27🦋

39 2 0
                                    


•Yiğit





Hastaneden geldiğim gün mutfakta annemi görmüştüm. Yemek yapıyordu.

"Balkız?"

Annem beni duyar duymaz arkasını dönmüş ve hızlıca belime sarılmıştı.

"Oy oğlum! Oy yavrummm! Nasıl özlemişim küçük hamsimi!" diye sıkıca sarılmıştı.

Birkaç günlüğüne annem, Dilan ve Beyza yengem gelmişlerdi. Birde Dilan yengemin 2 yaşındaki oğlu Barın tabi. Beyza yengem 6 aylık hamileydi ve alışveriş için İstanbul'a gelmek istemişti.

Pardon kendisinin dediğine göre aşermişti. Evet! İstanbul alışverişi aşermişti.

Annem ise dün hastanede olduğum için telaşlanmıştı. Üstün körü Canan'dan bahsettiğimde ise mutlaka görmeliyim gelinimi diye geleceğini söylemişti. Ama bu kadar hızlı bir geliş beklemiyordum tabi.

Halbuki beni aradıklarında uçak biletleri hazırmış. Yani bugün geleceklermiş zaten.

Neyse, baya bir hasret gidermiş ve bol bol Canan'ı konuşmuştuk. Fotoğraflarını göstermiştim. Çardakta tek başına ya da Atilla ile otururken gizlice odamdan çektiğim, farkettirmeden çektiklerim..toplasan 5tanedir zaten.

Tabi hasta olduğum gece başımda beklediği gün çektiğim fotoğrafı gördüklerinde başta geç saatte ne işi var erkek evinde diye kızmış, sonra hasta olduğum için o saatte benim evimde olduğunu öğrenip uzun bir 'Aferim!' demişlerdi. Ama yine de ne işi varmış diye de azıcık söylenmişlerdi.

En yakın zamanda tanışmak ve sevdiğim kadına sıkıca sarılmak istiyorlardı.

Canan'la ise bir garip gibiydik. Mesajlarıma ve aramalarıma dönmediği için ertesi gün evine gitmiştim ve o da ekmek diye çıkmıştı. Akşamına operasyona gidecektim ve onu görmek istiyordum.

Her yer kardı ve zor yürüyordu. Kısa bir kar topu savaşı yapmıştık ve çok mutlu olmuştum. Sanırım ben iki senedir bu kadar çok gülmememiştim.

Sonra yolda araba olduğunu gördüğüm gibi Canan'ı kendime çekmiştim ve düşmüştük.

Ama nasıl düşüş..dudaklarına dokunmuştum dudaklarımla. Yumuşacık, soğuktan kızarmış dudakları..çilek kokuyordu. Zaten ona ne zaman yaklaşsam çiçek ve çilek kokusu alıyordum.

Tabi o an baya yoğun bir çilek 'tadı' almıştım.

Ama sonra birşey oldu. Benden biraz uzaklaştı. Hatta gün içinde başladı. Bir sinirle annemin pilavı ile ilgili birşeyler söylemişti. Sonra da bana 'git' demişti.

Öptüğüm için mi acaba diye düşünmüştüm. Belki de sevmiyordur öpüşmeyi demiştim ama hemen bu fikirden kurtulmak istemiştim.

Umarım böyle bir ihtimal bile yoktur.

Peki belki de gerçekten beni istemiyordur diye aklıma kurt düşmüştü. Olabilir miydi acaba? Belki de ben onun gözlerinde, hareketlerinde kendi aşkımı görüyordum. Düşüncelerim kalbimi ağrıtmıştı.

Umarım bu hiç hiç değildir diye düşünmüştüm.

Gözleri daha farklı bakıyordu. Uzak bakıyordu. Anlayamamıştım.

Sonra operasyona gitmiştim bir hafta. Edirne Emniyeti ile ortak yürüttüğümüz için gitmek zorundaydım. Zaten baskın yapmayı planladığımız beşinci gün insan ve uyuşturucu kaçakçılarının baskından haberdar olması ile bir süre beklemeye karar verilmişti. Yeni planları büyük ihtimal hızlı bir şekilde ülke sınırından Avrupa'ya geçmekti. Bizde bir iki gün bekleyecektik. Tekrar gidecektim yani.

İlk Sevgili Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin