26🍭🍬

28 1 0
                                    

•Canan



Mesai bitimiyle Ati'yi evine bırakıp kendi evime doğru sürdüm.

Moralim sııfırdı. Bir hafta boyunca ağrımayan, Bilo'nun hediyesi olan kafamdaki yara ağrımıştı tüm gün. Esmer olmama rağmen yüzüm bembeyaz çökmüş haldeydi. Gözlerim şişmişti ağlamaktan.

Peki niye Cano.

Yiğit yüzünden.

Hayır Cano kendi korkuların yüzünden.

Bugünlerde onu pek de göremiyordum zaten. Ne onu ne de arkadaşlarını. Herhalde bu operasyonla alakalı bir şeydi. Ortalıkta pek polis yoktu. En azından Yiğit'in ekininden kimse yoktu.

Belki seni görmek istemiyordur. Uzaktan görüp şimdi hiç uğraşmayayım diyip yolunu değiştirmiştir.

Zaten ona uzak davranıyordum. Bir de dünkü telefon konuşmasından sonra o da bıkmıştır benden diye düşündüm. İşi hep yokuşa süreni kim ister ki zaten.

Uzun süren yolculuğumun ardından eve geldim. Yavaşça apartmanın merdivenlerini çıkıp evin kapısını çaldım. Dido gülen yüzüyle kapıyı açtı.

"Hoş geldin çiçeğim, hadi gir." dedi ve kapının kenarına yaslandı.

Gülümsemeye çalışarak hoşbuldum dedim ve botlarımı çıkardım. Gülmekten çok acı çekmişim gibi oldu. Yani yüzüm acımıştı resmen.

İç çekerek içeriye girdim. Salona bir bakış attım. Merve ile Bahar, koltukta karşılıklı oturmuş konuşuyorlardı. Beni gördüklerinde ikiside bana bakıp el salladılar.

"Aşkım, hoşgeldin. İyi misin?" dediler aynı anda.

Değildim iyi filan. Ama benim yüzümden onlar da üzülmesin diye iyi gibi davranıyordum. Ne kadar yerse tabi!

"Hoşbuldum çiçeklerim. İyi gibiyim ya." dedim omuz silkip ve odama doğru ayağımdaki köpüşlü pandalı terliklerimi sürükleyerek ilerledim. İçeriye girip kendimi yatağıma attım.

Arkamdan Merve geldi ve kapıyı tıklayarak bana seslendi.

"Çiçeğim, yemeyi hazırlayalım mı birlikte." dedi anlayışlı sesiyle.

Tavana bakarak derin bir iç çektim. Tamam kendimi üzebilirdim ama kızçelerimi üzmeme gerek yoktu değil mi?

Hem yarın gidiyorlar Cano biliyorsun.

Doğru, yine yalnız kalacağım.

Yatakta oturur hale geldim. İç çekerek arkadaşıma baktım ve gülümsedim.

"Olur çiçeğim, üzerimi çıkartayım. Geliyorum." dedim.

Merve de kendisini zorlayarak gülümsedi ve kafasını tamam anlamında sallayıp çıktı.

Üzerimdekileri çıkartıp odamdaki koltuğa attığım pijamalarımı giyindim. Saçlarımı ensemde topladım. Telefonumu elime alıp odadan çıktım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve çıktım.

Salona girip kızlara baktım. Ciddili konuşuyorlardı ama ne konuşuyorlardı anlamamıştım.

Yanlarına gidip Dido'nun yanına oturdum. Neşeli tutmaya çalıştığım sesimle omzuna vurdum.

"Ee yavrumlar, ne konuşuyorsunuz."

"Biletleri aldık da, onu konuşuyorduk. Saat kaçta kalkalım filan." dedi Bahar.

Tamam anlamında kafamı salladım. Kolumu Dido'nun omzuna atıp saçlarıyla oynamaya başladım. Biraz sonra kafamı kaldırıp suratlarına baktım. Üçü de üzgün gözlerle bana bakıyorlardı. Tek tek yüzlerine bakıp kafamı 'hayırdır' der gibi salladım. Dido bana doğru dönüp yanağımı sıktı.

İlk Sevgili Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin