Cenaze

88 8 0
                                    

Kılıcımı kaldırıp hızla aşağı indirdim. Tabii ki de hedefini bulamadan Shun kendi kılıcı ile beni engelledi. Ardından  hızla bileğimi kavrayıp kılıcımı düşürmemi sağladı. Daha ne olduğunu anlayamadan bana çelme takmasıyla yeri boyladım.

''Pes! Pes. Sen kazandın.''

''Beni yenebilmen lazım Miyuki.'' Yerde uzanmaya devam ederken ona cevap verdim.

''Niyeymiş?''

''Çünkü sen Yin ve Yang'ın bekçisisin. Aramızdaki en güçlü kişisin. Bu gücün sorumluluğunu almalısın.''

''Saçmalama. Zar zor kontrol edebildiğim ejderhalar sırf seninki ve Haruka'nınkinden güçlü diye en güçlünüz olmuyorum.''

''Kendini çok küçük görüyorsun.''

''Hayır. Sadece gerçekçiyim. Baksana kılıç becerilerin inanılmaz ayrıca ejderhanı çok iyi yönetiyorsun. Haruka da öyle, kılıçta senin kadar olmasa da okçulukta çok iyi. Ve o da ejderhasını çok iyi kontrol edebiliyor.'' Bu dediklerime kıkırdadı

''Kılıç da beni geçemesen de kesinlikle Haruka'dan daha iyisin ayrıca okçuluk da kaç kez Haruka'yı yendin?'' Bu dediğine sırıttım.

''67.'' Gülümseyip tekrar sordu.

''O seni kaç defa yendi?''

''65.''

''Gördün mü? Mesela ben okçulukta berbatım. Ama sen bu konuda en iyimizsin. Bir de Yin ile Yang'ı zor kontrol ediyor olmanın tek sebebi ikisinin de çok hırçın olması ve birbirlerinden pek haz etmemeleri. Yani senin suçun değil. Eminim bir gün ikisi de sana sorgusuz sualsiz itaat edecek ve sende gelmiş geçmiş en iyi ejderha bekçisi olacaksın.'' Gerçekten motive konusunda eline su dökülmez.

''Teşekkürler Shun-sensei'' Ona sensei demem hoşuna gitmişti. Aslında abim gibidir ama derslerde kendisine sensei dememizi isterdi. Yattığım yerden doğrulup bağdaş kurarak oturdum.

''Baksana Shun-nii.'' Hala ayakta olduğu için kafasını eğerek dikkatle bana baktı. Ona ne zaman '-nii' ekiyle seslensem ciddileşirdi. Çünkü bunu çok sık kullanmazdım.

''Bizden başka -yani Haruka, sen ve ben dışında- başka bekçilerde var mıdır?''

''Hayır Miyuki, sadece biz kaldık. Başka bekçiler yok. Soyumuz tükeniyor.'' Ona anladığımı belirtircesine kafamı salladım. Ardından kendimi tekrar yere bırakarak gözlerimi kapadım ve mırıldandım.

''Ben biraz kestireceğim. Sana iyi eğlenceler.'' En son uzaklaşan adımlarını duydum.

Yüzüme düşen gölgelerin sürekli değişmesi ile uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda tepemde Haruka dikiliyordu ve evet uyanmamın sebebi de oydu. Çünkü eliyle sürekli yüzüme farklı farklı gölgeler düşürüyordu. Biraz doğrulup yerde oturmaya devam ettim o da hemen yanıma oturdu.

''Bazen diyorum ki neden, hani neden bununla arkadaşım?'' Lafımın bitmesiyle alnıma bir fiske yemem bir oldu.

'' 'Bu' ne lan?! İnsan en yakın arkadaşına öyle mi seslenir?'' Ama şimdi kendisi kaşındı.

''Tabii ki de hayır. Kim en yakın arkadaşına 'bu' der?'' Yüzüne zafer dolu bir gülümseme yerleştirip bana cevap verdi. Çok erken zafer ilan ediyorsun Haruka.

''Heh şöyle. Azıcık kibar olun lütfen Miyuki hanım.'' Onu duymazdan gelip cümleme devam ettim.

''Elbette en yakın arkadaşıma 'bu' demem ama o nerede ki?'' Elimi alnıma yerleştirip uzaklarda birini arıyormuş gibi yaptım. İlk birkaç saniye anlamasa da sonra jeton düştü.

Yin and YangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin