Keiji

33 6 0
                                    

Tekrar ve tekrar Shura'nın kılıcı ile kesişen kılıcım ile geri sıçradım. Nefes nefese kalmıştım.

"Hadi biraz mola verelim." Kendimi mata bırakırken gülerek konuştum.

"Yok ya ben daha yorulmadım. Tabii sen yorulduysan o başka."

"Tabii canım. Nefessizlikten konuşamayan da bendim zaten."

Dedikleri ile gülmeye başladığımda, nefes almaya çalışırken aynı anda gülmeye çalıştığım için öksürmeye başladım.

"Yavaş kızım öldün resmen." Ama o da nefes nefese bir halde gülümsüyordu.

Görüş alanıma giren su şişesi doğruldum.

"Teşekkürler Rin." Ne ara gelmişti bilmiyorum ama sanırım konuşmaları duymuştu, sırıtıyordu çünkü.

"Rica ederim. Shura onu neden bu kadar yordun ki şimdi gücü tükenmiş biri ile antrenman yapmak zorundayım ne anlamı kaldı ki?"

Burnu havada bir eda ile konuşmuştu. Duyduklarım ile ayağa fırladım. Parmağımı ona doğrultarak konuşmaya başladım.

"Seni yere sermek için tam formumda olmama gerek yok." Bana yaklaşıp yukarıdan konuşmaya başladı.

"Öyle mi dersin?" Bende başımı, gözlerimi gözlerine dikebilmek için kaldırdım ve yüzüme de pis bir sırıtış kondurdum.

"Hmhm öyle derim." Başka bir şey demesine izin vermeden kolunu tutup arkamı dönüp sırtımı göğsüne yasladım.

Tam belimi eğip onu sırtımın üzerinden yere fırlatıcaktımki eliyle belimi tutarak beni engellemeyi başardı.

Birkaç deneme yapsam da nafileydi. Onu atmayı bırak kurtulamıyordum da. Ben kurtulmak için hamle yaptıkça kıkırdamasını duyabiliyordum. Tabii bu durumda enseme değen nefesi ve bu kadar yakın olan vücudu da pek yardımcı olmuyordu. İki haftadır her gün onunla çalışmama rağmen buna pek alışamamıştım.

"Boşuna çabalama Miyuki. Kurtulamazsın. Pes dersen belki?" Rin çok güçlüydü. Fiziksel olarak ona rakip olamazdım. Daha doğrusu çok az insanın gücü yeterdi. Ama bunu doğru kullanamıyordu. Gerçi gün geçtikçe daha çok teknik öğreniyordu.

"Pes mi? Rüyanda görürsün tatlım." Sesli bir şekilde gülünce bende kıkırdadım. Üzgünüm canım kafam.

Kafamı önce öne eğdim sonra da hızla kaldırarak kafamı Rin'in kafasına vurdum. Canım acımıştı ama çok zarar vermediğime eminim.

Artık canı yansa da refleksle geri çekilmiyordu. Yine de tutuşu gevşemişti. Seri bir hareketle kollarının arasından çıktım.

Hızla yere oturduğumda öndeki bacağımı bir ayağının arkasından uzatıp diğer ayağının önüne geçirdim.

Vücudumu yan çevirip ellerimden destek alarak üst vücudumu denge konumuna getirdim arkada kalan bacağımı da karın boşluğunun üzerine yerleştirdim.

Ellerim ile kendimi iterek vücudumu hızla düzelttim böylece ayaklarının arasındaki bacağımı öne iterken karın boşluğundaki bacağımı da geriye itmiş oldum.

Böylece dengesi bozularak tam yanıma sırt üstü yere düştü.

Yerden kalkıp yüzümde muzip bir gülümseme ile bu sefer ben ona yukarıdan bakarak konuşmaya başladım.

"Bir şey mi diyordun Rin?" Hızla düştüğü yerden kalktı.

"Bu hareket mükemmeldi ama hayranlığımı daha sonra dile getireceğim. Şimdi ise yaktım çıranı." Bana atıldığında ellerimi arkamda bağlayarak geriye sıçradım.

Yin and YangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin