6🦋

36 3 0
                                    

• Başkomiser Yiğit'ten devam


"Ulan Hakan, elimde kalacaksın bir gün. Demedim mi ben sana annemlerle bu konuyu konuşma diye, zorlarlarsa yüzlerine kapat demedim mi lan!!" diye tısladım yüzüne.

Annem beni telefonla aramış açmayacağımı da anlayınca Hakan'ı aramıştı. Biliyorum açsam başlardı yine "Oğlum bak şu teyzenin bu kızı, bak şu amcanın şu yeğeni.." kadında tüm Trabzonun hatta Karadeniz'in bekar kızlarının bilgisi var resmen.

Yav ben daha bulunduğum yerde hemşeri bulamıyorum be kadın, ben mi polisim sen mi?

Tabi Hakan puştu açtığı için hemen ona söylenmişti."Niye açmıyor, nerede, bak böyle bir kız buldum anlat ona.." blah blah.

Ahh canım annem bilmiyor ki oğlu istemiyor şuan kimseyi.

Evlenmeyi bende istiyordum elbette ama sırası değildi şuan. Çalışıyordum, bir sürü işim vardı. Bide bu yoğunlukta aşka zamanım yoktu. Olursa birgün illaki olurdu zaten. Tabi gelde bunu anneme anlat!!

Ters ters Hakan'a baktım. Yine annemle konuşmuş ve başıma bir randevu çıkarmıştı. Operasyon var diyip hep kaçtığım için, kıza iş adresimi filan da vermişti.

Arabayı yol kenarına çekip Hakan'ı eve bıraktım. O da bir yandan bana söyleniyordu.

"Yahu abi ben nasıl kapatayım suratına kadının. Hem bu seferde annemin yüzüne ne kapatıyorsun lan diyip bana patlardın. Hem fena mı lan! Sayemde gelin olup gidersin." dedi ve hızla arabadan indi.

Sinirle arabayı çalıştırıp hafiften kaldırımın üstüne çıktım. Hakan'a doğru sürerken o da resmen götüne vurarak yan sokağa doğru koştu.

"Puşt ya bir de dalga geçiyor" diye tekrar yola indim. Kaldırım boştu o yüzden tereddüt etmeden çıkmıştım zaten.

Kendi evime doğru sürerken eczane görüp durdum. Elimi montumun cebine attım. Cebimde iki adet reçete vardı.

Hımm Canan hanımın da reçetesini almışım demek!

Hem ona hemde kendime ilaçları alıp çıktım. Arabaya binince aklıma benden özür dilerkenki hali geldi. Yüzünü eline indirmişti ve sanki o anda da elinde bardak varmış gibi bakıyordu. Kahkülü ve saçı yüzünü kapatıyordu bu yüzden sadece fındık burnu ve konuşurken hareket eden dudağı görünüyordu.

Bu kız animasyon karakteri gibiydi resmen. Yemek yerkende hafiften sağa sola kıpırdandığını fark etmiştim. Galiba içinden şarkı söylüyordu.

Bide konuşurken arada göz kırpıyor, kahküllerini de sağa sola sallıyordu. Üşümesin diye montunu örterken yakınına girmiştim ve parfümünün kokusunu almıştım. Çiçek kokuyordu. Yanakları da hemen kızarıyordu. Sevimliydi, farklı bir çekiciliği vardı.

Mesleğim gereği insanları istemeden incelerdim. Ama Canan'ı isteyerek incelemiştim. Farklıydı o tanıştığım diğer insanlardan. Ama nasıl farklıydı bilmiyordum.

Dikiz aynasından kendime baktım. Resmen kendi kendime gülümsüyordum. Bir elim de kontakta mal gibi neyi bekliyordum acaba..

"Evet Yiğit, neyi bekliyorsun acaba!!" diye söylenip eve doğru sürdüm arabayı.

İlacı ona şimdi mi verseydim acaba, belki gece ağrısı olurdu. Numarası yoktu. Hastanede ismini öğrenmiştim. İnstagram'dan mı yazsam acaba.

Düşündüğüm şeye yüzümü ekşittim." Çok mantıklı Yiğit. Mesaj olarak da 'iyi misin cici kız' yaz."

Arabayı park edip eve doğru gittim. Yarın veririm ne olacak, hem belki kendisi almıştır kendine ilaç dimi! Ya da evinde vardır.

Anladığım kadarıyla başı beladan kurtulmuyor. İllaki evinde vardır. Evet evet, yarın veririm.

Hızlıca asansörden inip eve girdim. İyi bir duşa ve uykuya ihtiyacım vardı.





🦋

İlk Sevgili Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin