1.

413 35 5
                                    

Arkamı döndüğümde pencereden gördüğüm yağan yağmur ile yüzümde bir tebessüm oluştu.

Hızlıca düşüyordu ve pencerenin camlarına yapışıyordu.Şimşeğin çarpması ile gülümsemem daha fazla büyüdü.

Yağmuru seviyordum sanki içimdeki yangını söndürüyordu.

Önüme dönerek bir türlü yapamadığım soruya odakladım.Aklımdaki düşünceler o kadar çoktu ki soruyu okuyup okuyup anlamıyordum.

Bedenimde yaralar vardı ve bu yaralar ruhumda sahipsiz acılar bırakıyordu.

(Jungkook)İçinde sakat bir ruhun yaşadığı bedenin adıydı.

Düşünceler tarafından terk zihnim bir harabeden ibaretti.Boş bakışlarım,yorgun bakışlarım hemen önümdeki teste bakıyordu.

Artık zihnimdeki düşünceler beni o kadar fazla yormuştu ki gözümü kapatarak ellerimi sıktım.

Evin yabancısıydım kim ne yaparsa yapsın beni çağırmazdı ve odama bile gelmezlerdi.

Bu durumdan o kadar da şikayet etmiyordum ama yine de odama biri uğrar diye bekliyordum.

Babam ile abimle hiç anlaşamazdım yani daha doğrusu beni sevmezlerdi.Ben de onların çok gözlerine görünmezdim.Daha dün babamdan yediğim tokat için bir kere daha ağladım.

Sırf dışarı çıktım diye eve geldiğimde bana bir güzel tokat atmıştı ve dövmüştü.Elimi hala yanan ve acıyan dudak kenarıma götürdüm.

Gözlerimden gelen gözyaşlarına engel olamayıp başımı masaya doğru yaslayarak ağlamaya başladım.

Gerçekten bunları hak edecek ne yapmıştım?

Gözyaşlarımı ne kadar silersem sileyim tekrar eskisinin yerini yenisi alıyordu.Burnumu çekip başımı kaldırdım.

Acı kör bir insanın bütün renklerinin karanlığa esir düştüğü anda değil de o renkleri kaybedip sokağa attığı ilk adımın tok sesinde gizliydi.

Üzerime geçirmek için yatağımın üzerinde kazağımı duran elime aldım.Giyeceğim sırada odamın camından kendime bakıp ellerimi sıktım.

Ellerime bakmamak için kendimi zor tutum.Sanki ellerime bakarsam satır çizgilerinin bıraktığı o izleri görecek gibiydim.

Oysa avuçlarımda tırnak izlerinden başka hiçbir şey olmadığını biliyordum.

Üstüme geçirdim ve tekrar eski yerime dönerek gözyaşlarımın ıslattığı testteki sorulara baktım.

Daha geçen hafta babamın öldürdüğü adamın cenazine gitmiştik ve bu benim delirmeme sebep olmuştu.Suçsuz bir insanı öldürmüştü(!)

Onlar sanki çok doğal birşey gibi gülüp içip eğleniyorlardı fakat benim için öyle değildi.Bir insanı öldürmek bu kadar kolay mıydı?

Babam her ne kadar hak ediyordu dese bile ben hiç kabul etmemiştim bunu.Kimseyi öldürerek cezasını veremezdi.

Abim Namjoon ise babama hak vererek bana deli muamelesi yapmıştı.Hayır ben deli değildim onlar bunu çok doğal görüyordu.

Namjoon yüzünden bana deli muamelesi yapmıştı evdekiler ve bu benim psikolojimin bozulmasına neden olmuştu.

Açılan kapı ile dönüp o tarafa bakmadım.Kim girmişse girsin hiç umrumda değildi.

Namjoon,"Jungkook?"dediğinde dönüp cevap bile vermeyip yapamadığım soruya baktım.

Hiç cevap vermek istemiyordum ve umarım bunu anlayıp bir an önce giderdi.

İnnocent prisoner | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin