3.0

12 4 0
                                    

Telefonumu kilit ekranını kapattım ve hızla odamda uyuyan Safa'nın yanına geldim. Hızla onu uyandırmak için sarsmaya başladım.

"Safa canım kuzenim kalk lütfen götümü kurtarmamız lazım. Hadi küçük ayım, hadi buzağım, hadi yavrum, hadi evladım kalk!" diye söylenemeye başladım.

"Allah belanı verecek Çiçek yemin ederim verecek! Sende sorun var kızım! Gece yatak döşek ağlıyorsun ölecek gibi oluyorsun sabah bir enerji geliyor sana ya!" söylenerek yataktan kalktı bana döndü. "Valla bak bir şey falan mı içiyorsun söyle söz kızmayacağım ha?"

"Ya Safa ne içmesi ya! Ben sabahtan beri Yalın'a yazmayınca ve oraya gelmeyince çocuk beni saatlerdir parkın orada beklemiş. Şimdi de gel görmeden içim rahat etmez diyor! Benim evden çıkmak için tek anahtarım da sensin canım kuzenim. Zaten sabah sabah Emre ile Tuna'nın benim hakkında çatışmalarına şahit oldum kafam yine allak bullak oldu. Kafam dağılır en azından ha?"

"Tamam Çiçeğim tamam! Senin istediğin her şeye tamam!" dedi ve söylenerek giyinmeye başladı. Dün olanları unutmuş değildim sadece şu durumu da atlatmak istiyordum. Bir yandan Yalın ile başkası gibi konuşmak beni yoruyor. İlk başlarda hoşuma gitse de şu sıralar kafam bulanık olduğu için kafam karışıyordu. O an durdum. Gerçekten tüm istediğim Yalın mıydı? Bu kadar uğraşmamın sonucu, bu kadar kendimi paralamamın sebebi o çocuk muydu? Ya bütün hislerim onu elde ettiğimde kaybolup giderse?

Durdum, dururken bile durdum. O an pişman olacağım bir şey mi yapıyorum diye sorguladım kendimi. Herkese karşı gelip sence doğru şeyi mi yapıyorum diye kendimi sorguluyorum. Üstümü değişmedim. Onun kıyafetlerinden birini geçirdim üstüme sadece. Dışarısı soğuktu. Telefonumu cebime koydum ve yüzüme maskemi taktım. Safa abimle konuşuyordu, onu kahvaltıdan önce çıkmaya ikna ediyordu. İzin alması umurumda değildi boğulmuştum hem de çok.

Ayakkabılarımı giymiş kapıda onu bekliyordum, sabrım hiç olmadığı kadar tükenmişti. Kendimi kaybedip kaybetmeme arasında bir yerlerdeydim. Safa'nın bana doğru geldiğini gördüğümde beklemeden merdivenden inmeye başladım. Merdivenlerden indikçe havanın ne kadar soğuk olduğunu o zaman tamamen aldım. Kendime daha kalın giyinmediğim için küfür ediyordum. Şimdi eve girsem bir daha çıkamazdım. Safa bana yetiştiğinde ona göz ucuyla baktım. Bir şeyler söylemek istiyordu farkındaydım.

"Bipolar olduğumu düşünüyorsun değil mi? Sorun yok, içinde kalanları söyle bana..."

"Bak Çiçek, ben sadece senin için endişeleniyorum. Gittikçe seni kaybediyoruz gibi hissediyorum..."

Cevap vermedim. Sanki ben kendimi bulmuşum da onlar kaybetmiş gibiler. Uzaktan Yalın'ı görünce Safa durdu. "Siz ilerleyince ben parka geçerim. Dönerken haber verirsin buluşuruz." dediğinde kafamla onayladım ve devam ettim.

Yalın ile aramızda birkaç adımlık mesafe kaldığında ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım. Adım seslerimi fark eden Yalın hızla bana döndü ve ondan beklemediğim bir hızla bana sarıldı. Ellerim başta anın şaşkınlığı ile havada kalsa da daha sonra bende ona karşılık verdim. Burnuma gelen sigara kokusu genzimi yaksa da hala çok güzel kokuyordu.

"Korktum, gerçekten çok korktum. Elimden hiçbir şey gelmedi sanki..." Kafasını sol omzuma dayamış soluklanıyordu. Sanki saatlerdir koşuyor gibi. İçim gitti o an. Ne teselli edebildim ne de tek kelime edebildim. İşte o zaman bunun doğru bir karar olduğunu anladım. Yaşadığım veya yaşayacağım her şeyin onunla geçirdiğim veya geçireceğim her vakte değer olduğunu. Evden çıkarken ki bütün soru işaretleri uçuş gitmişti.

Yavaşça geri çekildi ve beni süzdü. Pijamalarıma öyle bakınca ister istemez utanmıştım. Çiçekli pijamam bence gayet güzeldi neden böyle bakıyordu o zaman. Kaşlarımı çattım ve elime telefonumu aldım?

Limon Çiçeğim / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin