsun'da kalıp bir fen lisesine kayıt olmuştum. Nazlı ve grubumuzdan birkaç kişi eski okulumuzun lisesinden devam edecekti. Sanırım sıra, Alp'i anlatmaya geldi.'' 

Alp, Nazlı'nın platonik olduğu erkekti. Bunu detaylıca anlattığını hatırlıyordum, Lavinya'yı okulda taciz ediyordu. Ama sonradan eskisi gibi sadece dost olduklarını söylemişti. Yani, öyle olduğunu sandığını söylemişti. Alp'in ona ihanet ettiğini, hayatını mahvettiğini söylemişti. Olayın nasıl olduğunu anlama zamanı gelmişti. Oturuşumu değiştirdim ve ilgiyle gözlerimi ona çevirdim. 

''Alp yazın ortalarında bana yazmaya başladı. Arkadaşça yazıyordu, eskiden olduğu gibiydi. Samimi grubumuzun nazik bir üyesi olmuştu yeniden. Eskisi gibi grup sohbetinden konuşmasak da, bireysel olarak hepimiz arada birbirimizi yokluyorduk. O arkadaş grubuna gerçekten güveniyordum Melek Hanım, sonsuz bir bağlılığım vardı dostlarıma. Ne yaparlarsa yapsınlar, affediyordum. Altıncı sınıfta Nazlı'yla ufacık bir kavga ettiğimizde benim tüm sırlarımı anında diğerlerine anlatmasını affetmiştim mesela. Ailelerimizin de tanıştığı en yakın erkek arkadaşımın beni tüm yıl taciz etmesini affetmiştim kafamın içinde. Alp'in, Nazlı ona aşık olduğu halde beni kullanmaya çalışmasını affetmiştim. Hepsini ergenliğe uyum sağlayamayan toy çocuklar olduğumuzu düşünerek affettim, her zaman kabullendim onları. Alp'i de yine eskisi gibi görüyordum, hatta eskisinden de yakın. Nazlı'yla her gün sitede buluşuyor, parkta tatlı içecekler içerek muhabbet ediyorduk. Ama bazen, kız arkadaşlarınızla bir şeyi paylaşmak erkeklerle olduğundan daha zordur. Kız arkadaşınızın sizi anlamayacağını ve yargılayacağını düşünmek daha korkutucudur. Ben de bu durumu yaşıyordum, Nazlı'ya olayları anlatmaya çekiniyordum. Benim böylesi değişmeme sebep olan Doğu'yu ve yaptıklarımı anlatmaya çekiniyordum. O dönem gruptan en yakın olduğum kişi Alp'ti. Hayatımın hatasını yaptım, gerçekten pişman olduğum tek hatayı yaptım. Alp'le konuşurken, ona bir şeyler anlattım. Sırrımı verdim, en yakın arkadaşım dedim kendime. Bunu bana karşı kullanmaz, beni kollar ve akıl verir, benim adıma sevinir sandım. Başta şaşkınlıktan bir şey yazamadı. Zihni yeniden çalışmaya başladığında ise bana hiç beklemediğim bir tepki verdi. Lavinya, sen ne yaptın dedi? Neden bu kadar abarttığını anlamıyordum, Doğu beni bu kısır döngüye o kadar alıştırmıştı ki çocuk yaşta attığım bu fotoğrafların bana bela olacağını düşünemiyordum. Ona sinirlendim, beni yargılamamasını söyledim. Daha birkaç ay önce bana dokunmaya çalışan, tüm kızlarla konuşan Alp benim bir erkekle paylaştığım özel şeyleri yargılayamazdı değil mi? Ona anlatarak hata yaptığımı anlamam için çok şey yaşamam gerekti. Bana upuzun mesajlar attı, bir dost tavsiyesi dedi. Güvenmediğin kimseye böyle fotoğraflar atma dedi, çünkü bunu sana karşı kullanırlar. Ben kullanmam diyene kadar benim iyiliğim için konuştuğumu düşünüyordum ama her şeyi yanlış anlamıştım. Tanrım, beni elde etmek isteyen bir erkeğe en duyulmaması gereken sırrımı vermiştim. Ve bunu bir geri dönüşü yoktu, artık biliyordu ve aynı şeyleri onunla da paylaşmam için yol yapıyordu. Bunu anladığımda hissettiğim korkuyu hatırlıyorum, belki de Nazlı'ya anlatsam her şey çok daha iyi olurdu ama ben en yanlış kişiye anlatmıştım. İnsanların bu bilgiyi bana karşı kullanacağını söyleyen kişi bunu yapacak kişinin ta kendisiydi. Adeta kendi yapacaklarını anlatıyordu bana fark ettirmeden. Ona fotoğraf atmayacağımı, sadece arkadaş olduğumuzu söyledim. Sen Alp'sin dedim ona, iki yıllık en yakın erkek arkadaşlarımdansın dedim. Tamamen dostane gözle baktığım bir erkeğe özelimi, vücudumu öylece açamazdım. Ama beni rahat bırakmadı, başlarda nazik ricalarla istediği o aptal fotoğrafları sonradan takıntı yapmaya başladı. Öyle ki, beni durmadan arıyor ve kelime oyunlarıyla tehditler savuruyordu. Kuzenim bizim evimizde kalıyordu ve günün her lanet saatinde Alp'in araması onun da dikkatini çekmişti. Yoksa çıkıyor musunuz dedi bana. Kusma isteği bütün vücudumu sarmıştı, imkanım olsa bir daha Alp'le asla konuşmazdım. Ona nefretle dolmuştum, dostunu vücudunu kullanabilmek için kaybediyordu ama farkında değildi. Belki de farkındaydı, bilemiyorum.''

KİMSE BİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin