Eve geldiğimizden beri ne bir şey anlattı nede tek kelime etti bu Bora denen adam Ateşe ne demiş olabilir ki? Kafamda binlerce soruyla Çağla'nın kulağına eğilip "Ne yapacağız şimdi?" diye sordum Çağla "Bende bilmiyorum ki birimiz sorsun artık" dedi sessizce. Ardından sessizce Ateşin karşısındaki koltuğa oturdum ve kendimi tutamayıp "O adam sana ne dedi? Neden bizsiz gittin? En son annenle ilgili bir şey dedi." dediğimde kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı annesinden bahsettiğimde gözleri dolmuştu derin bir nefes aldı ve "Sizi götüremezdim çünkü yalnız gelmemi eğer birini yanıma alırsam sağlığımız açısından iyi olmayacağını söyledi bende size bir şey olmasından korktum" dediğinde Egemen araya girdi "Ateş eğer biz orda olmasaydık sen şuan aramızda yoktun biliyorsun değil mi," dediğinde gözünden bir yaş geldiğini gördüm ve sözüne devam etti "sence biz sensiz yaşayabilir miydik?" "Tamam haklısınız hata yaptım ama sizde beni anlayın eğer benim yüzümden size bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim." dedi "Peki annen hakkında ne dedi?" dedi Baran Ateş Barana doğru döndü ve "Annem, yaşıyormuş." dediğinde resmen ağlıyordu "Ne!" diyebildim sadece "Evet gerçekten yaşıyormuş ve bunu benden saklamış neden benden sakladığını bilmiyorum adam şifreli şifreli konuştu gerçekleri nereden nasıl öğreneceğimi bilmiyorum ama peşini bırakmayacağım, babamın katili annemin eşiymiş bu demek oluyor ki işin içinde annemde var." dedi hemen ardından Baran söze girdi "Aslında annenin gerçekleri senden neden sakladığını bir kişiden öğrenebiliriz." "Kim?" "Dedenden" "Dedem mi? ama o benim yüzümü bile görmek istemiyormuş babam dedemin beni hiç istemediğini söyledi." "Belki de baban öyle bilmeni istedi, hem denemekte fayda var." dediğinde Çağla araya girdi "Baran haklı en fazla bağırır çağırır." "İyi, madem öyle şansımızı deneyelim ama nerede oturduğunu bilmiyorum." "Onu bulmak kolay." dedi Egemen ardından Baran'ın odasından Baran'ın dizüstü bilgisayarını aldı ve bir şeyler yaptı hiç birimiz ne yaptığını anlamadık aradan yarım saat kadar geçti "Dedenin adı Adem Ölmez değil mi?" "Evet." "Kadıköy de oturuyormuş." dedi bilgisayarı bize doğru çevirerek "Nesin sen be." dediğimde hepimiz gülmeye başladık. Bildiğiniz adamın GBT' sini çıkardı. Yarın Kadıköy'e gitmek için sözleştik ardından Egemen bizi evlerimize bıraktı. Eve girdiğimde annemin salonda oturduğunu gördüm sessizce yanına oturdum elindeki fotoğraflara bakıyordu belli ki fotoğraflara dalmış gitmişti benim geldiğimi görmedi bile sessizce yanına oturdum irkilerek bana döndü gözleri dolmuştu ona biraz daha yakınlaştım sıkı sıkı sarıldım babamın fotoğraflarına bakıyordu. Annemin yüzünü ellerimin arasına aldım göz yaşlarını sildim "Ağlama eğer o burada olsaydı senin ağlamanı asla istemezdi." dedim annem ufak bir tebessümle "Bizi görüyordur değil mi?" sanki küçük bir çocuk gibiydi "Elbette görüyordur." bende onu teselli eden annesi gibiydim. Anneme tekrar sıkı sıkı sarıldım "Ben yatıyorum saat zaten 4'e geliyor sabah nasıl uyanacaksam artık neyse sende kalk çok geç oldu" dedim "Tamam sen git bende yatarım birazdan" dedi ve yanağıma küçük bir öpücük konturdu koşarak odama gittim merdivenlerden çıkarken hüngür hüngür ağlıyordum annemin bu hali beni çok üzüyordu. Odama zar zor gittim kapıyı kapattım kapıya sırtımı verip yere oturdum hala ağlıyordum göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Kendimi teselli etmem bile işe yaramıyordu çünkü onu çok özlüyordum. Göz yaşlarımı sildim ayağa kalkıp dolabımdan pijamalarımı aldım kıyafetlerimi değiştirir değiştirmez kendimi yatağa attım kulaklığımı taktım telefonumdan müzik açtım. Müzik ve göz yaşları eşliğinde derin bir uykuya daldım.
Karanlık bir odadaydım her taraf simsiyahtı, bir ses duydum "KUMSAL!" biri arkamdan bana sesleniyordu. Arkamı döndüğümde bembeyaz kıyafetleriyle parıl parıl parlayan biri bana doğru geliyordu yaklaştıkça yüzü netleşiyordu bana doğru gelen kişi babamdı dibime kadar geldi "Buradayım ben kızım." dedi göz yaşları içinde boynuna atladım ona hiç sarılmamış gibi sarıldım. "Dikkatli ol kızım sizi çok kötü günler bekliyor..." dediğinde sırtını bana dönmüş ileri doğru yürüyordu "Ne! bizi ne olacak" dediğimde ses gelmedi o gidiyordu ben gidiyordum aynı soruyu defalarca sordum ama arkasına dönüp cevap bile vermedi benden çok uzaklaştı koşmaya başladım "BABA BİZİ NE OLACAK!" dediğimde hala peşinden koşuyordum ama o bir anda toz oldu ben o karanlık odada yapa yalnız kaldım, bir başımaydım kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZANLAR
AcciónDünya'ya, yapılan oyunları bozmak için gönderilen 5 kişinin hikayesi..