MÜHÜR

Bölüm 12

Keyifli okumalar
Mutlaka yorum bekliyoruz
***************""""""*************

Çiçek açarsa gönlümde bil ki; Baharı sensin...

Biz planlar yaparken kader bize gülermiş bunu çok geç olsa da anladık.
Behram gördükleri karşısında büyük bir şaşkınlık yaşar. Gördüklerini asla unutamayacaktır. Toz ve duman içinde kalan kadına karşı sevdaya tutulacaktı.

Hemen kendine gelmeye çalışan genç adam Asmin'in yanına koştu. Yerde uzanmış yatan kadını hemen kucaklayarak yol kenarına getirir. Elleriyle kadının yüzüne dokundu yüzü kan reva içerisindeydi. Ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. Büyük bir şok yaşıyordu. Mardin kızına karşı ilk defa yüreği acıyordu. Buna sebep kimdi genç adam mıydı?

Kurt Aziz'den aldığı bilgiye göre hemen dostunun yanına gitmeye karar aldı. Behram'ın telefon sinyalini takip ederek bulundukları bölgeye vardı. Sinyal bir yol kenarını gösteriyordu. Hemen arabayı sağa çekerek Behram'ı aradı kafasını çevirip arka tarafa baktığında toz dumana karışmışlığı gördü. Koşar adımlarla koşan kalabalık vardı. Kurt korkarak oraya koşmaya başladı.
Behram Kurt'du gördüğü an
"Kurt yardım et ne olur diye bağırır. Kurt kalabalığın içinden sıyrılıp dostunun yanına gelerek;
"Korkma kardeşim ben burdayım hastaneye yetişeceğiz, çabuk arabaya bindirelim.

Behram Asmin'i kucağına alarak arka koltuğa biner. Kurt hemen şoför koltuğuna geçip arabayı son surat sürmeye başlar, dikiz aynasından Behram'a bakar gözünden yaş gelmişti, yoksa kardeşi aşık mı oluyordu. Behram gözlerini Asmin'den alamıyordu. Ya ona bir şey olursa anne ve babasına ne diyecekti. Berdel olarak getirdiği kıza acıyordu şimdi. İki dudağının arasından dökülen sözler vardı. "Üzgünüm seni koruyamadım Mardin Kızı...
Dedi ve gözünden bir damla yaş döküldü. Dökülen gözyaşı Asmin'in yanağından dudaklarına süzüldü. Genç adam vicdanen rahatsızlık duyuyordu ama duyduğu ve hissettiği tek şey vicdan değildi. İnce ve zarif parmaklarıyla Asmin'in yüzüne gelen saç tellerini geri itiyordu. "Yapma be Mardin kızı, bu yükün altına koyma beni" diye söylenen genç adamı duymuyordu kadın. Yol boyunca üzüntüsünü dile getiren Behram, hem üzgün hem de korkuyordu. Yüreğine ilk defa bir kadını kaybetme korkusu düşüyordu. Ona bir şey olursa savaşa bilir miydi?

Sonunda hastaneye varmışlardı. Kurt hemen arabadan inip doktor yok mu diye bağırır. Sedyeyi hemen alıp arabanın önüne getirirler. Genç adam, kadını kollarından sedyeye bırakır ve hiç beklemeden müşaade odasina doğru götürürler. Behram ve Kurt arkadan onları takip ederler. Hastane koridorunun sonuna varılmıştı ve doktorlar hemen müdahale için Asmin'in yanına giderler.Arka arkaya içeriye giren sağlık çalışanları durumun ciddiyetini anlatıyorlardı.

Genç adam dizlerinin üzerine çöktü. Çok üzgün ve korkaktı. Sadece Allah'a dua ediyordu. Yakın dostu her an yanında ona sırt oluyordu.

Dildar Hanım korkuyla torunundan gelecek haberi bekliyordu. Gül hanım ise hiçbir şey olmamış gibi çayını yudum yudum içmeye devam ediyordu.
"Oğlum ara bir daha Behram'ı bulmuş mu kızı
"Aradım Ana cevap vermiyor
"Şimdi baban gelecek ne diyeceğiz ona
"Babam en başından beri böyle olacağını biliyordu
Gül Hanım şuursuz ağzını açarak:
"Ne olacak aldınız bir uğursuzu oğluma bir de söyleniyorsunuz bırakın aramayın inşallah geri dönüşü olmaz o kızın.
Gül Hanım sözünü bitirmeden Dildar hanım onu susturur. Çünkü aile içinde adaleti sağlardı.
"Kalk gelin! Hazırlıklara bak yeter bu kadar konuştuğun.
"Doğruyu söylediğim zaman boş konuşuyormuş gibi susturuyorsunuz beni.

Diyen Gül hanıma sinirlenen Dildar hanım, daha fazla konuşulmaması için bulunduğu yeri terkeder.

Genç adam ameliyathanenin önünde dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde çaresizce bekliyordu. Elleriyle başını sararak düşünüyordu. Asmin'in ona söyledi son sözler aklına gelir. Kurt Behram'ın yanına gelir ve yere eğilerek elini omuzuna bırakır.
"Sen de bir doktora görün kardeşim
Behram iyi olduğunu ve istemediğini dile getirir. Elindeki telefonla ailesini arayıp hastanede olduğunu ve Asmin'in ameliyatta olduğunu söyler.