12🦋

53 2 0
                                    






Vay be, tatil ha!! Cumartesi, sen en sevdiğim gün olabilir misin acaba?

Sabah 9:00da kalkmıştım. Yavaş yavaş salona gittim, perdelerimi açtım. Çaydanlığı ocağa koyup yüzümü yıkamaya gittim. Dişlerimi de fırçalayıp mutfağa girdim. Bugün menemen yemek istiyordum. Televizyondan radyoyu açtım. Sevme Zamanı şarkısına gelince ses açıp tekrar mutfağa ilerledim.

"Biz dünyayı çok sevdik"
Ölüm bizden uzak olsunn
Aşık olduk, yüreklendik
Kader bizden yana dursunnn

Şarkıya eşlik ede ede kahvaltımı hazırladım. Çayımı da alıp yemeye başladım.

Dün nasıldım, şimdi nasılım. Güldüm halime.

Böyleydim işte ne yapayım, aşk kapıma gelince kaçardım. Bilmediğim birşey korkuturdu, ve ben korkmak istemiyorum.

Doyduktan sonra masayı topladım. Elime ince belli bardağımdaki çayımı da alıp koltuğuma oturdum. Telefonumu zaten yanımdan ayırmadığım için arayan var mı diye baktım.

Atilla aramıştı, ne oldu acaba! Geri aradım, ikinci çalışta açtı.

"Ne oldu Cano?" dedi. Gözlerimi devirdim. Sanki ilk ben aradım.

"Aticiğim, ilk sen aramışsın. Asıl sana noldu?" dedim.

Karşıdan "haa" sesi geldi. Haa ya!

"Şey ben senin izinli olduğunu unuttum da almaya gelmedin diye ondan aradım. Önemli değil yani. Sen ne yapıyorsun?"

"Çay içiyorum. Temizlik yapacağım birazdan."

"İyii, bizde haber bekliyoruz emniyette." dedi.

"Hımm"ladım bende. Ne diyeyim ki başka, sabah akşam birlikte olduğu için soracak başka birşey yoktu.

"İyi o zaman birşey olursa ararsın, iyi çalışmalar size" dedim.

"Tamam tamam uykum var zaten, görüşürüz." dedi ve kapattık.

Çayım bitince mutfağa tezgaha koydum.

Temizlik zamanı!!

Odama gidip altıma gri bir şort, üzerime de yarım beyaz atlet giydim. Saçlarım kısa olduğu için ensemde topladım. Kahküllerim de nazar boncuğu olarak durdu.

Önce mutfak diye başlayacaktım ki kapım çaldı. Kafamı sağa eğip "Hayırdır inşallah!" dedim. Delikten bakmaya çalıştım ama karanlıktı. Gündüz vakti kötü bir ihtimal yoktur umarım diye kapıyı azıcık açtım. Karşımda Merve ve Baharı görünce gözlerim kocaman oldu. Kapıyı sonuna kadar açıp mal gibi baktım yüzlerine.

"Ne alaka lan, zaman ileri mi sardı. Bir sonraki cumartesi gelmeyecek miydiniz!!" dedim. Sonra önce Merve'ye, sonra da Bahar'a sarıldım. Sonra üçümüz grup sarılması yaparken Bahar heyecanla konuştu.

"Sen azıcık kötü olunca bizimkilere dedim. Onlarda izini öne çektiler. Geldik işte!" dedi.

Ya ben sizi yerim be!!!

"Ee Didom nerde?" dedim. Didemsiz grup sarılması hoşuma gitmedi. Bu sefer Merve'can bıkkın bir şekilde konuştu.

"O da bugün gelecekti ama misafire yakalandı. Onları atlatıp anca gece gelebilirmiş." dedi.

Yine bir Dido, yine bir misafir. Eskiden de böyleydi. Ya misafirleri olduğu için geç gelir ya da akrabalarından birisi evlendiği için gelemezdi. Bitmiyordu bu kızın akrabaları!!

"İyi bari, en azından gelicek" diyip bavullarını içeriye taşıdık. Hemen kapının kenarına koyup
koltuğa yayıldılar.

"Hop hop gençler! Ne oluyor?" dedim ellerimş belime koyup. Anlamaz gözlerle bana baktılar. Aynı anda kafalarını "ne var!" diye salladılar.

İlk Sevgili Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin